8| Kitabın amacı

1K 113 20
                                    

"Antik Yunan'da, söz kavramını ifade eden üç kelime bulunmaktaydı: Mitos, Epos, Logos.

Mitos söylenen ya da duyulan sözdür, masal, öykü veya efsane anlamına gelir. Mitoslar, ilkel insan topluluklarının evreni, yeryüzünü ve tabiat olaylarını kişileştirerek yorumlama ve henüz sırrını çözemedikleri yaşamla ilgili her türlü oluşumu anlamlı bir biçimde açıklama gereksiniminden doğmuş öykülerdir. Ancak, insanlar gördüklerini, duyduklarını anlatırken kendilerinden de pek çok şey eklediklerinden mitoslara pek güven olmaz.

Epos ise belli bir düzen ve ölçüye göre söylenen, okunan sözdür; şiir, destan ve ezgi anlamına gelir. Mitos ile, Epos arasında yakınlık vardır; Mitos Epos'un içeriğidir ve çekirdeğini oluşturur. Epos ise Mitos'u biçimlendirir. Epos ne kadar güzel ve başarılıysa, Mitos da o kadar etkileyici olur.

Logos ise Epos ve Mitos'tan bütünüyle farklıdır. Logos, gerçeğin insan sözüyle dile gelmesidir. Logos, insanda düşünce, doğada kanundur. Her yerde ve her şeyde vardır, ortaklaşa ve tanrısaldır. Düşünürün asıl görevi Logos'u bulmak ve sözle dile getirmektir. Logos ile açılan bu yol doğruca bilime ulaşır.

Mitos'la Epos uyumlu bir şekilde birleştikleri halde, Logos ile aralarında gittikçe kesinleşen bir karşıtlık bulunmaktadır."

"Tamamen saçmalık! Bunu birinin bizi kandırmak için yazmadığını nereden bileceğiz?"

Jennie diğerlerine döndü ve elindeki kitabı kapattı. Jisoo ve Rosé kendi aralarında kitabı tartışırken Lisa'nın sessiz bir şekilde sandalyesinde oturması ve boş gözlerle yere bakması Jennie'yi ürpertmişti. Lisa kafasını salladı ve sandalyesinden kalktı. Jennie ne kadar çok onu takip etmek istese de bunu yapmadı. Sonucunun kötü olacağını biliyordu.

"Kitabın içeriğinin bu denli değişmesi tuhaf değil mi sizce de?"

Kitabı ormandan çıktıktan sonra otobüste tekrar bakmışlardı. Büyülerin yerini mitolojik terimler almıştı. Kitap tamamen mitolojiyle ilgiliydi ve bunun anlamını çözemiyorlardı. Neler olduğuna hiçbiri anlam veremiyordu. Lisa'nın bile bununla alakalı bir fikri yoktu.

"Ormana geri dönersek kitap tekrar eski haline döner mi?"

Rosé ilk Jennie'ye ve sonra kitaba baktı.

"Ben büyülerin hala kitabın içinde olduğunu düşünüyorum. Sadece... kendilerini gizliyor olabilirler."

Jisoo kitaba yaklaştı. Kitabı eline aldığında tuhaf bir elektrik akımı oluşmuştu ve bu Jisoo'nun içinde bir şeyler oluyordu. Elleri titreyince kitabı Jennie'ye geri verdi.

"O zaman nasıl bulacağız?"

Rosé iç geçirdi ve kendini yere attı. Jennie'nin aklını geldiklerinden beri bu soru kurcalıyordu. Nasıl bulacaklardı? Nasıl yapacaklardı? Bir şekilde kitabı almışlardı ama şimdi ne yapacaklarını bilmiyorlardı.

"Büyüler cümlelerin içinde gizli. Biraz kafamızı yorarsak bulabiliriz."

Lisa elindeki kitabı sandalyesinin üzerine bıraktı. Jisoo gidip yüksek sesle kitabın başlığını okudu.

"Bendis... Bu geçen adını söylediğin Tanrıça değil mi?"

Lisa başını sallamakla yetindi. Bir şekilde kitaptan ve üzerindeki lanetten kurtulmak istiyordu. Mağaradan çıktıklarından beri aklı içeride gördüğü siluetteydi.

"İyi de bununla ne yapacağız?"

Jennie, Lisa'ya anlamayan gözlerle bakmaya devam etti. Bir kitap yeterince aklını karıştırıyorken şimdi bir tane daha çıkmıştı.

"Kitabın amacını bulacağız."

LogosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin