Polisler beni kelepçeleyip arabaya bindirdiklerinde hala olanlara inanamıyordum. Polisler hiç konuşmadığı için bende hiç konuşmuyordum ama polis araçlarında sürekli öten bir telsiz olmaz mıydı?Çok mu polisiye film izliyorum ? Ya araçta telsiz yoktu yada hiç konuşmuyorlardı. Ama suçluyu aldık geliyoruz tarzı bir şey söylemeleri gerekmez miydi?
Ters bir şeyler var.
Sonra polislerle arama bir cam girince ters bir şeyler olduğundan emin oldum. İçeri sızan gazı fark edince direnmedim. Bu kaçırılma olayı canımı sıkmaya başlamıştı. Derin bir nefes aldım ve uykunun huzurlu kollarına bıraktım kendimi. Keşke Zack de yanımda olsaydı diye düşünmeden edemedim ama benimle kaçırılması anlamında değil, her zamanki sarılıp uyumalarımızdan bahsediyorum.
Gözlerimi açtığımda tepesinde bir lamba olan amerikan tipte bir sorgu odasında oturuyordum. Ellerim arkamda kelepçeliydi. Kelepçeyi şöyle bir zorladım ama kolumu acıtmaktan öteye gidemedim. Birden gözüm ayna cama takıldı.
Yüzüm berbat görünüyordu ama saçlarım parlamış gibi duruyordu. Adrenalin işe yaramış sanırım.
Aynaya detaylı bakınca İçeride bir hareket sezdiğime yemin edebilirdim.
Köşedeki kapı açıldı ve siyah saçlı ve yeşil gözleri tepedeki ışıkla parlayan bir erkekti. diğeri ise kızıl saçlarıyla bana zackin eski sevgilisini hatırlatan bir kadın vardı. Kızıllardan nefret ederim. En azından artık ediyorum...
"Ben komiser john ve bu da partnerim Lydia. Sana aranan suçlu Zack Amory hakkında sorular soracağız. Doğru söylemeniz sizin lehinize. eğer bize yeteri kadar bilgi verirseniz davasında adınızın geçmemesini sağlayacağız." dedi konuşmaya devam ederek. Konuşmaya niyetim yoktu aslında.
Çünkü eğer ben sadakat göstermessem karşımdakinden de bekleyemezdim.
Ne kadar ayrı konularda olsa da.
"Bilmiyorum biliyor musun ama bir elin parmağından çok öldürdüğü insanlar var. " doğrudur birini gözümün önünde öldürdü zaten.
"Ben öyle birini tanımıyorum" dedim emin bir sesle.
"Bir çok kıza tecavüz ettiği belgeleri elimizde." Zack? ve tecavüz? Yakışıklılığına bakarak tecavüzcüye değil de yakışıklılığından gönüllü yatağına girenler olduğuna eminim. Hem öyle bir şey olsa onunla beraber kaç gece yattık ve en fazla yakınlaşmamız ya sarılıp uyumamız yada üzerime ayağını atışıydı. Böyle bir şey.. Saçma.
"Ben öyle birini tanımıyorum"dedim gene emin bir sesle. bu sefer daha kolay olmuştu çünkü zackin öyle biri olmadığından emindim.
"Peki.. seni aldattığından haberin var mı?" diye sordu kız gülerek. İnanmadım tabiyki.
"Zack adında birini tanımadığım halde beni nasıl aldatabilir ?" diye sordum karşımdakine sen mal mısın bakışı atarak.
"Daha ne kadar devam edeceksin bu oyuna ? seninle onun çekilmiş videonuz elimizde. İstediğin kadar inkar et." dedi ve birden kapı açılıp içeri televizyon soktular. İçeri televizyon sokan adamlardan birini sanki tanıyordum. İçeri giren iki adam da aynı kıyageti giymiş ve kafalarına kasket takmışlardı. Öyle çok inandığımdan değil ama aurası tanıdık geliyordu. Yaydığı enerji çok tanıdıktı ama çıkaramadım.
"Zack diye kimden bahsettiğinizden bile emin değilim" dedim sıkkın çıkarmaya çalıştığım sesimle.Kızıl televizyonu açtı ve bizim alışveriş merkezi önünde kat ve beni Zacki karşılarkenki görüntüyü izletti.
Uygun bir açıklama bulmalıydım ama aklıma sapkınca bir düşünceden başka bir şey gelmiyordu.
"Ha o yakışıklıyı mı diyorsun ? Adının zack olduğundan haberim yoktu ama gece için iyi para verdiii" dedim tiki gibi çıkarmaya çalıştığım sesimle. Bir gecelik bir şeymiş gibi göstermek en iyisiydi. Ne kadar kendi seviyemi düşürsemde. En azından buradan devam edebilirdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
RomanceBen kendimi toparlamaya çalışırken o çoktan yerini almış ve emniyet kemerimi takmaya çalışıyordu. "Ben hallederim" diye panikledim hemen çünkü elleri emniyet kemerini düzeltirken bedenime değiyordu ve bıraktığı his tüylerimi diken diken ediyordu. Ba...