20| Kurbanın seçilişi

620 93 30
                                    

Lisa koşarak merdivenleri çıktı ve yatak odasına girdi. Dolabının arkasına elini attı ve orta boy bir kutu çıkardı. O kadar hızlıydı ki arkadaşları ona yetişmekte zorlanıyorlardı.

Jisoo nefes nefese kalmış bir şekilde merdivenin başında belirmişti. Arkasından Rosé ve Jennie de çıkınca kutuyu onlara uzattı. Şu anda hızlı olmaları gerekiyordu, kaybedecek zamanları yoktu.

Jennie kutuyu hızlıca aldı ve açtı. Kitabın içinde olduğunu bilese de emin olmaları gerekiyordu. Kitap bir naylona sarılmış şekilde karşılarındaydı. Rosé kitabı naylondan çıkardı ve eline aldı.

"Şimdi... şu yaratığımızı geri içine tıkmanın bir yolunu bulalım."

Jisoo doğruldu ve Lisa'nın odasına girdi. Diğerleri de peşinden girince Lisa kapıyı kapattı ve yatakta kendine bir yer buldu.

O gece olduğu gibi yine aynı şekildeydiler. Kitap ortalarında yatağın dört köşesinde dört kız. Lisa kitabın ilk sayfasını açtı.

"Jennie sen onu serbest bırakırken çok küçük bir yazının dikkatini çektiğini söyledin. Belki yine sen dikkat edip bulacaksın o yüzden dikkatli ol ve hepiniz ağzınızı tutun. Yanlış şeyler söyleyip durumu kötüleştirmeyelim. Hepimizin aşırı özenli ve dikkatli olması gerekiyor, unutmayın."

Hepsi onayladığında kitabın her sayfasını yavaşça incelemeye başladılar. Zamanları yoktu ama başka seçenekleri de yoktu. Bir yerden başlamaları gerekiyordu.

Kitabın tamamını bitirmek beş saatlerini almıştı. Jisoo gözlerini ovarak yavaşça kafasını kaldırdı. Boynu tutulmuştu ve her bir uzvu acılar içindeydi.

"Hiçbir şey bulamadık. Boşuna beş saat uğraştık. Bu sırada dışarıda insanlar ölmeye devam ediyordu."

"James seni kendi ellerimle öldürmek isterdim ama sen zaten ölüsün."

Jennie sinirle yastığa yumruk attı ve kitabı kapattı. Tüm bu olanlar onun için daha da fazlalaşıyordu.

Rosé kendini yere attı ve kıpırdamadan kaldı. Hiçbir şey bulamamışlardı. James insanları öldürüyordu. Aileleri artık kızlar için endişeleniyordu ve bunların hiçbiri son bulacak gibi durmuyordu.

Jennie kendini boşlukta gibi hissediyordu. Uğraşlarının bir sonuca varamaması onu deli ediyordu. Sinirinden ağlayacaktı.

"Belki de... sadece pes etmeliyiz."

Rosé yavaşça ayağa kalktı ve kitabı kutuya geri koydu. Sonra odadan çıktı. Bu saçma hikayeden sıkılmıştı. Sadece bitmesini istiyordu. Bütün bunları başlarına sardığı için de pişman ve üzgündü. Herkesi tehlikeye atmıştı.

Jisoo gözlerini büyüterek Jennie ve Lisa'ya baktı.

"Kitabı bulduran o. Nasıl pes eder?"

Jisoo ayağa sinirle kalktı ve odadan çıktı. Aşağıda kavga çıkacaktı. Jennie ayağa kalkmaya yeltendiğinde Lisa eliyle onu durdurdu. İkisi hiç konuşmadan yatakta oturmaya devam ettiler.

Sessizlik Jennie'yi öldürecek bir boyuta gelince uzun zamandır içinde tuttuğu soru bir anda patlamıştı. Jennie sözünü geri bile alamamıştı.

"Lisa... küçükken böyle değildin. Neden bu kadar değiştiğini merak ediyorum. Önceden gülerdin ve herkesi güldürmeyi severdin. Ne oldu sana da böyle değiştin?"

Lisa'dan bir süre ses çıkmayınca Jennie, kafasını aşağıya eğdi. Anlatmayacağını biliyordu. Artık kapalı bir kutudan farkı yoktu. Her şeyi içinde yaşıyordu ve gerekmedikçe kimseyle iletişime geçmiyordu.

"Ortaokulda müdürün beni odasına çağırdığı günü hatırlıyor musun? Herkes yaptığım kavgadan dolayı olduğunu düşünmüştü. Ama öyle değildi. Odasına girdiğimde yanıma yaklaştı ve oturduğum koltuğa sokuldu. Bana dokunmaya başlamıştı. Bağırmamam için eliyle ağzımı kapatıyordu. Nefes dahi alamamıştım. Bir süre beni bırakması için yalvardım, çırpındım. Etkisi olmayınca ben de masasının üzerindeki vazoyla kafasına vurdum. Sersemleyince beni bırakmıştı. Ben de bu sırada kaçmıştım. Bu olay küçüklüğümü mahveden olayların başında geliyor."

Jennie arkadaşına baktı. Lisa'da hiçbir duygu belirtisi yoktu. Jennie elini omzuna koymak istedi ama bunu yapmadı. Ona dokunulmasını sevmiyordu. Ama içinde daha fazla tutamıyordu. Bir anda gelen bir cesaretle Lisa'ya sarıldı.

İlk başta karşılık almasa da bir süre sonra Lisa'nın kollarını ona doladığını hissetti. Uzun zaman sonra Lisa'nın sıcaklığını hissetmek her şeyin iyi olacağını hissettirmişti. Bir süre sonra yavaşça geri çekildi.

Her şey bir anda daha mantıklı gelmişti. Neden konuşmadığı, ona dokunulmasından hoşlanmadığı, bir anda boks eğitimi almaya başlaması. Hepsi ona tuhaf ve saçma gelmişti ama şimdi her şeyi anlıyordu. Jennie ne diyeceğini bilemeyerek elleriyle oynamaya başladı.

"James'i birimizi kurban etmeden yenemeyiz."

Jennie bir anda kafasını kaldırıp Lisa'ya baktı.

"Onu yenmek için sevdiği biriyle beraber mağaraya hapsetmemiz lazım. Başka şekilde onu yenemeyiz."

Jennie bunları nereden bildiğini sorgulamak istiyordu. Ama cevap vermeyeceğini bildiği için sessiz kaldı.

Odanın kapısı açıldığında Jisoo ve Rosé sinirli bir şekilde içeri girdiler.

"Kendisi pes etmişmiş. Bir daha kitaba dokunmak istemiyormuşmuş. Ay götüm-"

"Ormana geri dönüyoruz. Hazırlanın."

Lisa, Jisoo'nun sözünü kesip dolabına yöneldi. Bir an önce bu işe bir son vermeleri gerekiyordu. Daha fazla insanın ölmesine göz yumamayacaktı.

"Bu da ne demek şimdi?"

Jisoo anlamayan gözlerle Jennie'ye baktı ama kimseden ses çıkmadı.

Lisa ufak sırt çantasını dolabından çıkardı ve kitabı kutunun içinden çıkarıp çantasının içine koydu. Bu mesele çok uzamıştı ve bir an önce bitmesi gerekiyordu. Hepsinin iyiliği için bunu sonlandıracaktı.

LogosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin