Merhabalar :) Çok bekletmeden bölümü düzenleyip paylaşıyorum. Bir sonraki bölümü düzenleyip birkaç gün içinde paylaşacağım. Bu bölümle birlikte hikayenin yarısını geçmiş bulunuyoruz. Geçmişte olanlar yavaş yavaş kendisini göstermeye başlıyor artık bu bölümle birlikte.
Çok fazla uzatmadan bölüme geçiyorum. Oy ve yorumları bekliyor olacağım:)
İyi okumalar:)
Bölüm 21
Hava iyice kararmış ve serin bahar havası kendisini göstermeye başlamıştı. Buğra ile birlikte bir süre daha hiç konuşmadan, sadece birbirimize sarılarak denizi izlemiştik. Birbirimizden ayrı geçirdiğimiz zamanın acısını çıkarmak ister gibi sığınmıştık birbirimize.
Başımı Buğra'nın göğsüne yaslamış, onun kalp atışlarında huzur bularak izlemiştim batan güneşin denizin üzerindeki son ışıklarını. Buğra ise sanki yaşadığımız anın gerçekliğine daha çok inanmak ister gibi sarılmıştı bana. Beni kollarıyla sımsıkı sarmış, bir eli usulca saçlarımı okşarken saçlarıma öpücüklerini bırakmıştı ardı ardına.
Denizin kokusuyla beraber huzurun kokusu sarmıştı etrafımızı. İkimiz de biliyorduk ki kırgınlıklar geride kalmıştı. İkimiz de biliyorduk ki aşkla atan, aşkla dolup taşan kalplerimiz savaşı çoktan kazanmıştı.
&&&&&&
''Bugünün haberlerini ver bakalım.'' dedi tok bir ses karşı taraftakinin bir şey söylemesini beklemeden. Sonra konuşmaya devam etti. ''İyi haberler vermen senin için daha sağlıklı olur!''
''Efendim, ben her şeyi dediğiniz gibi yapıyorum ve şu an her şey bizim planladığımız gibi gidiyor. Kısa bir süre sonra Büyükhan Holding'in bu projeden çekildiğini duyacaksınız.''
''Dediğin gibi olsa iyi olur!''
Bu cümleden sonra telefon kapanmış ve Hikmet Yağmuroğlu elindeki telefona kısa bir an için bakakalmıştı. Telefonu öfkeyle masanın üzerine fırlatıp koltuğun arkasına başını yasladı ve derin bir nefes alarak gözlerini sımsıkı kapattı.
Karşısındaki adam onu ilk günden beri korkutuyordu. Uzun zamandır onun için çalışıyordu Hikmet Yağmuroğlu. Şu ana kadar kendisinden istenilen bir işi başaramadığı hiç olmamıştı. Yine de bu kez içinde tuhaf bir korku vardı. Anlamlandıramadığı ve açıklayamadığı bir korkuyla dolmaya başlamıştı içi. Oturduğu koltukta dikleşerek masanın üzerindeki telefonu eline aldı.
''Büyükhan Holding'deki adamımıza ulaş hemen. Bu akşam onunla görüşmek istiyorum. Adresi sana haber vereceğim. Söyle ona sakın geç kalmasın!'' Telefonu kapatıp koltuğundan kalktı ve ceketini alıp hızla odadan çıktı.
Arabayı ani bir frenle kayalıkların gerisinde durdurup aşağıya indi Hikmet Bey. Adamın gelmiş olduğunu görünce dudakları hafifçe kıvrıldı. Söz dinleyen insanları severdi.
''Anlat bakalım.'' dedi kısaca. Çok fazla konuşmaktan hiç hoşlanmazdı. Adamın karşısında mimiksiz bir yüzle durup onun konuşmasını bekledi. Karşısındaki adam birkaç saniye sonra tereddütlü bir sesle konuşmaya başladı.
''Efendim açıkçası işler çok da istediğimiz gibi gitmiyor.'' Öfkeyle kaşlarını çattı Hikmet Bey.
''Açıkla!''
''Kayra Büyükhan, zannettiğimizin aksine küçük bir kız çocuğu çıkmadı. Şu ana kadar projeden çekilmek için hazırlıklara başlanması gerekiyordu ancak aksine proje için çalışmalara daha çok hız verildi.''
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Geç'miş' Dönümü
Fiksi UmumO an onu gördü sonra. Etrafındaki diğer herkes bulanıklaştı, birer birer yok oldu. Tüm sesler sustu, tüm sözcükler merakla beklemeye başladı. ''Se-sen... nasıl yani...sen ama Buğra?'' ''Ben geldim kalbim buradayım artık.'' ........&&&&&........