Siyaha Çalan Renkler

1.6K 47 2
                                    

"Peki ya mavi? Maviyi de anlatır mısın?"

"Elbette!" dedi heyecanla. Zaten her zaman 'sarı' gibi neşeliydi.

"Bilirsin, kuşlar uçarlar," dedikten sonra bir müddet bekledi. "Sen de özgür olmak için uçmak istiyordun, değil mi?"

Hızlı hareketlerle kafamı saladım. "İşte mavi odur." diye devam etti. Kaşlarımı yukarı kaldırdım."Yani uçak... Mavi?" Hemen ardından boğazımdan bir kıkırtı firar etti.

"Hayır," dedi net bir sesle. Sesi o kadar duruydu ki. O kadar çok... Lila. İnsanda beyaza karışmış moru anımsatıyordu.

"Mavi özgür kısmıydı! Mavi, özgürlüktür."

Ellerimin, havada onu aradığını far edince, onları kendi avuçlarında hapsetti. "Mavi, benim senin yanında olma sebebim."

Dudaklarım benden habersiz aşağıya sarktılar. Benim yanımda olma sebebinin pembe olduğunu sanırdım oysa. Ama uçuk bir pembe... Saf bir pembe... Sevgimizi yansıtan bir pembe...

"Demek bu yüzden..." diye mırıldandım. "Ama sarı insanların maviye ihtiyacı yoktur ki."

Derin bir soluğu içine çekti. Bundan sonraki repliğimi kesinlikle ezberebildiğini gösterirdi bu hareketi. "Zaten ben mavi değilim." dedim tek nefeste. Mavinin nasıl göründüğünü bile bilmiyordum ki. Ferah olduğunu biliyordum sadece. Uçsuz bucaksız... Özgür... Ama bu kadardı.

"Ama siyah da değilsin."

İtiraz etmek için dudaklarımı araladığımda, dudakları boşluğu doldurdu. Sıcacıktı dudakları. Ateş gibi. Kan gibi. Kırmızı gibi ama, kan kırmızısı gibi.

"Ve evet," dedi dudaklarımın üzerine doğru. "Sarının maviye ihtiyacı yoktur, ama insanların yaşamak için yeşile ihtiyacı var."

Siyaha Çalan RenklerHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin