"Daha ne kadar beklememiz gerekiyor? Hava kararmak üzere. Buradan çıkmamız gerekiyor."
Jisoo oturduğu yerden kalktı ve mağaranın tepesindeki açıklığa baktı. Birden mağaranın tavanı çökmüştü ve neye uğradıklarını şaşırmışlardı. En acayip olanı ise yuvarlak şeklinde yıkılmasıydı. Ayrıca yıkılan kısım çizdikleri pentagramın hemen üstündeydi. Tek bir taş parçasının bile pentagrama gelmemesi ve çevresine düşmesi daha da inanılmazdı. Bundan fazlasıyla korkmuşlar ve birbirlerine daha yakın oturmaya başlamışlardı.
Rosé elini iyice sıktı ve kanın akmasını engelledi. Hepsinin sol elinden kan akıyordu ve artık korkmadığını hissediyordu. İnanılmaz bir biçimde kendini heyecanlı hissediyordu.
Jisoo yanına oturdu ve elini tuttu.
"Böyle korkunç şeyler gördüğün için üzgünüm Rosé. Daha iyi bir arkadaş olamadığım için de özür dilerim. Bu kitap işinden sonra eski yaşamımıza geri dönüp dönemeyeceğimiz belli değil. Bu yüzden sadece söylemek istedim."
Rosé dolan gözlerini kırpıştırdı ve Jisoo'ya sarıldı. Jisoo bir anda ağlamaya başlayınca Jennie de gidip ikisine birden sarıldı. Bir anda Rosé ve Jennie de ağlamaya başlayınca Lisa onlara şaşırmış gözlerle bakmaya başladı. Yavaşça yanlarına gitti ve eğildi. Tam onlara sarılacakken bir ses duydu ve hızlıca ayağa kalktı.
Diğerleri de duymuş ve ayağa kalkmışlardı. Göz yaşlarını ellerinin tersiyle sildiler ve etrafa bakındılar. Lisa kanlarıyla çizdikleri pentagramın önünde durdu. Ayın ışığı işarete vurduğunda çok güzel parladığını düşünmeden edemedi. Kısa bir anlığına büyülenmişti.
"Hepiniz buraya gelin. Zamanı geldi."
Jennie, Lisa'nın karşısındaki yerini aldı. Rosé ve Jisoo da yerlerine geçti ve yuvarlağın başında kare biçiminde durdular.
"Güneşin batıp ayın ele geçirdiği bu gecede, bize yolu göster Bendis.* Yoksa bizi yutacak Nyks.**"
Lisa hepsinin gözlerinin içine baktı. Hiçbirinin gözlerinde korku yoktu. Jennie, Lisa'dan gözlerini asla ayırmıyordu. Birden Lisa'nın gözlerinin sadece akı gözükecek şekilde kaydığını gördü. Yanına gitmek için hareketlendiği sırada kanlarının üzerine ışık huzmelerinin sırayla şekiller çizdiğini fark etti. O an her şeyi unutmuştu, neler olduğunu anlamaya çalışıyordu.
Şu anda kıpırdarlarsa her şey bozulurdu. Birden Lisa'nın ayaklarının yerden yükseldiğini gördü ve ne yapması gerektiğini birinin söylemesi için kızlara baktı ama onların da Jennie'den bir farkı yoktu.
Hareket ederse her şey biterdi, etmezse Lisa'yı kaybedebilirlerdi. Rosé ve Jisoo gözlerini sıkıca kapatmıştı. Bu yüzden olanı artık görmüyorlardı. Jennie daha fazla düşünmeden tek adımda Lisa'nın yanına gitti ve onu kolundan tuttu.
Lisa bir anda kendine gelmişti. Ayakları yere basınca tuttuğu nefesini dışarı verdi ve nefes almaya çalıştı. Jennie ona sıkıca sarıldı ve sakinleşmesini bekledi. Onun için çok korkmuştu. Jisoo çantasından bir şişe suyu aldı ve yanlarına gidip suyu Jennie'ye uzattı. Rosé ise ağlamamak için kendini zor tutuyordu.
"Hepsi benim suçum."
Sonra arkasını döndü ve onlardan uzak bir köşede ağlamaya başladı. Gördüğü bir rüya yüzünden onları peşinden sürüklemiş ve az kalsın arkadaşını kaybediyordu. Bu, onun için çok fazlaydı.
Lisa kendine geldiğinde Jennie onu bıraktı ve gözlerine baktı.
"Neden bunu yaptın? Seni tamamen yok edebilirdi. Bunu yapmamalıydın Lalisa."
Jennie tekrar ona sarıldı. Sarılmasına karşılık beklemiyordu. Çünkü Lisa sarılmaktan hoşlanmazdı. Onlar ağlarken sarılmak üzere olmasına bu yüzden çok şaşırmıştı.
Lisa ilk başta şaşırsa da kollarını Jennie'ye doladı. Bu, ikisi için de çok yeni bir şeydi.
"Sanırım Nyks bizi cezalandırdı. Ay yok oldu."
Lisa gözlerini tavandaki delikten ayıramıyordu. Onun için bu kadar şey çok fazla gelmişti ve şimdi ne yapması gerektiğine karar veremiyordu.
"Hayır. Kapı açıldı."
Rosé onlara doğru ilerledi ve çantasını yerden aldı. Kafasıyla takip etmeleri için işaret verdi ve yerdeki meşaleyi alıp yolu aydınlattı. Jisoo, Rosé'ye yetişti ve ikisini arkada bıraktı.
"Şimdi ne olacak Lisa?"
Jennie burnunu çekti ve yavaşça Lisa'yı yerden kaldırdı. Onun iyi olduğundan emin olunca ellerini üzerinden çekti.
"Gidip kitabı alacağız."
~
*Bendis: Ay Tanrıçası
**Nyks: Gece Tanrıçası
Orada ufak bir söz oyunu yapıyorlar. Ayın yollarını göstermezse gecenin onları tamamen oraya hapsedeceğini söylemeye çalışıyorlar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Logos
FanfictionMitos'la Epos uyumlu bir şekilde birleştikleri halde, Logos ile aralarında gittikçe kesinleşen bir karşıtlık bulunmaktaydı. [ • blackpink fanfiction ] © 2018 | readerlittlewitch