2 Ay Sonra
Okulların kapanmasına az kala herkes yakında yapılacak olan mezuniyet balosu hakkında konuşuyordu. Hava oldukça sıcak olduğu için ve sınavların bitmesine az kaldığı için yapılması gereken sınavlar yapılıyor ve ardından eve dönülüyordu. Ji Yun öğretmenlerle konuşurken Myung Soo yanına gelmişti.
"Selam." dedi her zamanki gibi suratında şapşal bir ifade vardı.
Bu iki hafta boyunca ikisinin de oldukça yorgun olduğunu biliyordu Myung Soo. Üst üste yapılan sınavlar, uygulama sınavları ve Mayıs ayının sonunda yapılacak olan yetenek sınavı.
Ji Yun yorgun bir ses tonuyla cevap verdi. Başını da elinde tuttuğu kağıtlardan kaldıramamıştı. Myung Soo biraz olsun daha enerjikti ama yine de yorgunlukları her hallerinden belli oluyordu.
Okul çıkışına kadar birlikte takıldılar. Ama çıkarken birlikte olamadılar nedeniyse Sung Gyu'nun herkesi çağırmış olmasıydı. Myung Soo Sung Yeol ve Sung Jong ile giderken Ji Yun da eve dönmüştü. Eve gelir gelmez uyumuş olması yorgunluğunu bir nebze olsun üzerinden almıştı.
Akşama doğru uyanmıştı. Dong Woo hala gelmemişti. Sung Gyu onları son zamanlarda sık sık çağırır olmuştu. İyi mi kötü mü ne oluyorsa Ji Yun bunu bilmek istiyordu. Tam hazırlanmış çıkarken Dong Woo geldi.
"Ah! Nereye gidiyorsun?"
"Neler olduğunu anlamak için sizin yanınıza gelecektim ama geldin işte."
Dong Woo gülümseyerek cevap verdi. Mutfaktayken ağzına attığı dünden kalma pizzanın etkisiyle konuşmaya çalıştı.
"Yemek yedin mi?"
"Bilmiyorum. Yemeği bırak. Neden sürekli buluşuyorsunuz onu anlat!" dedi salonun ortasına çömelmiş yastığa gömdüğü başını rahatlatmaya çalışarak.
Dong Woo mutfaktan seslendi."Artık bir şirkete bağlıyız! Bundan böyle resmi işlemlere başladık. Grupla birlikte başvuru formlarını toplayıp gönderdik bugün. Yeni ve güzel şeyler olacak gibi."
Cümleyi bitirdiğinde hafif hafif attığı kahkahalar duyuluyordu. Ji Yun başını yastığa gömdü. Gözlerini kapatmıştı. Dong Woo elinde abur cubur olan bir tabakla Ji Yun'un yanına geldiğinde bir terslik olduğunun farkındaydı.
"Hey, hey! Neler oluyor? Sevinmedin mi?"
"Hayır, sevindim."
Oldukça duygusuz ve bir anda çıkmıştı ki sesi Dong Woo daha fazla dayanamadan yanına oturdu ve kollarıyla ona sarıldı.
"Neler oluyor? Myung Soo ile ilgili bir sorun mu var?"
Başını yastıktan kaldırdığında gözlerinin yaşlanmış olduğunu gördü. Abisine baktı ve elleriyle oynamaya başladı.
"Sen... Hedefinden şaşmadan sürekli çalışıp durdun. Şu an bulunduğun konum da çok iyi. Hatta çok iyi bir şirkete başvuru bile yaptınız. Ama ben..."
"Neler söylemeye çalıştığınla ilgili hiçbir fikir yürütemiyorum Ji Yun. Açık konuşur musun?"
Sesini biraz daha yükselterek cevap verdi.
"Kahrolsun ki ben burda olduğum yerde sayıyorum. Tam 4 yıl oldu ama hala aynı yerdeyim. Neleri başarabilirim ki?"
Bunun üzerine daha fazla konuşmadı Dong Woo. Ona daha sıkı sarıldı. Kısa bir sessizliğin ardından ona bakmayarak konuştu.
"Hep aynı şeyleri konuşmayalım. Sen yapacaksın, başarabilirsin. Umutlu ol." dedi ve sözünü burada bıraktı.
--------------------------------------
Bir sonraki günde de dün olanların etkisi vardı. Ji Yun yine solgun ve yorgun görünüyordu. Myung Soo elinde iki çikolata tutuyordu. Ji Yun'un yanına geldi. Yine gülümsüyordu. Ji Yun onu görünce hafif bir tebessüm etmişti ama morali bozuksa o hafta boyunca düzelmiyordu. İkisi şu an bankta oturmuştu. Myung Soo kendi çikolatasını çoktan açmıştı. Ama Ji Yun hala bir şeyler düşünüp elindeki çikolatayla hayali karakterler çiziyordu.
"Kötü olan ne, söyler misin? Çikolata yiyorsun, yanında ben varım, hava güzel. Neler oluyor?"
"Hiçbir şey."
Bu kelime grubunu Ji Yun'un ne türlü zamanlarda kullandığını çok iyi biliyordu Myung Soo. Bu nedenle onun yanına daha da yaklaşarak elindeki çikolatayı alıp açtı ve yemesi için Ji Yun'un ağzına attı.
"Neler oluyor bilmiyorum ama bugün güzel bir gün. Ve ben bugünü sevgilimle iyi değerlendirmek istiyorum." dedi.
Ji Yun onun canını sıkmak istemediğinden bir süreliğine bazı şeyleri unutmaya çalıştı. O gün sinemaya gitmişlerdi yine. Ama bu sefer sadece aksiyon içeriği fazla olanlarla ilgilendiler.
Bugün de böyle geçmişti onlar için. Uygulama sınavları yaklaşırken Ji Yun'un içinde korku ve telaş büyürken Myung Soo ise her şeyden memnun hayatına devam ediyordu. İyi olacaklar mıydı?