Uyanmıştım. Saçımla biri oynuyordu. Tabiki Tae'ydi. Kendi uyanmış beni de uyandırmaya çalışıyordu. Kendimi iyi hissediyordum. Galiba çorba işe yaramıştı. Gözlerimi açtım. " Günaydın prenses biraz daha iyi misin? " " Evet çorba çok işe yaradı. " " Ben içirdim ondandır. " " Arkadaşım yaptı diye değil yani... " " O çorbayı içine sevgisini katmadan yaptı. Ben ise sevgimi katarak içirdim." " Tabi tabi " " Uyandığımıza göre birşeyler yapabiliriz. " " Tae daha tam iyileşmedim. Yataktan kalkabileceğimi de sanmıyorum. " " Kalkma zaten..." " Derken" " Oyun oynayalım. " " Ne oyunu? " " Telefonunu eline al. " " Tamam ama ne yapacağız " " Kim daha tatlı olacak? " " Nasıl oynayacağız? " " Çok tatlı pozlar ver aynısını bende yapacağım. Hangimiz daha tatlı çıkarsak o kazanacak. " " Tamam. " İkimiz de telefonları elimize alıp fotoğraf çekmeye başladık. Tae hile yapıyordu. Bana bakıp nasıl poz verdiysem o da aynısını yapıyordu. " Ne yapıyorsun sen" " Fotoğraf çekiniyorum. " " Anlamadım sanma hile yapma" " Tamam kızma prenses "
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Kopya çektikleri dışında bunları çekmiş. Bende fotoğraf çekmeyi bitirmiştim. Telefonları değiştirdik. Ben onun resimlerine o da benim resimlerime bakıyordu. Kazanana karar veremedik. Çünkü Tae ben daha tatlıyım diyordu bense ben daha tatlıyım diyordum. O yüzden oyunu oynamaktan vazgeçtik. Bu arada kendimi daha iyi hissediyordum. " Şimdi ne yapalım prenses? " " Bilmiyorum. " " Ama ben biliyorum. " " Acaba bu sefer ne yapacağız acaba " " Sana kocaman hasta pastası yedireceğim. " " Hasta pastası" " Evet hiç yemedin mi? " " Hayır " " Aslında bende hiç yemedim. Ama bugün ikimiz de ilk hasta pastamızı yiyeceğiz. " " 😁😁😁" Telefonu eline alıp pastaneyi aradı. Ben ne konuştuklarını duyabiliyordum. " Alo hasta pastası var mı? " " Doğum günü pastası var olmaz mı?" Biz gülmeye başladık. Adam da aynı şekilde bize gülüyordu. " Hasta pastası yokmuş doğum günü pastası yer misin prenses" " Yerim. " " Tamam doğum günü pastası da olurmuş. " Pasta sipariş etmesi bile çok komikti. Herşeyi değişik yollardan yapıyordu. En sevdiğim özelliği de buydu. Çünkü o kimseye benzemiyordu.