39.BÖLÜM

13.6K 631 329
                                    

Aşk-ı Ala | 39.Bölüm

"Ağabey neler oluyor? Neden bağırıyorsun?"


"Ne olduğunu anlatayım Baran! Benim karıma çocuğumuz olmuyor diye, kendinden utan diyor, kadın mısın sen diyor, dayem!" dedi bir solukta Şivan ağa. Artık yeterdi! Karısının üzerine gidilmesine tahammül edemiyordu artık!


"Şivan, ne olur meremin... Yapma, annendir o senin.Geri dönüşü olmayan şeyler söyleme. "dedi Zelal gözyaşlarının arasında. Daye Keje, tam oğluna birşeyler söyleyecekken Şivan ağanın kurduğu cümle bütün ailenin yüreğine bir ok misali saplanmıştı ;


"Zelal, yukarı çık eşyalarımızı toparla. Gidiyoruz buradan!"



----



Neval, tam odaya girmişti ki Şivan ağa'nın sözü ile olduğu yerde kaldı. Bir Şivan ağaya bir de Zelal'e baktı. Şu konaktaki tek dostu, sırdaşı, can arkadaşı, ablası gidiyor muydu?


Gözlerinden akmak üzere olan yaşları geri itti.Ve bir umut Baran ağaya baktı. Baran ağanın gözleri ağabeyi ve yengesinin üzerinde gidip geliyordu.


"Kuremin, yapma! Ne olur gitme." diye bir ses duydu annesinden Şivan ağa. Bilhassa bakmıyordu annesine. Bakmayacaktı! O çok yalvarmıştı annesine, Zelal'in kalbini kırmaması için,sevdiği gülü soldurmaması için. Ama annesi inatla üzerine gitmişti Zelal'in.


"Zelal, çık ve eşyalarımızı toparla, dedim!" diye adeta kükredi Şivan ağa. Zelal, bir anda titrerken hızla kafasını aşağı yukarı sallayıp odasına doğru ağır adımlar attı. Şivan ağanın öfkesi kendisine değildi biliyordu ama yine de kendisine bağırmasına kırılmıştı.



Neval ise hızla eltisinin peşinden gitti. İstemiyordu, eltisi onu yalnız bıraksın. İstemiyordu, eltisi bu konaktan gitsin!


"Şivan!" diye tok bir sesle bağıran babası Lerzan ağa, oğlunun bu konaktan gidişine elbette sessiz kalmayacaktı. Oğlunun gidişi, başta kendisi olmak üzere herkesi yaralardı.Elinden geldiğince vazgeçirmeye çalışacaktı oğlunu.



Şivan ağadan ses gelmeyince bir kaç adım attı oğluna. Etrafına bakan Şivan ağayı çenesinden tutup kendine çevirdi.


"Sen anana, babana, aşiretine sırt mı çevirirsin oğul! Gidersen dönüşü olmadığını bilmez misin?! Anadan, babadan bu kadar kolay mı vazgeçilir!"



"Siz benden çoktan vazgeçtiniz ama Lerzan ağa!" diye adeta kükredi Şivan ağa bir solukta. "Zelal'in üzerine her gidişinizde benden vazgeçtiniz! Zelal'e itici olan sözleri her şöyleyişinizde benden vazgeçtiniz. Yapmayın, dedim! Karımla uğraşmayın, dedim! Bizim derdimiz bizi zaten boğuyor, bir de siz eklenip işi daha da çıkmaza sokmayın, dedim! Zelal'in üzerine giderseniz, karımı alır çeker giderim, dedim! Siz ne yaptınız?! Daha da çok geldiniz karımın üstüne! Ne yapmamı bekliyorsunuz! Ben günden güne karımın kollarımda erimesini mi izleyeyim baba! Korkuyorum anlıyor musunuz?! Korkuyorum, Zelal'in saçının tek bir teline zarar gelecek diye!" bağırmaktan boğazları ağrıyan Şivan ağa annesine hırsla döndü.


AŞK-I ÂLA (TÖRE) #wattys2018 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin