Logos

15| Lisa'nın kanı

"Beni serbest bıraktınız. Şimdi cezasını çekeceksiniz."

Kızlar çığlık atarak bir köşelere kaçtığında Jennie gülerek yüzündeki çarşafı indirdi.

"Gerçekten bu kadar korkacağınızı düşünmemiştim."

Jennie ayaklarının onu daha fazla taşıyamayacağını hissedince kendini bıraktı. Şimdi ise karnını tutarak yerde yuvarlanıyordu. Gülmekten gözünden yaş gelmişti. Rosé ve Jisoo duvarın köşesinden çıktılar ve Jennie'nin üzerine atladılar.

"Ya! Korkudan az kalsın ölüyordum."

Rosé, Jennie'nin yanaklarını sıkmaya başladığında Jisoo da belinden gıdıklamaya başlamıştı. Hepsi şimdi yerde gülüyorlardı.

"Ya durun. Nefes... alamıyorum."

Gülerek doğruldular. Jennie şimdi de öksürmeye başlamıştı. Bu kadar gülmek ona fazla gelmişti. Karnı gülmekten dolayı acıyordu.

"Bir daha yapma böyle şeyler. Ya ölseydim?"

Jisoo, Jennie'nin üzerinden kalktı ve yatağa oturdu. Yorganın altına tekrar girdi. Jennie ve Rosé de hemen yatakta yerlerine geçtiler.

"Ya Lisa nerede?"

Rosé yine birilerinin kaybolduğunu fark edince bıkkınlıkla iç geçirdi. Değişimi tek fark eden oydu. Bir gün kendisi kaybolsa arkadaşlarının onu günler sonra hatırlayacağını düşününce ürperdi. Böyle bir şeyin olmasını istemiyordu.

"Lisa. Eğer sen de şaka yapıyorsan şimdi kaldıramam o yüzden çık dışarı."

Jisoo yatağın altına doğru eğildi ve kafasını hızlıca kaldırdı. Jennie ve Rosé'ye karşı kafasını salladı.

Jennie havadaki tuhaf kokuyu sezince bir anda yerinden kalktı.

"Ya! Lalisa. Bu hiç hoş bir şaka değil."

Jennie yavaşça kokunun geldiği yere doğru ilerledi. Koku banyodan geliyordu. Korkmaya başlamıştı.

"Kokuyu siz de alıyor musunuz?"

Rosé etrafı koklamaya başladı. Aldığı kokuyla gözlerini büyüttü.

"Kan kokusu bu."

Jennie hızlıca banyo kapısını açtı.

"YA! LALİSA!"

Jennie içeri hızla girdi. Rosé ve Jisoo da hızla yerlerinden kalkıp banyoya koştular. İçeri girdiklerinde Lisa'yı kendi küçük kan gölünün ortasında yatarken gördüler. Jisoo şok olmuş bir şekilde ağzını kapatırken Rosé yanına koştu.

"Havlu verin!"

Jennie banyo dolabından iki tane küçük havlu çıkardı ve Rosé'ye uzattı. Elinden hızlıca aldı ve Lisa'ya döndü. Rosé, Lisa'nın bileğini havluyla sıkıca sarmaya başladı. Lisa nefes almaya çalıştıkça kanı daha çok akıyordu.

"Soğuk suyu açın."

Jennie görmeseler de kafasını salladı ve küvetin içini soğuk suyla doldurmaya başladı.

"Jisoo! Buz getir!"

Jisoo kafasını salladı ve koşarak mutfağa gitti. Yolda tökezleyerek bir şeylere çarpıyor, bir şeyleri kırıyordu ama bu şu an önemli değildi. Mutfağa girdiğinde dolaptaki bütün donmuş şeyleri kucağına toplamaya çalıştı. Başaramayınca tişörtünü çıkardı ve hepsini içine doldurdu. Küçük bir bohça yapmıştı.

Hızlıca merdivenlere yöneldi. İkişer ikişer çıktı ve Lisa'nın odasına girdi. Banyoya ulaştığında elindeki buzları ve soğuk her şeyi küvetin içine attı.

"Yardım edin de küvete koyalım."

Jennie ve Rosé kollarından ve bacaklarından tuttu. Jisoo karın kısmından kaldırdı ve küvete yavaşça koydular.

"Soğuğun etkisiyle kanı duracaktır. O zaman icabına bakarız."

Rosé nefes nefese kalmıştı. Üzerindeki tişörtü ve bacakları kan olmuştu. Ellerindeki kanı umursamadan saçlarını düzeltti.

Jennie yavaşça küvetin yanına diz çöktü. Korkudan tüm bedeni titriyordu. Gözleri dolmuştu.

"Neden Lalisa? Neden bunu yaptın?"

Jennie elini tutup Lisa'nın yüzüne baktı. Elleri çok soğuktu. Jennie bir ölününki gibi diye düşündü ve irkildi. Bunu düşünmek istemiyordu. Ağlamaya başlamıştı.

Lisa'nın bilinci hala yerindeydi.

"Ben değil... o yaptı..."

Lisa gözlerini Jisoo'ya sabitlediğinde Jennie ve Rosé ona döndü. Jisoo ben bir şey yapmadım dermişçesine ellerini kaldırdı. Kızların yanındayken ona nasıl bir şey yapabilirdi ki?

"Neden arkadaşıma zarar vereyim! Çıldırdınız mı siz!"

"Ayna."

Lisa zorlukla konuşurken seçebildikleri tek kelime buydu. Jisoo korkuyla kenara kaydı ve aynaya baktılar.

"Aman Tanrım!"

Rosé dehşetle elini ağzına götürdüğünde Jennie kusmak üzereydi. Aynada kanla 'Yıldırımı bekle.' yazıyordu ve bu kanın Lisa'ya ait olduğunu hepsi biliyordu. Şimdi gerçekten sıçmışlardı.