*Shamrain-To live.'
*Fay wildhagen- Into the woods.🍁
Belimdeki lekede tüy hafifliğinde gezinen parmaklar uykumun en mahrur yerlerinden sıyrılmamı sağlamıştı. Sıcak bir bedene sarılı açmıştım gözlerimi. Tişörtünü sıkıca kavramış başımı göğsüne yaslamıştım. O nefes aldıkça başım göğsüyle birlikte yükseliyor, verdikçe içe gömülüyordu. Buna izin vermiş olması tuhaf hissettirmiş, bedenimde ufak bir paniğe neden olmuştu. Gözlerimi birkaç kez kırptım ve başımı hafifçe kaldırarak yüzüne baktım.
Uras Tardu, çatık kaşları ve dağılmış saçlarıyla baktığım yerden oldukça güzel görünüyordu. Belimdeki lekeye odaklanmış, parmaklarıyla turlarını sürdürüyordu. Ciddi bir işle uğraşıyor gibiydi. Huylanıyordum lâkin ânı bozmak istemesem de buna müsaade edemezdim.
"Huylanıyorum," diye fısıldadım fakat sesim olağanca buruk ve mamur çıkmıştı.
Çatılan kaşları daha da aşağıya büzülürken yüz hatlarını fazlasıyla zorlayıp yüzüme bakmaya çalıştı. Yukarı doğru kaldırarak ona baktığım gözlerimi önüme çevirdim. Dikkatim hâlâ sıktığım tişörtüne döndüğünde elimi gevşeterek geri çektim ve yavaşça kıpırdanarak kalkmaya çalıştım.
"Kal öyle,"
O an bir şey oldu ve beni durdurmak istercesine belimdeki parmakları yerini avuç içine bıraktı. Eliyle belimi tutarak beni geri yatmaya zorladı. Gözlerim ardına kadar aralanmış öylece duvara bakıyordum. Onun ise gözlerinin hâlâ uyurken açılan belimde olduğunu biliyordum. Tıpkı elleri gibi.
Bu mahremiyetimdi. Kızarmama sebep olacak utancımdı. İnancımdan öne gelen ön yargılarımdı.Şaşkınlıkla göğsüne geri düşen başımı kaldırdım ve gözlerine baktım. Kesinlikle yüzüme bakmıyordu.
"Olaya duygusal yönden bakma, Karan." dedi katı sesiyle. Sanki konuşması kulağımda boğuklaşıyordu. Göğsünden hırıltıyla yükseliyordu.
"Hormonal olarak mı bakmalıyım?" diye sordum aniden dilimi bir kaydırak olarak kullanan kelimelere annelik ederken. Utancımı yaşamam için saniyeler geçmemişti bile.
Yüzüne bakmaya devam ederken dudağının bir kısmının yukarı kıvrıldığına şahitlik ettim. "Zekice," dedi çok kısa bir an gözlerini gözlerime çevirirken. Gülümseyerek gözlerime bakması bir an kalbimi tekletmişti lakin iyiydim.
Bakışlarımı önüme çevirdiğimde parmağını kanca gibi eteğine geçirirken üzerimdeki tişörtü biraz daha yukarı çekti ve belimi tamamen ortaya serdi. Bundan rahatsızlık duysamda bir yanım da hareketsiz kalmam için dürtüyordu beni.
"Sadece bir şey düşünüyordum," diye fısıldadı. "Odaklanacak bir yer bulmam gerekiyordu."
Buna anlam verememiştim. "Bunun için bedenimi mi seçtin?" Bu kez burnundan sert bir nefes verdi ve "Hayır,"dedi. "Seçmek zorunda kaldım." Başımı kaldırıp ona sorarcasına baktığımda "Fazla deli yatıyorsun."
"Daldığını fark etmiştim." diye fısıldadım açıklaması içimde bir karanlık yaratırken.
Cevap vermedi. Dakikalarca eli belimde dolanmaya devam etti ve bir an durdu. Sıcak avuç içi lekenin üzerine kapandı ve bekledi.
"Düşündüğün neydi?" diye sordum bu kez merakla. Bedeni hareketlendiğinde usulca kendimi geri ittim ve yatakta oturdum. O da kalkarak bacaklarını yataktan aşağı sarkıtmıştı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KAYIP
Teen FictionZihninin dengesini yitirmek,ne kadar acı verebilirdi? Niran Merza Karan, yaşadığı ve yaşamaya mecbur bırakıldığı kaderinin kurbanı genç bir kadındı. Peş peşe verilen kayıplar, ellerine tutuşturulmuş bir bıçaktan doğan cinayet ve ruhuna sarılmış kan...