2. Bölüm

136 11 0
                                    

Myung Soo otururken selam verdi ama sadece başını eğmekle yetindi Ji Yun. Çünkü içinden geçiriyordu yine...

"Cehenneme hoş geldin."

Myung Soo onun bu hareketine aldırmadı ve yerine oturdu. Ders Sanat Tarihiydi. Uygulama dersleri ilk 2 dersten sonra başlıyordu. Ji Yun okulda bulunduğu süre boyunca hiçbir erkekle yan yana oturmadığı için içinde bulunduğu durum ona garip geliyordu. Ders boyunca başını kaldırıp birkaç defa onun yüzüne baktı. O görmesin diye de hemen önüne döndü. Teneffüs zili çaldığında sınıftakilerin çoğu dışarı çıkmıştı. İçerde kalanlar da Myung Soo'nun yanına gelmişti. Ji Yun onları görünce tekrar kitabını eline aldı. Aslında dün gece bu kitabı bitirmişti. Ama şu anki görüntüye şahit olmak yerine kitabını tercih etmişti. 

Orayla ilgisini tamamen kaybetmek üzereyken sınıfın popüler kızlarından biri öndeki sıraya oturup Myung Soo ile konuşmaya başladı

"Myung Soo, değil mi? Çok yanlış bir yere oturdun hayatım. Ji Yun sınıfta doğru dürüst kimseyle konuşamaz. Çok sıkılacaksın, hadi Soon Mi seninle yer değiştirir." 

Dedi yanında bulunan kıza bakış atarak. Myung Soo rahatsız olduğunu hareketlerinden belli ediyordu. Kız başında durup konuşurken çok şiddetli olmamaya çalışarak onlara bağırdı.

"Ben yerimden memnunum. -Ji Yun'a bakarak- Ji Yun'du, değil mi? Ben bu kızla oturmaktan rahatsız olacakmışım gibi görünmüyor. Lütfen önümden çekilir misiniz? Ha bu arada, arkadaşlarınızı doğru seçmelisiniz." dedi parmağıyla az önce konuşan kızın etrafındakileri işaret ederek. 

Ji Yun ağzı açık onlara bakıyordu. Başını sallarken de oldukça aptal görünüyordu. Myung Soo şapşal şapşal gülerek ona baktı.

"Ağzını kapatmalısın ve başını sallamayı bırakmalısın."

Ji Yun kendine gelerek başını öne eğdi. Myung Soo ona bakarak tekrar gülümsedi ve ona döndü. İkisi aynı anda bir şeyler diyecek oldular. Sonra gülmeye başladılar. Ji Yun'un konuşması için ona izin verdi.

"Sen nasıl.. Ya da dur neden benim yanımda oturmayı tercih ettin?" 

"Bilmiyorum güvenilir birine benziyorsun. -İçinden : Çokta güzelsin- Kitap okumayı seviyorsun ve büyük ihtimalle diğerleri tarafından dışlanmışsın. Bunu nasıl anladığımı merak ediyorsun değil mi? Aslında ben bir meleğim,düşüncelerini okuyabiliyorum."

Dedikten hemen sonra Ji Yun'un yüzünde oluşan surat ifadesine bakarak sessiz bir kahkaha atmıştı. 

"Sadece bir şakaydı. Sınıfa girmeden önce seni gördüm. Alt sınıflardan biri sana çarptı ve suçun olmadığı halde ondan özür dileyen sendin. Öyle şeyler işte. Bunları boş verip birlikte takılalım mı? Yani arkadaş falan oluruz."

"Aslında, ben şu an biraz şaşkınım. Öncelikle bunu sana söylemem ne kadar doğru bilmiyorum. Şu ana kadar abim ve arkadaşları dışında kimse yani erkeklerden hiç kimse bana karşı 3'ten fazla cümle kullanmamıştı. Çok fazla konuşan biri değilimdir. Hemen sıkılabilirsin, arada bir şeyler yazarım ve genellikle kitap okurum. Benimle arkadaş olabilecek misin?"

"Hiçbiri umurumda değil. Aynı şeyler benim için de geçerli. Biz iyi dost olabiliriz." dedi. 

Ji Yun gülümsemekle yetindi. Tabii yine saçma sapan bir düşünce geçti aklından: Umarım diğer erkekler gibi değilsindir.

2. derste bittikten sonra sınıftan Ji Yun'la birlikte 2-3 kişi daha tiyatro salonuna diğerleri de kayıt odasına gitti. 

Ji Yun sahnede yer almıyordu daha çok skeç yazıyordu. Öğretmenler onu birkaç oyunda oynaması için ikna etmeye çalışmışlardı ama hiçbiri işe yaramamıştı. Sahnede diğerleriyle birlikteyken Öğretmen Kang içeriye girdi. 

"Evet çocuklar bugün için neler hazırladınız?"

------------------------------

Kayıt Odası

Myung Soo içeriye girdiğinde içerinin bayağı kalabalık olduğunu görmüştü. Herkese selam verip kendini bir defa daha tanıttıktan sonra sandalyelerden birine oturdu. 

Sung Yeol ve Sung Jong da oradaydı. Dong Woo ile birlikte kurdukları grubun üyeleri. İkisi de 3. sınıftaydılar ve Myung Soo'nun yanına gelen ilk iki kişi oldular. 

"Selam, hoş geldin? Okulumuzu sevdin mi?" dedi Sungyeol. 

Sung Jong hemen ardından konuşmaya başladı

"Ahh! İlk önce kendini tanıtmalısın. Ben Lee Sung Jong bu da arkadaşım Sung Yeol. Hoş geldin!" 

Dedi ona. Myung Soo onlarla Ji Yun'dan daha kolay anlaşacağını biliyordu. 

"Selam. Ben de Myung Soo. Okuldan hoşlandım." Dedi saçlarını karıştırarak. Ders sonuna kadar öğretmeni dinlemeden kendi aralarında konuşmuşlardı. Arada Myung Soo biraz sesli güldüğünde Sung Yeol onun kafasına hafifçe vuruyordu. En sonunda öğretmen onları fark etti ve üçünü de dersten dışarı attı. Çıkar çıkmaz Myung Soo 

"Okulun ilk günü dersten atılmayı beklemiyordum." dedi. Sung Yeol devam etti.

"Emin ol bunu sadece biz yaşamıyoruz. Az sonra birkaç kişi daha dışarı atılacak. Hatta bak." dedi omuz silkerek kapıyı gösterdi. Birkaç öğrenci daha dersten atılmıştı. Gülerek kantine gittiler. Kahvelerini alıp boş bir masaya oturdular. Konuşmaya dalmışken okul dışındaki aktivitelerinden bahsettiler. Myung Soo şu ana kadar hiçbir kulüpte çalmamıştı. Sadece bazı müzikleri tekrar çalıyordu. Sung Jong bu sırada ona şu soruyu sordu.

"Akşam bizim grupla tanışmaya ne dersin?" 

2. Bölüm Sonu! Umarım beğenmişsinizdir. ^^

Sensizlik Bende HuyHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin