Sabah uyandığımda koltukta Tess ile beraber yatıyorduk. Eve geldiğinde yanıma kıvrılmış olmalıydı.
Yüzüne baktım. Gözlerinin altı mosmor duruyordu ve burnu da kıpkırmızıydı. Gerçekten çok kötü görünüyordu. Onu bu kadar üzdüğüm için pişman oldum ama bu mevzuyu aşmamız gerekirdi. Yaz tatilinin son zamanlarındaydık ve süprizi kaçıracaktık. Ama görünüşe bakılırsa fazla uzatmaya gerek yoktu. Bu akşam artık bu işi bitirmeliydim.
Onu gelinim gibi kucakladım ve yatağımıza yatırdım. Üzerini güzelce örttükten sonra yüzüne gelen saçları da yüzünden çektim ve temiz kıyafetler giyinip odadan çıktım.
Gelinim. Ne güzel bir düşünceydi. Mihrapta o ve ben...
Kule binaya gidebilirdim tekrar. Hem şu yanan fabrika olayıyla yakından ilgilenebilirdim de. Sigorta şirketinde adamım olmadığından değil. Yeni fabrika için neler yapılabilir ilgilenmeliydim. Mimarlarla konuşmalıydım ama önce sonuç gelmeliydi. Arabamın anahtarlarını aldım ve kule binaya gittim.
Her zamanki yalaka yalandan insanlar.. Hızlıca geçtim. Bir çoğu beni tanımamalıydı bile. Kucağımda bulunan, tamamladığım dosyaları Annabeth'in masasına bıraktım. Anabeth de elinde bir çay bardağıyla masasında oturuyordu.
"Günaydın Efendim. Nasılsınız?" dedi o samimi tonuyla.
"Günaydın Annabeth. Bana imzalatacağın başka belgeler var mı? Yada yeni bir şeyler?" diye sordum.
"Bu gün baya erkencisiniz efendim." dedi hanımfendi çayından bir yudum alarak. Kendi şirketime erken veya geç gelmişim ne fark eder.
"Kusura bakmayın, ben de yeni geldim. Hemen dosyaları kontrol ediyorum." dedi ve elinde bardakla bilgisayarda bir şeyleri kontrol etmeye başladı. Bende hiç istifimi bozmayarak odama girdim.
Siyah deri koltuğuma oturdum ve şu sigorta belgelerinin gelmesini bekledim. Annabeth elinde bir kaç yığın dosya daha getirdi.
"Bu sigorta şirketinin raporu efendim. Binanın yasal olarak tüm giriş çıkışlara kapatıldığını da ilan ettiler. Bina tamamiyle harabeye dönmüş." dedi Annabeth
"Tamam. Mimar Ayazı ara. Yeni fabrikanın tasarımı için ona bir şans verelim. Eğer bu gün içinde gelebilirse yüz yüze konuşuruz bu işi alma olasılığını arttıracağını söyle. Hatta gün içinde kesin olarak gelmesi gerektiğini söyle. Belediye ile görüş ve binanın iznini çıkaralım. Ayaz geldikten sonra da tasarım ile ilgili konuşur anlaşırız. " biraz duraksadım. " Eğer ayaz gelmezse Rohanı çağır. Hani şu hintli olanı. Restoran tasarımında baya başarılıydı." dedim ve Annabeth kafasını sallayarak gitti.
Sigorta raporunu inceledim. Gerizekalı adamla ilgili hiç bir iz yoktu. Basit bir yangından başka bir şey görülmüyordu. Polislerin dikkatini çekecek en ufak bir şey bile yoktu. Eh biz işimizi sağlama alırız.
Bla bla bla Ayaz geldi. Aklımdaki fabrika planlarını anlattım. Ona sosyal çevreyi incelemesini ve gıda mı yoksa tekstil fabrikası mı tasarlaması gerektiğini kendisinin karar vermesini söyledim. Çizeceğini söyledi. Beni dinlerken her yere öykü öykü yazdı. Bu neyin öyküsü anlayamadım gitti. Belediyeden binanın onarım izni çıktı. Bir kaç mavi bir kaç yeşil ve iki kırmızı dosya inceledim. Beni baydı. Bunları yapması için de bir adam almalıymışım. Yada en iyisi bunları da Annabeth'e bıraksam iyi olacak. Bana özet filan çıkarsın. ..
Ve en önemlisi Saat 8 oldu. Tess evden çıktı ve işe gitti. Hemen Jamie yi aradım..
"Buyur büyük patron" dedi sevimli mutlu sesiyle. Bu adamın mutluluğu şu an çok batıyor.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Tutsak
RomanceBen kendimi toparlamaya çalışırken o çoktan yerini almış ve emniyet kemerimi takmaya çalışıyordu. "Ben hallederim" diye panikledim hemen çünkü elleri emniyet kemerini düzeltirken bedenime değiyordu ve bıraktığı his tüylerimi diken diken ediyordu. Ba...