38.BÖLÜM

15.5K 744 638
                                    

Aşk-ı Ala | 38.Bölüm



"B-Baran..." dedi titreyen sesine engel olamadan. "Kollarını çeker misin?" diye sorduğunda Baran ağa daha da çok yaklaştı Neval'e. Başını Neval'in boyun girintisine soktuğunda Neval bir an nefes almayı unuttu. Kaskatı kesildi. Daha sonra Baran ağanın kurduğu cümle ise Neval'in utançtan renk değiştirmesine neden oldu,


" Özledim, lütfen müsaade et. Biraz böyle duralım."


----


Bir adam düşünün.


Ama sıradan bir adam değil, sevdiği kadın ölmüş bir adam. Çocukluk aşkını içinden atamamış bir adam.


Belki de, ben de sevdalıydım deyip sevdanın ne olduğunu bilmeyen bir adam. Sadece sevdalı. olduğunu düşünen bir adam.


Sevda neydi?


Onu görünce konuşamamak? Gözlerine bakamamak belki de... Midene kramplar girmesi? Peki ya onu görünce ufak, kaçamak bir tebessüm bahşetmek? Utançtan kızarmak mı?

Etrafındaki yüzlerce hatta binlerce kişi arasında sadece 'onu' aramak mı sevda?

Belki de kavuşamamaktır aslında.

Ya da hepsi...

Gözlerinin içi gülerdi belki baktığında.

Sevda nasıl olur bilmiyordu belki Baran ağa ama bildiği birşey varsa o da şu an kollarında yatan kadına kalbinin bütün yollarını açtığıydı.


Çok düşünmüştü bu konu hakkında. Gecelerce uyuyamamıştı fakat en sonunda kabul etmişti. Baran ağa, Neval'in varlığından, evladının varlığından mutlu oluyordu. Şu ana kadar yaptıklarıyla belki zaten kendisine ısınmayan karısını daha da fazla uzaklaştırmıştı kendinden. Ama artık o devir kapanmıştı. Malum boşanmak gibi bir durum, özellikle de Neval hamileyken söz konusu dahi olamazdı. O halde birbirlerine alışmaktan başka da bir çareleri yoktu.

Kollarının arasında kasıldığını hissettiği karısının şakaklarına bir öpücük kondurdu Baran ağa.


"Rahat ol,uyuyacağız sadece. "dedi dudaklarını karısının saçlarından çekmeden. Cümlelerini fısıldar gibi kuruyordu. Ne yapması gerektiğini bilmeyen Neval, nefesini tutmuş, Baran ağanın kollarını üzerinden çekeceği zamanı bekliyordu.Ama dayanamıyordu. Baran ağayı sevmiyordu ve kendisine yaklaşmasını istemiyordu.


Sertçe itti Baran ağanın kollarını üzerinden. Ardından hızla ayağa kalktı. Yaptığı ani hareket sonucunda kasıklarına ufak bir sancı saplansada umursamadı.


"B-ben su almaya gideyim." dedi yutkunarak. Ardından hırkasını giydi. Tülbentini takarken Baran ağanın sesini duydu;


"Sürahide su var zaten. Neden aşağı iniyorsun?" demişti sakince. Neval çenesini altından tülbenti iğneyle tuttururken bir yandan da sadece kendinin duyacağı bir ses tonuyla "Senden kurtulmak için." dediği esnada Baran ağanın "Efendim? Bir şey mi dedin?" diye sorması üzerine kocasına dönüp suratına yapmacık bir gülümseme yerleştirdi.


"Buradaki su bayatlamıştır, diyorum. Mutfaktan alsam iyi olacak." deyip hızla dışarı çıktı.Utançtan kıpkırmızı olan suratını saklamaya çalışarak mutfağa indi. Herkes yatmış olmalıydı, saat epey geç olmuştu. Kimseyi görmemeyi umarak mutfağa girdi.


AŞK-I ÂLA (TÖRE) #wattys2018 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin