25. Bölüm

4K 329 656
                                    




"Sevgili izleyenler, televizyonların bir zamanlar çok sevilen dizisi Kill A Person Or Love A Person dizisinin başrol oyuncularından Park Chanyeol'ün sırlı ölümünün ardından tam üç ay geçti. Olayla ilgilenen dedektif ve polisler hala ünlü oyuncunun intihar nedenini medyayla paylaşmamakta ısrarcı. Bugün, üç ay önce cesedinin çıkarıldığı uçurumda bir yüzüğün bulunduğu söyleniyor. Sahibinin kim olduğu yine medya tarafından tam olarak bilinmese de, ölü bulunduğu ve aylardır sevenleri tarafından intihar ettiği düşünüldüğü uçurumdan, yüzüğün sahibi yüzünden düştüğü konuşuluyor. Yüzüğün varlığı ve varsa sahibi ise merak konusu iken..."


Daha fazla dinlemeye tahammül edemediği aptal kutuyu tek düğmeyle kapattı. Kumandayı öylece sehpaya savurup doğruldu ve kanepeye geri yaslandı. Elindeki yüzüğü iki parmağı arasında yuvarlamaya devam ederken boş olan eli istemsizce sehpanın üzerindeki viski şişesine gitti. Şişeyi kavradı ve sımsıkı tutarken yüzüğe dikkatle bakmaya devam etti.

Bu sefer yaslanmaya mecali olmadığından dirseklerini dizlerine yasladı ve hafif eğik bir açıyla parmakları arasındaki metalle ilgilendi tekrar.

"Hepsi doğruyu söylüyor. Ben ise bunları duymaktan kaçıyorum." Kendi kendine kısık sesiyle konuşurken gözyaşlarını akıtmaya başladı.

"Benim en iyi yaptığım şey doğrulardan kaçmak olmadı mı zaten?" Duyacakmış gibi yüzükle konuşurken diğer elindeki viskiyi hatırlayıp dudaklarına götüreceği anda bir çift kol tarafından engellendi.

"Senin en iyi yaptığın şey kendini harap etmek Baekhyun."

Jongdae'nin sesini duyduğunda hızla ona dönüp ne ara eline aldığını bilmediği viski şişesini tek yudumda içip sehpaya bırakışını izledi.

"N-ne zaman geldin?" Korkak bir sesle sordu. Belki de ondan geriye kalan tek şey bu elinde yuvarladığı yüzüğü bulana dek, en yakın arkadaşı Jongdae'ydi.

"Az önce." Hala ağzında kalan viskinin tadını geçirebilmek adına sesli bir şekilde yutkundu. Başaramadığında geriye yaslanıp yüzü şiş olan Baekhyun'a baktı. "O kadar kendinden geçmişsin ki kapıyı kapatamadığından bile haberin yok."

Gözlerini ağır bir şekilde yumup önüne döndü ve açtığında karşılaştığı yüzüğe bakmaya devam etti. "Onu çok özledim biliyor musun?"

Jongdae yüzükle mi yoksa kendiyle mi konuştuğunu anlayamadığı için sessizce dinlemeye karar verdi.

"Bugün polisler kapımı çalıp uçurumda bulunan yüzüğü avucuma bıraktığında içimin titreyişi bir kez daha anımsattı onun somut olan gülüşünü özlediğimi." Ağlamaklı ses tonunu aniden küçük bir hıçkırıkla durdurup diğer koluyla buğulaşan gözlerini sildi. "Birkaç gündür iyiydim... Daha doğrusu iyi olmakla kendimi kandırıyordum. Ama bugün, o gecenin sonunda parmağıma girmesi gereken yüzüğü avuçlarımda hissedince..." Yüzüğü parmaklarından avucuna indirip sımsıkı sardı. "Hiç titremediğim kadar titredim." Yumruğunun arasındaki yüzüğü iki göğsünün arasına götürüp gözlerini sıkıca kapattı.

"Yüzüğün diğer teki parmağındaydı." İlk defa söylediği şeye ani bir ifadeyle bakan Baekhyun'a az önce cebinden çıkardığı, çıtçıtlı naylona koyulmuş yüzüğü uzattı. "Polisler bana verdiğinde iyice inceledim. Normal zamanda kullandığı aksesuarlara hiç benzemiyordu." Çoktan naylondan çıkarıp dudaklarına götürüşünü izledi. "Aslında tekinin sana ait olduğunu tahmin etmiştim ama..." Derin bir nefes verip gözlerini sıkıca yumup açtı. "Seni üzmek istemedim boş yere."

Baekhyun belki de aylarca tüm gününü evde geçirirken inceleyerek oyalanacağı çift yüzükleri yavaşça sehpaya bıraktı. "Ben öldürdüm onu." Elleriyle yüzünü çevreleyip yine gözlerinin önüne gelen anı hafızasından itmeye çalıştı. "Ailesi beni suçlamakta ve dava açmakta çok haklı. Belki de tüm suçumu itiraf--"

Kill A Person Or Love A Person ||chanbaekHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin