Merhabalar :)
Tahmin ettiğimden daha uzun bir ara vermek zorunda kaldım ancak bir türlü bölümü düzenleyip yazacak fırsatı ve zamanı bulamadım. Bir sürü şey üst üste geldi. Bulduğum ilk fırsatta bölümü düzenleyip paylaşıyorum.
Oy ve yorumları bekliyor olacağım. İyi okumalar:)
Bölüm 14
Evime geri döneli iki hafta geçmişti ve kampüs projesine başlanmadan önceki son önemli toplantının da tarihi yaklaşmıştı. O gece Buğra, göl evinde yanımda kalmış ve ertesi gün bana kendime dikkat etmem ile ilgili uzun bir nutuk çektikten sonra beni yalnız bırakmak için evden ayrılmıştı. Buğra gittikten sonra Ergin Bey'i arayarak durumum hakkında bilgi vermiş ve bir gün daha izin alarak orada kalmıştım. Yetişmesi gereken birkaç işi de Özgür halletmişti.
Bu süre içinde Buğra'yı, Buğra'nın davranışlarını düşünmeye çalışmıştım ve duygularımla düşünme aşamasından mantığımla düşünmeye doğru bir yol almaya başlamıştım. Ona hâlâ çok kırgındım, kızgındım ama yine de içimde kalbime yakın yerlerdeki buzlar çoktan erimeye başlamıştı bile.
İki gün sonra eve döndüğümde hem fiziksel hem de duygusal açıdan daha iyi hissediyordum. Yine de onunla konuşmam konusunda beni engelleyen bir şeylerin varlığını hissediyordum. Çünkü o gün Buğra'ya da söylediğim gibi ona yeniden gelebilmek için önce gitmem gerekiyordu. Salı günü işe gittiğimde yapmam gereken işlere son hızla geri dönmüştüm. Bu aklımdaki sorulardan uzaklaştırıyordu beni.
Buğra ise bu süre içinde sözünü tutmuş ve beni rahat bırakmıştı. İlk zamanlardaki gibi sürekli konuşmaya çalışmamıştı ya da komik bahanelerle karşıma çıkmamıştı. Aslında bu bile içimi ısıtmaya yetiyordu. Buğra'nın bana ve ondan istediklerime verdiği değeri görüyordum.
Aradan geçen birkaç günde çok fazla bir olay yaşanmamış ve yapılacak olan toplantıdan önce bitirilmesi gereken çizimlerin üzerinde çalışmıştım. Uzun süredir birlikte bir şey yapamamıştık. Bu yüzden de Selen ve Derin, cuma günü için plan yapmışlardı. Sahildeki kafede bir şeyler içmek için buluşacaktık. Derin bana planlarından söz etmişti ve ben de kabul etmiştim. Uzun zaman sonra hiçbir şeyi düşünmeden zaman geçirmek iyi gelecekti bana da.
Akşamüzeri Selen odama geldiğinde beraber işten çıktık, beni eve bırakacak oradan da kendi evine geçecekti. Arabaya bindiğimizde Selen hiç vakit kaybetmeden konuşmaya başladı.
''Kayra, benim canım arkadaşım, güzel arkadaşım!'' dedi sevimli sevimli gülümseyerek. Hafifçe gülümseyerek ona baktım.
''Sen benimle bu kadar sevimli konuşuyorsan kesin altından bir şey çıkacak. Hadi bakalım, seni dinliyorum kurabiye canavarı.''
Selen kaşlarını çattı ve birkaç saniyeliğine bana döndü. Sonra ise bakışlarını önündeki yola çevirip huysuz bir sesle konuştu.
''Ya bana şöyle seslenmeyin diye kaç kere söylemem gerekiyor Kayra!''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç'miş' Dönümü
General FictionO an onu gördü sonra. Etrafındaki diğer herkes bulanıklaştı, birer birer yok oldu. Tüm sesler sustu, tüm sözcükler merakla beklemeye başladı. ''Se-sen... nasıl yani...sen ama Buğra?'' ''Ben geldim kalbim buradayım artık.'' ........&&&&&........