9.BÖLÜM

22.3K 796 97
                                    

Aşk-ı Ala | 9.Bölüm

"Kızlar,Ömer ağabeyim Baran ağanın kız kardeşi Dicle'ye sevdalanmış!"

----


Genç kızlar bir süre duyduklarını sindirmeye çalıştılar.Narin,Dicle'nin kim olduğunu bilmiyordu. Nasıl biri olduğunu düşünüyordu. Rojin, Dicle'nin yaşını düşünüyordu. Sonuçta yaş farkı önemliydi Rojin'e göre. Evleneceği insanla arasındaki yaş farkı üçü geçmemeliydi.Fakat Ömer ağa yirmi altı yaşındayken;Dicle daha on dokuz yaşındaydı. Neval ise görümcesinin görümcesi olmasının tuhaflığını düşünüyordu.


Bir an hızını alamayan Neval ve Rojin aynı anda "Oha!"Diye bağırdılar.Aslında şaşırmalarının nedeni, Ömer ağanın bu zamana kadar bir şey belli etmemesiydi.

Hiçbir şeyden haberi olmayan Narin anlamsız bakışlarla arkadaşlarına bakıyordu.

"Dicle mi?" diye sordu Narin .


"Evet. "diye kısa bir cevap verdi Neval.


"Yani Neval'in görümcesi? "


Evet anlamında başını sallayan Neval, sıkıntıyla iç çekti.


"Dicle daha on dokuz yaşında. Evlendirmezler ki onu."diye fikrini söyledi Rojin. Yani en azından öyle olmalıydı. Çünkü hiçbir kız genç yaşta kendisinden yedi yaş büyük biriyle evlenmemeliydi.


Rojin'e göre ideal evlilik yaşı yirmi beşti. İnsanın mantığı yirmi beş yaşından sonra çalışıyordu ve Rojin mantık evliliği yapmak istiyordu. Fakat biraz zor gibi görünüyordu.


Bir yandan da Ömer ağabeyinin evlenmek istediğine sevinen Neval, Dicle ve ailesinin böyle birşeyi kabul edip etmeyeceğini düşünüyordu. Allah biliyor ya, Baran ağa inadına kabul etmezdi bu evliliği. Aslında babası varken ona pek de laf düşmezdi ama yine de insanın içi bir ürperiyordu.


"Her neyse kızlar, namazları kılmadık. Haydi namaza."dedi Rojin.


Başını sallayan Neval ve Narin ayağa kalktılar. Namaz önemliydi. İnsanın iman gücü olmalıydı. İman olmalıydı ki her şeyin üstesinden gelebilsindiler.Kızlar namazlarını kıldıktan sonra gece geç saate kader Ömer ağanın işini konuştular ardından bir film izleyip uyudular.


----


Sabah erkenden staj için hazırlandılar. Aşağıya indiklerinde ağabeyleriyle karşılaşan kızlar hızlı adımlarla ağabeylerine sarılmaya gittiler. Neval hangi önce ağabeyine sarılacağını düşünürken Rojin çoktan Serferaz'a  sarılmıştı bile.


"Günaydın ağabey."

"Günaydın güzelim."deyip öptü kardeşini şakaklarından.Sıkıntısı büyüktü. O gün uçakta gördüğü kızı bulamamıştı.Aramadığı yer kalmamıştı. Yavuz ağa, Serferaz'ın bir sıkıntısı olduğunu anlamış öğrenene kadar da rahat bırakmamıştı. Sonuç olarak Yavuz'da öğrenmiş, Seferaz'a aramasında yardım etmişti. Kızı bulamadıkları gibi bir de rezil olmuştu Serferaz. Yolda gördüğü bir kızı ona benzettiği için durdurmuş ardından kızdan sert bir tepki alıp tokat yemişti. Ardından pes etmişti.Mardin'den gitmiş olduğunu düşünüp aramayı bırakmıştı.


Kardeşinin yüzünü elleri arasına alıp,


"Dikkatli ol.Ne olur ne olmaz."dedi


"Tamam ağabey."deyip sıcacık güldü Rojin.


Neval, önce Yavuz ağabeyinin yanına gitmişti. Ona sıkıca sarıldıktan sonra Ömer ağabeyine ,sonra ise Yağız'a. Neval, Narin'in onları uzaktan izlediğinin farkındaydı. Hemen uzaklaştı ağabeylerinden üzülmesini istemediği için. Narin, çok küçük yaşta kaybetmişti ailesini
Bu yüzden ne zaman böyle bir şey görse gözleri dolardı istemsizce. Kimsenin gözlerinin dolduğunu fark etmemesi için hemen yukarı kaldırdı gözlerini. Alışması lazımdı artık.


AŞK-I ÂLA (TÖRE) #wattys2018 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin