Fırat
Çıldıracak gibiydim. Neler olduğunu anlayamıyordum.
Birden bire kim ona zara vermek isterdi ve ben iki gündür nasıl Ümit'i bulamazdım.
Tüm düşmanlarımın kapısını çalmıştım. Hepsiyle tekrar çatışmıştım ama sonuç yoktu. Ondan bir haber yoktu.
Kim neden ona zarar vermek istesin ki?
Benim gibi değildi o tertemiz kalbiyle kimsenin kötülüğünü isteyemezdi.
Annesini Behlül ve Çınar sakinleştirirken benim yanımda kimse yoktu.
Ümitsiz kimsesiz sayılırdım.
Durduğum oda dar gelmeye başlayınca balkona çıkıp temiz hava aldım.
Yeterli değildi. İçimdeki sıkıntı geçmiyordu. Ümit'i hemen görmek istiyordum.
Onu kaçıranlar tek bir şey dahi istememişlerdi ne para ne de başka bir şey.
Abimden şüphelenip peşine adam takmıştım. Onunla kavga etmiştim ama onunda bir şeyden haberi yoktu.
Kendi kendimi yiyordum.
Meğer her şeyim o oluvermiş.
Ben onu sevmeye kıyamazken başkalarının ona zarar verecek olması beni çileden çıkarıyordu. Ona dokunan elleri kırmak istiyordum.
Odamın kapısının açıldığını duyunca tekrar içeriye girdim. Gelen kişi emniyet memurlarından Burak idi.
"Ne oldu Burak bir haber var mı?"
Polisler arasında hatrı sayılır biriydim. Genellikle ortak çalışırdık zaten.
Ben onlara yardım ederdim onlarda bana...
"Pek iyi sayılmaz. Arabalar çalıntıymış her hangibi bir iz bulamadık. "
Gözüm seyiriyordu. Kırıp dökmemek için kendimi zor tutuyordum.
"Tamam sağol."
Kendimi koltuğa bırakıp yüzümü avuçlarıma gömmek istiyordum. Kafam allak bullaktı. Hayatım da daha önce bu kadar çaresiz kaldığım tek bir anım olmamıştı.Elim kolum bağlıydı.
Odanın kapısı kapandığında göz yaşlarım süzüldü.
Neredeydi? Benim Ümit'im neredeydi?
Bensiz çok üzülürdü. Korkmuştur.
Kalbim sıkışırken nefes almak için iç çektim. Ömrüm hayatım her şeyim olan adam ortalarda yoktu. Elimden bir şey gelmiyordu.
Onu çıkıp sokak sokak arasam...
Nasıl bulacaktım sevdiğimi?
Bana aşık olmak hayatında yaptığı en büyük hataydı belkide. Ama o zaman ben onu sevemezdim. Onsuz bir hayat düşünmem mümkün değildi.
Telefonum çaldığında tanımadığım numarayı hemen açtım. Ümit'ten bir haber olabilirdi.
"Alo!"
"Fırat Altan'la mı görüşüyorum?"
"Evet. Siz kimsiniz?"
"Bankamizdan kredi çekmek ister misiniz?" Dalga mı geçiyordu bu Manyak benimle.
"Hayır. Bir daha beni aramayın!" Telefonu kapatacakken beni durdurdu.
"Bekle Fırat efendi. Bende çok kıymetli bir şey var. Eminim ne olduğunu buldun bile."
"Ulan şerefsiz seni sikerim! Eğer onun kılına zarar gelirse seni mahvederim! Anlıyor musun?!"
"Bence sakin olsan iyi edersin. Beni sinirlendirmek istemezsin.
Ümit denen bu genç çocuğa yazık olsun istemeyiz."
"Ne istiyorsun söyle!" O adamı gebertecektim! Lime lime doğrayacaktım o adamı ve bunu öldürmeden yapacaktım. Elim ayağım sinirden titriyordu.
" Akşam saat dokuzda sana göndereceğim adrese yüz milyon dolarla gel. Çocuğu al.
Söylememe gerek yok tabi ki yalnız geleceksin. Yoksa küçük sevgilin hayata veda eder."
Telefon yüzüme kapandığında öylece kaldım. Sinirden gözlerim kararıyordu. Sadece Ümit'in yüzü aklıma geldiğinde sakinleşecek gibi oluyordum. Fakat o benden uzaktaydı ve bu daha çok sinirlenmem için yeterliydi.
O adamı bulacaktım. Bulacaktım ve hayatını kaydıracaktım. Kimse benim sevdiğime elini süremezdi.
***
Kamu spotu: Sevdikleriniz sizden alınmadan önce onları çokça mutlu ettiğinizden emin olun.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
AŞKIMCIM/ BOY×BOY/ TEXTING
Genç KurguO bana tecavüz etmiyor. O zaman ben ona ederim. Mafya olması sikimde değil(!)