Çok Özlü İksir -9-

1.2K 70 35
                                    

Bölüm şarkımız Marilyn Manson - Running to the edge of the world.

I had no choice, I erased the debt of our family, let you say goodbye with lips like dynamite.
And everyone turned their backs because they knew when we held on tight to each other,
We were something fatal, that fell into the wrong hands.  

Zincarla'ca çevirisi: Başka bir seçeneğim yoktu, ailemin borcunu ödedim, bana veda etmene izin verdim, dinamitten farksız dudaklarınla. Ve herkes bize sırtını döndü, çünkü biliyorlardı, birbirimize kenetlendiğimizde ölümcül bir şey oluyorduk; yanlış ellere düşmemesi gereken.

Bu bölüm @Mrs_pureblood a ithaf edildi. Umarım gidişattan memnunsundur. Hikayenin seriden farklı gittiğini bir kez daha hatırlatmak istiyorum. Keyifli okumalar!

***

Grimmauld Meydanı'ndaki evde işler iyi gitmiyordu. Yoldaşlık'tan gelenler oluyordu, yeni bilgiler edinmişlerdi. Dışarda koşullar gittikçe ağırlaşıyordu, Bakanlık düştüğünden beri hayat mugglelar ve muggle doğumlu büyücüler için her geçen gün daha da zorlaşıyordu. Muggle öldürmek ölüm yiyen eğlencesi olmuştu. Muggle doğumlu büyücüler ise etiketleniyor, göz altına alınıyor, hatta 'sihir çalmak' suçuyla Azkaban'a atılıyordu. Yasal yolları zorlamaya kalkanlar olmuştu elbette, ya da sihirli dünyadan ayrılıp muggle dünyasına yerleşenler. Ancak, bakanlığın gücü Voldemort'un elindeyken ne kadar şansları olabilirdi ki? Igor Karkaroff bile fazla dayanamamıştı, üstelik Karanlık Lord'un geri dönüşü hala kabul bile edilmemişken. Kaçak büyücüleri yakalamak, bir tür ölüm yiyen sporu olmuştu. Gidişat belliydi, önce bulanıklar, sonra melezler. Hepsi katledilince sıra ölüm yiyen olmayanlara gelecekti. İkinci Dünya Savaşı'nın utanç verici "Bizden değilsen, karşımızdasın" düsturu, yeniden hortlamıştı.

Black ailesi, Voldemort'a destek vermese de, ilk zamanlar görüşlerini desteklemişti. Evi didik didik arayarak işe yarar bilgi kırıntılarına ulaşmaya çalıştılar. Artık bu kadim aileden geriye kimse kalmamıştı, aidiyeti Harry'ye geçtiği için Kreacher hiç istemese de yeni sahibinin emirlerine uyuyordu. Regulus Black'in ölüm yiyen olmadığını öğrenmişlerdi, daha doğrusu bir ölüm yiyen olarak ölmediğini. İlk başlarda ailesinin yönlendirmesi ile aralarına katılmış, ancak yaşananları görünce vazgeçmişti. Söz konusu Voldemort'tu, öylece elinizi-kolunuzu sallayıp gidemezdiniz. O yüzden fikirlerini kendine saklamış ve fırsat kollamıştı. Voldemort madalyonu saklamak için Kreacher'ı istediğinde, beklediği fırsat eline geçmişti. Hortkuluğu tek başına yok edemezdi, ancak sadece sahibinin ulaşmasını sağlayan büyüleri kaldırıp, Kreacher'a bazı bilgi kırıntıları vererek, güçlü bir büyücünün ele geçirmesini sağlayabilirdi. Sağlamıştı da. Bedelini hayatıyla ödeyerek.

Hermione, Regulus'un planındaki inceliği görebiliyordu. Aynı anda hem Voldemort'un şüphesini çekmeyerek başka büyüler koymasını engellemiş, hem ailesini korumuş hem de gelecek için bir umut bırakmıştı. "Keşke Sirius ölmeden önce kardeşiyle aynı tarafta olduklarını biliyor olsaydı" diye düşünüyordu Harry. İnsanın tek kardeşinin düşman tarafta olduğunu düşünmesi çok acıydı. Harry'nin kardeşi yoktu ama Ron veya Hermione karanlık tarafa geçse aynı şeyleri hissedeceğini biliyordu.

Evin, Yoldaşlık karargahı haline getirildiği dönemde barındırdığı karanlık sihir taşıyan tüm eşyalar atılmış ya da imha edilmişti. Ancak Kreacher'dan üstünde Hufflepuff'ın ambleminin olduğu bir kupanın çalındığı bilgisini almışlardı. Kreacher'ın anlattıkları, Harry'nin bir zamanlar düşünselinde gördükleriyle uyuyordu, o kupa; Voldemort'un hortkuluğa çevirdiği Helga Hufflepuff'a ait parça olmalıydı. Cinin zihninde güçlü bir büyü vardı, kupayı kimin getirdiğini ya da ne zaman getirdiğini bilmiyordu ancak Voldemort'un geri dönüşünden sonra geldiğini ve canı pahasına koruması, becerebilirse yok etmesi gerektiğini biliyordu. Ne yazık ki ikisinde de başarılı olamamıştı. Hortkuluğun kudreti, ihtiyar bir ev cininin gücünü fazlasıyla aşıyordu. Saklama konusunda ise, yoldaşlığın kıdemli dolandırıcısı Mundungus Fletcher, Kreacher'dan çok daha kurnazdı. Zavallı cin, kupanın çalınmasını engelleyememişti. 

YILLAR SONRA - DRAMIONE ONE-SHOT HİKAYELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin