Chapter nine

1.1K 96 57
                                    

Satır arası yoruma bayılırım. Düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın.
Kelime sayısı: 539

"Kör oldum." Üstüme düşen kartınlardan dolayı göremiyordum.
"Hayır sadece gerçekler seni kör etti."
"Hayır Leo sadece kartonlar." Lena'ya teşekkür etmek isterdim. Ama şoktan konuşamıyordum.

Sonunda Lena kartonları üstümden çekti.
"Sizce bu doğru mu? Finn benden mi hoşlanıyor?"
"Kafam karışık. Sizin Türkiye'de ki Müge Anlı'yı mı arasak ya?"
"Saçmalama Leo. O kadar düşmedik."
Düşününce fena değildi. Bu seçeneği iyice bir düşünürüm sonra.

"Tanrım. Kapatmalıyız. Her an gelebilir."
Kartonları hızlıca içeri tıktık ve kapıyı kapattık.

Herkes kendi işine geri döndü. Bizde daha sonra dolabı tekrar incelemek için buluşma kararı aldık.
Maç vardı.
O gençlik dizilerinde ki gibi maçlar. Ponpon kızlar. Kolej tarzı ceketli erkekler.

Lena ile kızlar soyunma odasına gittik.

Üstüme o her zaman giymeye özendiğim şort-elbiseyi giydim. Saçımı taradım ve at kuyruğu yapıp bir okulumuzun rengi, yeşil bir kurdeleyle bağladım.
Daha sonra da diğer kızlarla birlikte yeşil-beyaz ponponlarımızı aldık.

"Lena, bence Hailey yerine Mira'yı kaldırabiliriz en sonda. En incemiz o gözüküyor."
"Evet Evie haklı. Ben bu aralar kilo aldım. Hem Mira bunu hakediyor. Çok çalıştı."

Ne yani gösterinin sonunda taklalar atıp herkesin tepesinde mi olacaktım? Yok sağolun.
"Şey ben olmasam?"
"Hadi ama Mira! Tek çaremiz sensin. Karşı takımın ponpon kızları bizi kıskanacak!"

Bir düdük sesi duyuldu. Maç başlıyordu. Erkekler çıkmadan önce bizim çıkmamız gerekiyordu.

"Mira en öne geç. Havada olan sen olacaksın."
"Siktir."
En öne geçtim. Bir düdük sesi daha duyulunca ponponlarımı kaldırarak ve sallayarak sahaya girdim. Arkamdan da diğerleri.

Art arda taklalar atıyor, diğer kızlarla dans ediyorduk. En sonunda hepimiz durduk ve selam verdik.
Seyircilerden bir alkış sesi yükseldi. Gururla Lena'ya bakarak gülümsedim.
Tribünlere bir göz attığımda birisinin ayakta alkışladığını gördüm. Finn.

Noah'da ceketinden tutmuş onu oturtmaya çalışıyordu zavallı.
Ama Finn ısrarla ayakta alkışlıyordu.

Sonra kenara çekildik ve erkekler geldi. Bradley de mi takımdaydı?

Geçerken bana bakarak gülümsedi. Bir anda yüzümü buruşturmak istedim. Ama yapamadım.

Ve maç başladı.

———————————

Maçı kazanmıştık. Sadece bir puan farkla. Büyük kapanışı da güzel yapmıştık. Kızların tepesine çıkarak ponponlarımı fırlatmıştım. Yine bir alkış yükselmişti.

Gayet iyi gidiyorduk. Her şey yolunda gibiydi.
Kızlar soyunma odasına gidip günlük kıyafetlerimi giydim. Lena da yanıma gelince dolabımdan çantamı almaya gittim. Çantamdan telefonumu çıkarınca ilk gördüğüm şey Bilinmeyen'in mesajıydı.

Bilinmeyen: Hareketlerine bayıldım. Özellikle de son olan. En güzel sendin.

Tamam. Bu her kimse gerçekten korkutucu olmaya başlıyordu.

Lena de mesajı okumuş olmalı ki 'hiii' diye bir inilti çıkardı.

Dolabımı kapattım. Çantama telefonumu koydum. Sinirlerim biraz da olsa tepeme çıkmıştı. Aynı benim kızların tepesine çıktığım gibi.

Leo'yu görünce tekrar onu çağırdık ve dolaba gitmeye koyulduk.

"Herkes eve gidiyor. Bence kimse bizi görmez. Bakalım neler olacak."
Leo'yu onaylayıp dolabın yanına vardık. Lena yine tokasını çıkardı.
Tekrar o 'tık' sesi gelene kadar çevirdi.

Ve açıldı.

Dolabı açınca bu sefer üzerimize fazla karton düşmedi. Ki bu iyi bir şeydi.

Tam elime bir defter alacakken köşeden gelen Finn'i gördük.
Şaşkın bakışlarla bize yaklaştı.
"Çocuklar Bradley'in dolabında ne yapıyorsunuz?"

Leo, Lena ve ben aramızda küçük bir bakışma yaşadık.
Şok üstüne şok yaşarken hemen az önce elime almayı düşündüğüm defteri aldım. Kapağını açtım ve içinde yazan 'Bradley'e aittir' yazısını gördüm.

Ama her zamanki gibi aklımda birkaç soru vardı.
Bu Bilinmeyen kimdi? Kaç kişiydi? En önemlisi benden ne istiyordu?

Bölüm sonu.

************************

Sizce kim çıkacak bilinmeyen? Çok heyecanlı gidiyoruz bence. Yani en azından ben. Düşüncelerinizi belirtmeyi unutmayın.

~COOKIES~||Fin Wolfhard Fan-Fic||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin