10| Kabusun gerçeği

834 101 15
                                    

Lisa sınıflarının kapısını yavaşça araladı ve kızları içeride görünce tuttuğu nefesini verdi. Orada onları göremeyecek diye çok korkmuştu. İçeri girdiğinde kızların yanına yürüdü. Onu fark etmemiş gibilerdi.

"Hey... neden buradasınız?"

Lisa onlara daha da yaklaştı. Hiçbiri onu duymuyor, orada olduğunu bile görmüyorlardı. Bu zamanda ona şaka yapacaklarını da düşünmediğinden korkmaya başlamıştı.

Lisa, Jisoo'nun omzuna dokunduğunda Jisoo yavaşça ona döndü. Yüzü değişmişti.

"O kitaba hiç dokunmamalıydın."

Sesi robotmuş gibi çıkıyordu. Gözleri bir anda kırmızı olmuştu. Lisa korkuyla çığlık attığında hepsi bir anda yok olmuştu. Gözleri kararmaya başladığında kendini tutmadı bile. Sadece yere düşerken fazla yara almaması için dua etti.

~

"Ya Lisa uyan! Bizi duyuyor musun? Lalisa!"

Lisa gözlerini açtığında Jisoo başında eğilmiş endişeli gözlerle ona bakıyordu. Lisa nefes nefese kalmıştı. Jisoo'yu bir anda itti ve ayağa kalktı. Gözüne normal görünüyordu ama bunun bir oyun olmadığından emin değildi. Bu yüzden mesafesini korudu.

"Ya Lisa, senin derdin ne?"

Jisoo yavaşça yerden kalktı ve Lisa'ya baktı. Lisa etrafına baktığında kütüphanede olduğunu gördü. Kabus mu görmüştü yoksa hepsi gerçek miydi ayırt edemiyordu. Nefeslerini düzene sokunca Jennie ona doğru bir adım attı.

"İyi misin?"

Lisa eliyle onu uzaklaştırdı. Hiçbirinin bir süre ona yaklaşmasını istemiyordu. Neler olacağını bilmeden onlara yaklaşmayacaktı.

"Neler oldu?"

Lisa gözlerini kızların arasında gezdirdi. Ona düzgün bir cevap vermeleri gerekiyordu.

"Üst raflardan bir kitap aldın. Sonra merdivenlerden indin ve bayıldın. Bir ara nefes bile almıyordun. Öldüğünü düşündük."

Rosé, Jisoo'nun sözünü kesip araya girmişti.

"Ayrıca kitabı alıp ceketinin içine koydun. Sonra anlamadığımız şeyler söyledin."

Jennie kafasını salladı ve onayladı. Lisa kızlara bir kere daha baktı. Onlara anlatıp anlatmama konusunda kararsızdı ve ne yapacağını bilmiyordu.

"Ben... sanki başka bir dünyadaydım. Her şey çok farklıydı. Birden sizi gördüm ve yanınıza geldiğimde kitaba hiç dokunmamamla alakalı şeyler söylediniz."

"Peki... farklı olan neydi?"

Jennie meraklı gözlerle Lisa'ya baktı. Neler olduğunu merak ediyordu.

"Sanırım arkanızda öldürdüğümüz canavarı gördüm. Arkanızdaydı ve daha da büyümüştü."

Kimse konuşmuyordu. Kütüphanede sadece yağmurun cama vurduğunda çıkardığı ses hakimdi. Ne yapacaklarına karar vermeleri gerekiyordu. Bundan sonrası hepsi için tehlike arz ediyordu.

"Peki şimdi ne yapacağız?"

Rosé korkuyla Lisa'ya baktı. Her şeyi Lisa'dan beklemeleri biraz sinirini bozuyordu. Her işi o üstlenmişti ve bu kitabı asıl bulmalarına yardım eden kişinin işlevsiz kalmasına neden oluyordu.

"Bilmiyorum. Ama bir şey öğrendim. Kitap kendini koruyor, yani kendini gizliyor. Şimşek çaktığında birkaç büyü gördüm. Telefonumun ışığını tuttuğumda ise hiçbir şey göremedim."

Jisoo nefesini verdi ve yere oturdu. Bu işten artık sıkılmıştı ve bir an önce bunu kapatıp hayatına devam etmek istiyordu.

"Sanırım kitap bizi yok etmeden biz onu yok etmeliyiz."

"Belki de yerine koymalıyız."

Hepsi Jennie'ye baktığında Jennie, kapıdan çıktı. Tıpkı Lisa'nın kabusundaki gibi ilerliyordu.

LogosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin