Uzun bir süre sonra işte buradayım. Biraz kısa ama idare edin biraz yoğunum. Seviliyorsunuz.
Kelime sayısı: 456
"Çıkar mısın burdan?" Arkamı dönünce birisinin Finn'e bağırdığını gördüm.
Leo'yu gayet iyi tanıyorum. Kendisinin eşcinsel olmadığını bilmeyen yok. Çok iyi birisi aslında.
Sadece çok takıldığı kişiler yok.Minnettar bakışlarımı atarken Finn kapıya doğru ilerlemeye başladı. Ben ise olduğum yerde kızarmış oturuyordum.
Leo da karşıya Cameron'un yanına geçince 4'lü grup olarak gayet hoştuk."Bunun için utanmana gerek yok bunu biliyorsun değil mi?"
"Hıhı."
"Mira hadi ama. Bunda utandırmanı gerektirecek hiçbir şey yok."Farkında olmadan yanağımdan akmakta olan yaşları usulca sildim.
"Hadi dışarıya çıkalım. Bi hava al."Hep birlikte dışarı çıktık ve çimenlere oturduk.
Leo bize kendini tanıtırken telefonu çaldı.
"Mira sen bakabilir misin? Annemlere eşcinsel olduğumu söyledim ve beklediğim tepkiyi almadım. Biraz fazla kızdılar. Konuşmak istemiyorum."Anlayışla gülümsedim ve telefonu aldım.
Açma tuşuna bastım ve kulağıma götürdum.
"Alo?"
"Ihm merhaba. Ben Leo'nun arkadaşı. Kendisi şu anda meşgul de ne istemiştiniz?"
"Ne yapıyor?" Leo'ya baktığımda sinirden otları yolduğunu gördüm.
"Ot çekiyor."
"NE?!" Dediğimin farkına vardım ve düzeltmeye çalıştım.
"Yani öyle değil." Tekrar Leo'ya baktım. Hala çimenleri yoluyordu.
Devam ettim.
"Yani şey o şu anda çim yiyor."
"Aman Tanrım ne olduğunu sormayacağım. Sadece ona akşam eve gelebileceğini ve ailecek bunu halledebileceğimizi söyler misin?"
"Tabii ki. Hoşçakalın."
Kapattım. Çünkü iyice batırmıştım. Başka çarem de yoktu zaten.Leo'ya olanları anlattığımda hepsi güldü. Fakat sonra Leo'ya tavsiyeler vermeye başladık.
"Bence denemelisin."
"Aynen bence de. Belki bu sefer hoş karşılarlar."
"Haklısınız. Denemekte fayda var."Yavaş yavaş toparlandık ve çimlerin gerisinde bıraktığımız Pop'sa dönmeye geri karar verdik.
Eve dönmek istemiyordum. Kesinlikle hayır.
Finn'le yüzleşmem söz konusu bile değil.
Hele hele o saygısızlığından sonra.Pop'sa girmeden önce hepimiz kapısının önünde duraksamak zorunda kaldık. Çünkü içeriden çığlıklar geliyordu. Arkama, diğerlerine baktığımda onlarında dehşet içinde baktıklarını gördüm.
Ama daha çok onların arkasında ki Finn dikkatimi çekti.İçeriye ilk giren ben oldum.
Keşke de girmeseymişim.
İçeri girmemle içeride ki 3 kişinin sırtında ki bıçakları gördüm.
Hepimiz içeri girdik. Kimse kıpırdamaya cesaret dahi edemiyordu. Sadece korkuyla etrafa bakıyorlardı.Telaşımız yüzünden de kimsenin aklına polisi veya ambulansı aramak gelmiyordu. Mekanın sahibi Pop'un bize seslendiğini duydum.
"Çoktan polisleri aradım bile."Her an bu kafenin kapanma olasılığı vardı. Pop için gerçekten üzgündüm. Onun da telaşlı olduğu her halinden anlaşılıyordu.
Diğerleri de benim gibi etrafı inceliyordu.
Aramızda Cameron'un olmadığını görünce içimde ki korku daha çok endişe oldu.
"Çocuklar? Cameron nerede?"
Bu sefer herkes telaşla etrafa bakmaya koyuldu.
Sağ tarafta ki masalara baktığımızda Cameron'un yerde yattığını gördük. Sırtından kanlarla.
İçimde ki tüm kanın çekildiğini hissettim.Arkamdan birinin yaklaştığını hissettim. Panikle arkamı döndüm. Fakat arkamda seri katil aksine Finn'i gördüm.
Yerde ki Cameron'u farketmesi 5 saniyesini aldı.
Yüzünde ki korku tiksintiye dönüştü.
Ve daha sonra da büyük bir gürültüyle yere yığıldı.
YB SONU*************************************
Geri döneceğim! Az kaldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~COOKIES~||Fin Wolfhard Fan-Fic||
FanfictionPeki annem hangi evde işe girecekti? Wolfhard ailesi kimdi ki biz onlara hizmet edecektik?