Merhaba:)
Finalden önceki bölümdeyiz artık:)
Finalde görüşmek üzere, iyi okumalar:)
Bölüm 39
Babamın ölümünün üstünden neredeyse üç ay geçmişti. Annem, bize her şeyi anlatmıştı o günden birkaç gün sonra. Dinledikçe babama olan öfkem katlanıyordu ve onu affetmek düşüncesi adım adım uzaklaşıyordu benden.
Sevmeyi öğrenmedim demişti yazdığı notta ama annemin anlattıklarından sonra anlamıştım ki babam sadece bizi sevmeyi öğrenememişti. Belki de öğrenmek istememişti. O kadının kim olduğunu bilmiyorduk ama ben annemin, bize anlattığından çok daha fazlasını bildiğine emindim.
Derin bir nefes alıp başımı yan tarafıma çevirdiğimde gördüğüm görüntü kalbimin sıcacık olmasını sağlamıştı bir kez daha. Ada, gece kâbus gördüğü için bizimle uyumak istemişti ve şimdi Kayra'mla birbirlerine sarılmış derin bir uykudaydılar. Yavaşça onlara doğru döndüm ve uzun uzun izledim onları.
Kayra'm, benim bu hayattaki en büyük şansımdı. Küçücük bir çocukken kalbime girmiş, kalbim olmuştu. Aldığı her nefes bu dünyada bana verilen bir ödüldü sanki. Gülüşü benim için bütün güzelliklerin anlamıydı.
Ada'm ise... Hayatımın en güzel hediyesiydi. Minicik kalbinin atışlarını dinlemek, saçlarından yayılan mis kokusunu içime çekmek yaşadığımı hissettiriyordu bana. Biraz daha yaklaştım onlara doğru, üstlerinden kayan pikeyi çekip üstlerini örttüm ve ikisine de sıkıca sarılıp kendimi bir kez daha uykuya bıraktım.
&&&&&&
''Anneciğim neden böyle yapıyorsun bebeğim?''
Ada üç gündür beni mahvetmişti. Buğra, yaptığımız bir kampüs projesi için şehir dışına çıkmıştı dört günlüğüne ve üç gündür Ada'yla yalnızdık. Ben de onu çok özlemiştim ama Ada'ya babasının neden akşamları eve gelmediğini anlatmak çok zordu.
Buğra uygun olduğu her an arıyordu. Bunların da çoğu görüntülü aramaydı ama yine de Ada, kapı her çaldığında Buğra geldi sanıp koşturuyordu. Onun olmadığını gördüğündeyse ağlamaya başlıyordu. Buğra'yla en son iki saat kadar önce konuşmuştuk ve yarın akşam evde olacağını söylemişti. Buğra ne olur çabuk gel!
''Sen beni babama götüymüyoysun, sevmiyoyum aytık seni!'' diye bağırdı Ada ağlayarak. Artık ben de ağlayacaktım.
''Anneciğim baban burada değil ki. Burada olsa seni neden götürmeyeyim yanına? Hadi bebeğim...''
''Hayıy! Ben küstüm sana, git! Buyada işte, o büyük evde babam.'' Büyük ev mi? Ellerini tuttum ve dizlerimin üstüne çöktüm gözlerine bakabilmek için.
''Büyük ev neresi bebeğim?'' Sanki çok inanılmaz bir şey söylemişim gibi baktı bana.
''Büyük ev işte. O hani uzun, kocaman ev vay ya sabah gidiyoy hep.''
Holdingden bahsediyordu galiba. Derin bir of çektim. Dün sabahtan beri hiçbir şey yedirememiştim. Gece sürekli uyanıp ağlıyordu ve en sonunda ağlarken uyuyakalıyordu. Bir elimi alnıma dayadım ve gözlerimi kapattım sakinleşmek için.
Birden ellerini çekti elimden ve ağlayarak odasına doğru koştu. Güçlükle yerden kalkıp koltuğa oturdum ve başımı koltuğun arkasına yasladım. Üstüne gittikçe daha da hırçınlaşıyordu. En iyisi biraz kendi haline bırakmaktı sanırım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç'miş' Dönümü
General FictionO an onu gördü sonra. Etrafındaki diğer herkes bulanıklaştı, birer birer yok oldu. Tüm sesler sustu, tüm sözcükler merakla beklemeye başladı. ''Se-sen... nasıl yani...sen ama Buğra?'' ''Ben geldim kalbim buradayım artık.'' ........&&&&&........