Yatakta uzanırken odamın kapısı açıldı. Fırat içeriye benim eşofmanlarımla girdi. Ulan benim diz yapmış gri eşofmanım onda nasıl bu kadar mükemmel durabilirdi?
Üzerinde ki siyah tişört vücut hatlarını belli ediyordu.
Herifi utanmadan baştan aşağı süzmüş bir de yemiştim. Çok yakışıklıydı. Aslında bundan da öteydi.
Onu nasıl anlatabilirim? Bilmiyorum. Tek bildiğim ona aşık olduğum. Sanki bu dünyada ondan başkası yoktu benim için.
Dalgalı saçlarını eliyle karıştırdı.
Hipnoz olmuş gibi onu izliyordum.
Gülümsedi.
Tişörtünü üzerinden sıyırmaya başlayınca, şok için de kaldım. "S-sen..."
Kahkaha attı. "O kadar dikkatli bakıyordun ki sana minik bir spritiz şov yapmak istedim."
Yutkundum. "Buna kalbimin hazır olduğunu sanmıyorum."
Uzanıp kumandayla televizyonu kapattı. Cihazın çalıştığının bile farkında değildim. Ona o kadar çok dalmışım ki gerçeklikten uzaklaşmış gibiydim.
Işıkları sürdürdükten sonra usulca yatağın sağ tarafına uzandı.
Bizde kalacaktı.
Benim yatağında uyuyacaktı.
Benimle...
Allahım ileride mutsuz olacaksam lütfen al canımı!
Yan odadan duvara vurulduğunda sinirle iç çekti. "Bu çocuk ne zaman uyuyacak?"
Onun gibi iç çekip onu taklit ettim. "Bir bilsem... Ama uyur yakında. Uykuya pek dayanamaz. Azıcık sinirli. Onu misafir odasına sepetlediğimiz için." Dedim.
"Yok bir de gavat gibi izin verseydim birlikte uyumanıza!"
"Gavatlandın!"
"Dalga geçme benimle."
Biraz sırtım ağrımıştı. Daha rahat bir pozisyona geçmek için hareket ettim. Fırat ile konuşmayı seviyordum. Ama onunla gecenin bir yarısında aynı yatakta uzanırken uyumayı daha çok sevmiştim. Bunun için kulağımdan vaz geçebilirdim.
Düşündüklerimi dile getirmek isterdim ama Fırat bana henüz bir şeyleri itiraf edecek kadar cesur değildi. Bu yüzden onu sıkmak istemiyordum. Sürekli ona sevdiğimi söylememden rahatsız olmasını istemiyordum. Bir şeyleri itiraf etmeye hazır olunca ona tüm kalbimdekileri açacaktım.
Bunu zaten yapmıştım ama Fırat olan sevgimin bir boyutu yoktu. Gözünü korkutmak istemiyordum. "Behlül ile iyi anlaştığınızı düşünmüştüm." Konuyu yine ona getirmiştim. Ona sinirli sinirli söylenirken oldukça tatlıydı.
"Sana yılışmasa iyi çocuk."
"Beni ondan kıskanıyor musun?" Sesim kısık hatta fısıltı gibi çıkmıştı.
Yatakta yan dönüp bana baktı. Eliyle çenemi okşadı.
Uzanıp okşadığı yeri öptü. Kalbim hızlanmıştı. Nefes almak bile istemiyordum. Bu büyünün bozulmasını istemiyordum. O bir şeyleri dile getirmekte iyi olmasada göstermekte, hissettirmekte çok iyiydi.
Beni kıskanıyordu. Benden hoşlanıyordu. Bunu hissediyordum.
Bende onu uzanıp öpmek istiyordum ama hareket etmekte pek başarılı değildim.
O ise benim ne hissettiğimi biliyordu. Uzanıp dudaklarını dudaklarıma kapattı. Bu ilk öpücüğümüz gibi değildi. Yine ıslaktı. Yine nefes nefeseydik. Yine daha fazla talan etmek istiyorduk birbirimizi.
Ama aşkımızı hissettirmekti asıl amacımız. Söyleyemediklerimizi dile getiriyorduk.
Onun dudakları kalbime giden en kestirme yoldu. Biliyordu.
Beni nasıl bulutların üzerine çıkaracağını biliyordu.
Alt dudağımı dişleriyle çekip bıraktı. Islak ve kızarmış dudakları muhteşemdi."Annenin bu evde olması, yanda şu itin olması önemli değil ama kolun bacağın kırık olmasa durmazdım. Duramazdım."
Elimle yüzünü avuçladım. Dudaklarına öpücük kondurup fısıldadım. "Önemli değil.
Durma."
***Kamu spotu: Cesaret her zaman iyidir. Ama sağlık daha önemlidir. Her işin başı sağlık gençler.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIMCIM/ BOY×BOY/ TEXTING
Teen FictionO bana tecavüz etmiyor. O zaman ben ona ederim. Mafya olması sikimde değil(!)