-17-

61 9 8
                                    

     Sabah olmuştu. Herkes kahvaltı sofrasında yemeğini yiyordu. Babaları Daniel ise sabah erkenden işe gitmişti.
Brenda konuya nasıl başlaması gerektiğini düşünürken Alice daha fazla kendini tutamadı.
"Anne bizim seninle çok önemli bir konuyu konuşmamız lazım."
Dedi Alice.Aria masanın altından onu dürttü. Alice ona bakınca ona 'ne yapıyorsun sen' bakışı attı. Ama Alice devam etti.
"Neymiş o konu?" Dedi Brenda ama konunun neyle alakalı olduğunu zaten biliyordu.
Alice tam devam edecekken Aria lafa karıştı.
"Aslında o kadar da önemli bir şey değil, değil mi Alice?" Aria tekrar onu dürttü.
Sonra da Alice'i kolundan tutarak odaya çıkardı.
"Biz hemen geliyoruz." Dedi Aria.
Harris ve Brenda masada yalnız kaldılar.
"Anne, bizim konuştuklarımızı aslında biliyorsun değil mi?"
Harris aileye o kadar alışmıştı ki Brenda'yı gerçek annesiymiş gibi görüyordu. Brenda'da onu oğluymuş gibi görüyordu.
"Evet biliyorum."
"Peki ne diyeceksin?"
"Dün ikizlerin tartışırken ki seslerini duyunca  konu hakkında istemeden de olsa bilgi sahibi oldum. Akşam çok düşündüm, tabiki böyle bir şeye izin vermeye niyetim yoktu. Ama sonra bir rüya gördüm. Oradaki çocukların halini... Sonra da karar verdim ki, hiçbir çocuğun ailesinin çocuklarından benim gibi ayrı kalmasına gönlüm el vermez. Karar sizin, ben size destek olmaya her zaman hazırım."
"Sen ciddi misin?"
"Evet ciddiyim."
"Teşekkürler anne." Dedi Harris ve Brenda'ya sarıldı.
Bu sırada ikizler odada yine tartışmaya başlamıştı.
"Alice sen ne yapıyorsun!"
"Annemize gerçekleri söylüyordum Aria. Sizin yapamadığınızı yapıyordum."
"Diyelim ki söyledik sence böyle bir deliliğe izin verir mi?"
"Belki verir belki vermez."
"Bak Alice-" Aria sözünü tamamlayamadan Harris içeri girdi.
"Artık tartışmayı keser misiniz?"
"Harris lütfen bizi rahat bıra-"
"Size anlatacaklarım var."
"Bak Harris bunları sonra konuşuruz."
"Hayır Aria, söyleyeceklerim her şeyden önemli."
"Tamam dinliyoruz."
"Bakın, annemizin her şeyden haberi var."
"Nasıl yani?!"
"Dün akşam siz tartışırken duymuş."
"Peki ne dedi?"
"Karar sizin, size her konuda yardım etmeye hazırım dedi."
Aria durdu.
"Ne?"
"Aynen böyle söyledi."
"Dalga geçmeyi bırak Harris. Hiç zamanı değil."
"Dalga geçmiyorum ben ciddiyim."
"Yani izin verdi?"
"Evet."
Aria Alice'e döndü. Ardından ona gülümseyerek sarıldı.
"Böyle bir şeye izin verdiğine inanamıyorum." Dedi Alice.
"Harris tüm şu olanları en baştan anlatır mısın?"
"Siz buraya gelince annemle yalnız kaldık sonra dün akşam onu kapının önünde sizin tartışmanızı dinlerken gördüm."
"Baştan beri her şeyden haberi vardı yani?"
"Evet varmış. Neyse sonra ona bu konu hakkında ne düşündüğünü sordum. O da dün akşam bu konuyu çok düşündüğünü  ve bu konu hakkında bir rüya gördüğünü söyledi. Zaten sonra da bize destek olmak istediğini söyledi."
"O zaman ne yapıyoruz?" Diye sordu Alice.
"Daha fazla birbirimizle tartışmadan güzel bir plan yapıyoruz." Dedi Harris.
"Annemizle birlikte konuşsak iyi olur yoksa bu işin içinden çıkabilecek gibi değiliz."
"Bencede."
"Hadi aşağı gidelim o zaman." Hepsi ayağa kalktı ve aşağı indiler. Anneleri salondaki koltukta oturuyordu.
"Anne, yani baştan beri her şeyi biliyordun öyle mi?"
"Evet biliyordum."
"Biz düşündük de seninle birlikte bir şeyler planlasak..."
"O zaman gelin masaya."
Herkes masanın etrafındaki sandalyelere oturdu.
"Bir kere oraya gittiniz, nasıl bir yerdi? Yani tekrar girebilir miyiz?" Dedi Brenda. Her şeye en baştan başlamaları gerekiyordu.
"Şimdi, ormanın içinde bir yerdi, Harris yolunu biliyor. Açıkçası pek fazla yaklaşamamıştık. "
"Demek ki etrafta nöbetçiler var."
"Kesinlikle, hatta fazlasıyla. Bizi yakınına yaklaştırmadılar bile."
"Bir şekilde onları atlatmamız lazım."
"Ama nasıl?"

                 -Bölüm sonu-

GİZEM-1Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin