Bu dünya sadece ikisine aitti. Sanki yalnızca ikisi yaşıyor ve yine de yetmiyor gibiydi. İkisinin kalbi de kocamandı ama ikisine de yetmiyordu. Ömür boyu burada, bu soğukta, kayalıkların üzerinde birbirlerine sarılarak otursalar da ikisi de birbirine doyamayacağını hissediyordu. Ve bu gece ikisi de aynı hisleri birbiriyle konuşmadan paylaşabildiği an 'aşk' denen şeyin varlığına inanmışlardı.
"Konuşmayacak mıyız?" Baekhyun, her ne kadar sarıldığı bedenin kocaman ve sımsıcak olduğunu hissetse de saatlerdir burada oturmanın bir manası olmadığını düşündü.
"Konuşalım." dedi, Chanyeol ve sarıldığı bedenden ayrılıp kavradığı kollarını hafif geri iterek karşısında durdu. Baekhyun'u ilk kez bu şekilde bakarken görüyordu ve bunun verdiği sıcaklığı tebessümüyle belli etmeye karar vermişti.
"Ne kadar yararlı olur bilmiyorum ama özür dilerim Chanyeol."
"Ne için?" Chanyeol belli etmeden kendi kendine kıkırdamıştı. Aralarında yanlış anlaşılmaya çıkan o kadar yol vardı ki, hangisi üzerine çıkmaları gerektiğini bile bilmiyordu.
"Seni göremedim." dedi bakışlarını indirirken. Biraz sonra arkasındaki çantasına uzanıp içinden portakallardan birini çıkardı ve avuçları arasında ona sundu. "Ben bunu--"
"Önemsiz demiştin." Chanyeol ifadesiz bir şekilde söylerken elindeki portakala bakmadı bile. Meraklı bakışlarını çıkardığı an devam etti. "Bana o portakalın sahibinin cesaretsiz olduğunu ve onu çoktan unuttuğunu söylemiştin. Bana şimdi onun sahibinin ben olduğumu öğrendiğin için geldiysen--"
"Hayır." Lafını büyük bir istekle bozdu. "Hala daha benim için bu portakalların o efsane kadar değeri yok. Hoşuma giden şey ne biliyor musun?" Elindeki portakalı çantasına geri koyup kenara fırlattı. Kocaman ellerini sımsıkı kavrayıp gözlerinin tam içine baktı. "Umudumun kırılmaması için yılbaşı gecesi kapıma o saçma bulduğun efsanenin portakalını bırakan sensin. Ve bambaşka biri olup hislerini bana açtığında o geceki sokak lambasının ardına saklanan karakterinden bir kez bile yararlanmadın. Diyeceğim o ki... Bugün tüm olanları önemsemeden dolabıma bıraktığın bu turuncu şeylerin sahibinin sen olması, beni sana getirdi."
"Yani hiçbir şeyi umursamadan bana koşa koşa gelip beni sevdiğini söylemiş olman..." Chanyeol hala emin değildi. Karşısındaki kişinin ne kadar zor biri olduğunu hatırladıkça hala daha şu an ellerini ne pozisyonda tuttuğunu bilmiyordu.
"Seni seviyorum ve artık bunu hiç kimseden saklamak istemiyorum..." Sonlara doğru hitap edecekmişçesine mırıldandı. Buna hazır hissettiğinde tamamladı. "...sevgilim."
Chanyeol'ün karşısında kahkaha atışını izlemek aşırı sinir bozucuydu. Kızgın bakışlarını üzerine püskürtüp avuçları arasındaki elini çıkardı ve vurmaya başladı. "Komik olan ne?!"
Chanyeol bir şekilde girdiği ani şoktan çıkabilmeyi başardığında gülmekten akan yaşlarını silip toparlandı. Bir kaç istemsiz kıkırdama püskürttüğünde ölümcül bakışları üzerinde hissedince yüzünü tebessüme bırakıp küçük bedeni kolları arasına aldı. Kokusunu çok sevdiği saçlarıyla burnunu kavuşturdu bir süre. "Kendime güldüm sadece." Derin bir nefes verdi. "Hiçbir şeyi başaramayan ben, seni başardım."
"Hiçbir şeyi başaramamak konusunda yalnız değildin ki şu an sevgili olduk aptal." Huysuzlukla geri çekilip gözlerine tekrar baktığında tüm hevesini bugün karşılayan bir çocuk gibi bakan adama karşılık verip gülümsedi. Ellerini tekrar avuçlarına alıp dudaklarına götürdü ve büyük bir şehvetle öptü.
Bir süre sonra fazla cıvıklaştığını ve her ne kadar kalbi arzulasa da bunun saçma geldiğini düşündü Baekhyun ve aniden ayağa kalkıp Chanyeol'e elini uzattı. Az öncekinin tam tersine tüm hevesi kırılmış gibi bakıyordu. "Kalk hadi. Konuşacağımız çok şey var ve bunu bu zifiri karanlıkta ve soğukta yapmak istemiyorum."
![](https://img.wattpad.com/cover/90496558-288-k815169.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kill A Person Or Love A Person ||chanbaek
FanfictionPark Chanyeol ve Byun Baekhyun; son zamanların en çok parlayan televizyon yıldızları. İkisi de birbirinden habersiz aynı dizi projesine imza atar ve daha ilk günden birbirlerini hiç sevmezlerse ne olur? Hiçbir şey? Byun Baekhyun da bir sorun olmay...