"Evet Harris şimdi ne yapıyoruz?"
Aria ve Harris evin dışında buluştuktan sonra, daha doğrusu Aria evden kaçtıktan sonra ne yapacaklarına karar vermeye çalışıyorlardı.
"Şimdi şöyle yapıyoruz, ilk önce yanına söylediğim gerekli şeyleri aldın mı?"
"Evet aldım." Dedi Aria ve Harris'e sırt çantasını gösterdi.
"Güzel, ben de aldım. Şimdi yola çıkmaya hazırız. Umarım yolu unutmamışımdır."
"Umarım?! Harris sen ciddi misin?"
"Evet ciddiyim. Bu kadar sinirlenme ya, herşekilde bulacağız orayı merak etme."
"Tamam, nerden gidiyoruz?"
"Tam olarak gideceğimiz yerin adını bilmiyorum ama sağdan gidiyoruz."
"Gidelim. Yoksa annem benim evde olmadığımı fark edecek.""Harris yeter. Biraz mola versek olmaz mı?" Dedi Aria, ayakları şimdiden isyan etmeye başlamıştı. Oysaki sadece 2 saat olmuştu.
"Bakıyorum çabuk hevesin geçti?"
"Saçmalama, 2 saattir yürüyoruz ve ben yoruldum."
"Tamam gel şu banka oturalım."
Aria ve Harris banka oturdular.
"Sence annem benim olmadığımı fark edince ne yapacak, kim bilir ne kadar üzülecek."
Aria bunları düşündükçe kötüleşiyordu.
"Bak Aria, geri döneceğiz hem de kardeşinle. Birinin bu işe bir son vermesi gerekiyor."
Aria Harris'e baktı.
"Teşekkür ederim."
"Ne için?"
"Bana yardım ettiğin için."Ev:
"Aria? Kızım yemek hazır hadi gel!"
Cevap gelmedi. Brenda tekrar bağırdı.
"Aria, kızım duyuyor musun, hadi gel!"
Hala cevap gelmemişti.
Brenda yukarı çıktı. Aria'nın odasının kapısının önüne geldi. Kapıyı açtı oda boştu.
"Aria? Eğer bu bir şakaysa hemen kessen iyi olur. Aria?"
Brenda yataktaki mektubu gördü. Ne olduğunu anlamıyordu.
Kağıt parçasını eline aldı. Aria'dan bir nottu. Brenda kağıdı okudu.
"A-aria." Diye fısıldadı kendi kendine.
"Ne yaptın sen?"
Brenda sokağa fırladı. Elinde okuduğu kağıt parçası vardı.
"Aria!!"
"Aria!!"
Brenda daha fazla dayanamadı ve sokağın ortasında dizlerinin üzerine yığıldı.Aria:
Aria Harris'le yürümeye devam ederken , beyninin içinde annesinin onu bulamayınca atacağı çığlıklar yankılanıyordu. Acaba doğru şeyi mi yapıyordu, yoksa ikizini kurtarmak sadece bir hayel miydi?
"Harris biz bu akşam nerede kalacağız?"
"Eeee, şuralarda benim bildiğim boş bir ev var oraya gidebiliriz."
"Ne kadar var,ben çok yoruldum."
"Çok az kaldı, sadece bir sokak ötede." Dedi Harris ve kalacakları eve doğru yürüdüler.
"Burada kimse olmadığına emin misin?"
"Evet eminim."
Harris kapıyı açtı ve içeri girdiler. Evde ışık, mobilya veya ses yoktu. Her yer çok boştu.
"Evet, bu akşam buradayız."
"Bence idare eder. Ama daha ilerledikçe nerelerde kalacağız?"
"Sen bence beni çok hafife aldın, onun için de bir çözümüm var."
Harris sırt çantasından kendi elleriyle hazırladığı haritayı çıkardı. Ve önlerine serdi.
"Şimdi, biz şuan buradayız." Harris haritada oldukları yeri gösterdi.
"Amacımız ise şuraya gitmek." Çok fazla mesafe yoktu ama en az 2 günlük daha yolları vardı.
"Yaptığım hesaplara göre yarın otobüsle ilerleyeceğiz, ardından şurada işaretlediğim yeni bir boş eve kadar yürürüz. O akşam da orada kalırız.
"Tamam, sonra?"
"Sonra, sabah yürümeye devam edeceğiz ve tesise en yakın yerde içeri giriş planlarımızı yaptıktan sonra içeri dalacağız."
"Bence gayet iyi."
"Bencede. Ama şimdi biraz uyuyalım, yarın yine uzun bir gün olacak."
Battaniyelerini yere serdiler ve üzerlerine küçük örtülerini örttükten sonra uykuya dalmamaları imkansızdı. Daha ilk günden çok yorulmuşlardı.
"İyi geceler Harris."
"İyi geceler Aria."
Boş bor ev bulmaları onlar için büyük bir avantajdı. Çünkü dışarısı gayet soğuktu.
Sabah yanlarına aldıkları tostları yedikten sonra otobüse bindiler ve yolculuklarına başladılar.
"İndikten sonra ne kadar yolumuz var?"
"Fazla yok, akşama kadar rahat gideriz merak etme." Dedi Harris ve camdan dışarı bakmaya devam etti.
"Geldik." Dedi Harris ve otobüsten indiler.
Bu sefer yürüyerek yollarına devam ettiler. Tabi yolculukları sırasında Aria'ya tuhaf tuhaf bakan bir çok insan oluyordu. Ama yanında Harris varken o kadar da kötü hissetmiyordu. Harris'i iyice sevmeye başlamıştı. Alice kaybolduğundan beri ona herkesten daha çok destek olmuştu.
Akşam yeni bir evde kaldıktan sonra sabah yollarına devam ettiler. Çok az kalmıştı. Hatta bugün içeri gireceklerdi. Yani planları öyleydi.
Harris haritayı çıkardı ve dikkatlice inceledi.
"Gel şuradaki kütüğe oturalım, orada planımızı yapar akşam üstü içeri gireriz."
Tesise yaklaştıkça ağaçlar ve çalılıklar artmıştı. Neredeyse ormanda gibiydiler. Yani artık ne kalacak ve ne otobüs ne de kafeler vardı.
"Şimdi nasıl içeri gireceğiz?"
"Çok güzel bir soru, ama bence bunu sana ben sormalıyım Harris, buraya sen gelmek istedin. Planı da bence sen yapmalısın."
"Tamam o zaman." Dedi Harris ve düşünmeye başladı.
"Öncelikle kapıda kesin nöbetçiler vardır. Bunalrı aşmamız lazım ki içeri girelim, sonra ise şöyle yapabiliriz...""Hazır mısın Aria?"
"Evet, hazırım." Dedi Aria ama aslında hazır hissetmiyordu.
"Unutma plana sadık kalmazsak, bunu başaramayız."
"Tamam, hadi başlayalım."
Aria ve Harris yürümeye devam ettiler. Aria korkmaya başlamıştı. Etraf fazla sessizdi. Sürekli biri onları takip ediyormuş gibi hissediyordu.
"Kapıya ne kadar kaldı Harris?"
"Az kaldı, dikkatli ol."
Aria başını salladı. Kapıya çok az kalmıştı.
Aria ve Harris yürümeye devam ederken bir çıtırtı tüm sessizliği bozdu.
"Bu da ne?"
"Bilmiyorum." Dedi Harris etrafa bakınıyordu. Ama hiçbir şey yoktu etrafta.
İkiside etrafa şaşkın şaşkın bakarken ağçların arkasından dört tane adam etraflarını çevirdi.
Aria ne olduğunu daha anlayamadan gözleri karardı. En son hatırladığı şey adamların ikisini de köşeye kıstırdığıydı.
Planları suya düşmüştü. Herşey ters gitmeye başlamıştı.
"Aria?" Dedi bir ses. Aria gözlerini yavaşça açtı.
"Harris?" Çocuk Aria'nın başında oturuyordu.
"Harris biz neredeyiz?"
"Planlarımız pek tutmadı ama amacımıza farlı bir yolla olsa da ulaştık sayılır. Şu an tesisin içindeyiz Aria."-Bölüm sonu-
ŞİMDİ OKUDUĞUN
GİZEM-1
AdventureAria 15 yaşında liseye başlayacak bir kızdır.Onun tüm liseli kızlardan farkı doğuştan olan kırmızı gözleridir. Herkes ona vampir gibi bakarken ilkokulda kaçırılan ikizinin gizemi sürmektedir. Peki sadece bir günde değişen bu hayatının tüm gizeml...