7| Mağaranın çıkışı

1.1K 118 39
                                    

Lisa şaşkınlıkla Jennie'ye bakıyordu. Kitabı alacak kişinin Jisoo olacağını düşünüyordu. Aralarındaki tek düzgün ve sessiz sakin insan o olduğu için öyle düşünmüştü. Tahmininin yanlış çıkmasına sinirlenmişti.

"Kitabı almışsınız."

Rosé yanlarına sendeleyerek geldiğinde Jisoo çığlık atarak Rosé'ye sarıldı. Rosé de hemen kollarını Jisoo'ya doladı.

"Kitabı aldığımıza göre buradan çıkalım."

Jennie yerden çantasını aldı ve kapıya yöneldi. Bu mağaradan bir an önce çıkmak ve bir daha geri dönmemek istiyordu. Bu ormana bir daha adım atacağını bile sanmıyordu.

"Gerçekten elimizi kolumuzu sallayarak buradan çıkacağımızı mı düşünüyorsunuz?"

Rosé, Jennie'yi durdurdu. Lisa, Rosé'ye ufak bir bakış attı ve yere oturdu. Bir şeylerin hala ters gittiğini düşünüyordu ve bu yüzden huzursuzdu. Neden şu an bunu yaptıklarına bile bir anlam veremiyordu.

"Sanırım birilerinin anlatacak başka bir hikayesi var."

Rosé Lisa'yı başıyla onayladı ve kızların karşısına oturdu. Diğerleri de oturunca anlatmaya başladı.

"Çıkışa birkaç siyah siluetin tuzaklar koyduğunu gördüm. Ormanın birkaç yerine de tuzak koydular. Bilmediğim bir dilde kendi aralarında konuştular. Sonra birinin bizim dilimizde konuştuğunu fark ettim. Ona görünmeden yaklaştım. Şey diyordu."

Gözlerini arkadaşlarının arasında gezdirdi. Onları böyle bir işe sürüklediği için hala pişmandı. Dolan gözlerini kırpıştırdı ve devam etti.

"Aramızdan birini kurban etmezsek buradan asla çıkamayacakmışız. Ve onlar Lisa'yı istiyor."

Lisa başını yerden kaldırdı ve Rosé'ye baktı. Jennie ve Jisoo da artık Lisa'ya bakıyordu.

"O zaman bir plan yapsak iyi olur."

Lisa ayağa kalktı ve üzerindeki tozları silkeledi. Yem olmaya hiç niyeti yoktu. bu kadar yolu yem olmak için gelmemişti ve kimse onu daha fazla burada tutamayacaktı.

~


Çantalarını sırtlarına taktıktan sonra mağaranın çıkışına yöneldiler. Rosé tuzakların yerini bildiği için önden gidip arkadaşlarına liderlik yapıyordu. En arkada Lisa olacak şekilde Rosé, Jisoo, Jennie ve Lisa şeklinde tek sıra halinde yürüyorlardı. Lisa her türlü tehlikeye karşı tetikteydi.

Her şey o kadar sessizdi ki bu Jisoo'yu ürpertmişti. Çıkışa geldiklerinde ise Rosé durdu. Arkasına döndüğünde Lisa başıyla onayladı. Jennie en öne geçti ve elindeki kitabı açtı.

Hiç düşünmeden ortalarından bir sayfa yırttı. Lisa elindeki meşaleyle yanına geldi ve sayfayı ateşe verdi. Mağaranın içinden acı bir çığlık yükseldi. Jisoo çantasından çakmağı çıkardı ve kendini hazırladı. Mağaranın içinden onlara yaklaşan ayak seslerini duyuyorlardı.

"Bu gölge beni korkutuyor."

Rosé duvardaki devasa gölgeyi fark edince diğerleri de oraya baktı. Yavaşça yaratık ortaya çıkarken sakin kalmaya çalışıyorlardı ama bu pek mümkün değildi.

"Bu iğrenç!"

Jennie kusacak gibi duruyordu. Yaratık ortaya çıktığında ufak bir bakış atmış ve kafasını heme başka bir yöne çevirmişti. Yaratığın ağzı dört parçaydı, yüzü yoktu. İnsan gibi dursa da derisi kömür gibi siyahtı ve lağım gibi kokuyordu.

"Biz onu yok etmeye çalışırken sen de kapıyı hallet."

Lisa, Jennie'ye bağırdığında yaratığa doğru koşuyordu. Yaratık da harekete geçtiği zaman kızlar bir adım geri çekilmişti ama Lisa son hızla devam ediyordu.

"Bu kızın hiç korkusu yok."

Jennie kendi kendine fısıldadı ve kapıya yöneldi. Kitabın içinden bir büyü seçti ve kapıya okumaya başladı. Ne okuduğunu bilmiyordu bile ama Lisa işe yarayacağını söylemişti. Büyüleri ardı ardına sesli bir şekilde okurken kapıdaki kalkan kalkmadığını hissediyordu.

Jisoo elindeki çakmakla yaratığın etrafındaki otları ve kuru yaprakları ateşe vermiş ve onu kıstırmıştı. Rosé elindeki kağıtta yazılan büyüler ile canavarı yok etmeye çalışıyordu. Lisa ise canavarı elindeki meşaleyle yaralıyordu ama bunun pek bir faydası yoktu. Jennie öleceklerini düşünmeye başlamıştı bu yüzden mağaradan dışarı çıktı ve arkadaşlarını içeride bıraktı.

"Jennie nereye kayboldu?"

Jisoo, Jennie'nin olması gereken boşluğa baktı ve gözlerini kızlara dikti. Rosé bir anda büyü okumayı kesmiş Jisoo'ya dönmüştü. İkisi de bu duruma fazlasıyla şaşırmıştı.

"Siz de çıkın."

Lisa onlara baktığında gözlerinde öfke yoktu. Aksine onları kurtarmanın tek yolunun bu olduğunu düşünüyordu. Rosé onu takmadan büyüleri okumaya devam etti. Jisoo ise ne yapması gerektiğine bir türlü karar veremeyerek etrafına bakıyordu.

"Size çıkın dedim! Bunu ben hallederim!"

Lisa elindeki meşaleyi otların arasına attı ve yaratığı yaktı. Ateş öyle yükselmişti ki kızların boyunu aşmıştı. Yaratığın acı çığlıkları bir süre sonra kesildiğinde Lisa onlara döndü. Yaratığın öldüğünü düşünmüyordu ama bu, onların kaçması için yeterli süreyi onlara tanırdı.

"Size hallederim demiştim."

Lisa yerden Rosé ve Jisoo'nun eşyalarını aldı ve onlara verdi. Bir an önce mağarayı terk etmeleri gerekiyordu.

"Hadi çıkın."

"Sensiz dışarı çıkacağımızı mı düşünüyordun? Asla gitmiyoruz."

Jisoo, Lisa'nın elini tuttu. Rosé de diğer elini tuttu. Lisa olmadan mağaradan çıkmayacaklarını belli etmek istiyorlardı. Ama Lisa bir an önce gitmeleri gerektiğini söyleyip duruyordu.

"Neden yerin sallandığını hissediyorum? Lütfen hissetmediğinizi söyleyin. Benim hayal gücüm olduğunu söyleyin."

Jisoo kızlara baktığında korkuyla gözlerini açtılar. Onların da hissettiğini anladığı zaman içindeki korku büyümüştü.

"Mağara yıkılıyor!"

"Hayır duvar yıkılıyor."

Jennie elindeki kitapla içeri girdiğinde gülümsedi. Sonunda kalkanı kıracak büyüyü bulmuştu ve bulduğu gibi kızların yanına koşmuştu.

"Nasıl sizi bırakıp gittiğimi düşünürsünüz? Buraya birlikte geldik ve birlikte gideceğiz."

Jennie koşarak kızların yanına gitti ve eşyalarını yerden toplamaya başladı. Bir an önce ormandan defolup gitmek istiyordu.

"Lisa şimdi mağaradan çıkabilecek mi?"

Rosé, Jennie'ye döndü. Jennie başını evet anlamında salladı ve Lisa'yı kapıya doğru itti. Lisa dışarı çıktığında herkes rahat bir nefes aldı ve peşinden çıktılar.

"İnanamıyorum, dışarı çıkabildik. Başardık!"

Rosé ve Jisoo çığlıklar atarak birbirlerine sarılmış zıplıyorlardı. Bu hallerini gören Jennie güldü ve nefesini dışarı verdi. Bir anda rahatlamıştı.

"Bu kadar macera yeterli. Haydi artık eve gidelim!"

Hepsi bir ağızdan bağırdığında güldüler ve yürümeye başladılar. Lisa son kez mağaraya baktı. Bakması gerektiğini hissediyordu ve o an bir şey fark etti. Bu son değildi, bu sadece yeni bir başlangıçtı.

LogosHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin