Chapter eleven

975 94 127
                                    

BAŞTAN SÖYLÜYORUM FINN'E SÖVEBİLİRSİNİZ!!!

Kelime sayısı: 613

Söyledikleri karşısında yüzüm şoktan şoka girerken konuşmaya çalıştım.
"Aslında bende sana karşı boş değilim ama..."
"Ama ne Mira?"
"Biliyorsun biz sadece sizin evinize hizmet vermek için burdayız."
"Bunun önemli olduğunu mu sanıyorsun yani?"
"Eğer annen öğrenirse annemin işine son verebilir, yani ya önemliyse?"
"Her şey güzel olacak."
Beni kendine çekip sarılınca bende kollarımı ona dolayarak karşılık verdim.

Sabah uyanınca nedense yüzümde tuhaf bir sırıtış vardı.
Elime telefonu alınca bir sürü bildirim geldiğini gördüm.

Olamaz....
Finn'le sarılırken ki fotoğrafımız her yerdeydi. Her fan sayfasında.
Adımıza açılmış ship hesaplarından ziyade dm kutum nefret yorumlarıyla doluydu.

O sırada bir mesaj geldi.
Bilinmeyen: Bugün hayatının dönüm noktası olacak. Akşama doğru telefonunu yanından ayırma.

Yine ne yapacağını düşünürken aklıma cumartesi olduğu geldi.
Yataktan kalkıp üstümü değiştirdim, elimi yüzümü yıkadım, saçımı taradım, ayakkabılarımı giydim. Hala aklımda o soru vardı.
Bu sefer ne yapacaktı?

Pop's'a gidip hepimiz birer milkshake sipariş ettikten sonra herkes sohbet etmeye başladı.
Bu sefer sadece Leo, Cameron, Lena ve ben değildik. Gaten, Caleb, Noah ve Finn de bize dahil olmuşlardı.

Ben Finn'in saçlarıyla bakışırken her şey gayet normaldi.
Telefonum titreyene kadar. Saate baktım. 18:27
Çekinerek sandalyemi ittirdim ve ayağa kalktım.
"Ben bi lavaboya gidip geliyorum." Herkes onayladığını belirten mırıltılar çıkarırken ben çokta tuvalete girmiş, telefonumu açmıştım.
Bildirime tıkladım ve mesajı okumaya başladım. Mesajın en başında annemin mutfakta bir şeyler doğrarken ki fotoğrafı vardı.
Bilinmeyen: dediklerimi harfiyen yapacaksın.

Ve beni aradı. Daha ikinci kez çalmadan telefonu açtım.
"A-alo?"
"Anneni gördün değil mi?"
Sesi kalın geliyordu. Ses kalınlaştırma uygulaması kullandığı çok belliydi.

"Gördüm."
"Dediklerimi yapacaksın. Yoksa anneni sadece bıçaklamaz, öldürürüm. Hatta uzun zamandır gözüm şu kıvırcıkta. İkinci de o gelir. Hatta dur. Neden direk Wolfhard malikanesini yakmıyorum ki?"
"Ne tür bi manyaksın ne istiyorsun ya sen bende-"
"SUS! Mira dediklerimi yapmazsan sana yemin ediyorum annenin bedenini bir daha bulamaz, kıvırcığına kavuşamazsın."
"Ne istiyorsun?"
"Kendini öldürmeni."
Kendini öldürmeni. Kendini öldürmeni.
Kafamda yankılanan sesler gittikçe artıyordu.
"Bana şaka yapma da doğruyu söyle!"
"Şaka yapmıyorum. Kendini öldüreceksin. Ve üstünde ki mirası alabileceğiz."
"Sana inanmıyorum. Kimseyi öldüremezsin."
"Öyle mi? O zaman izle ve gör."

Telefonu yüzüme kapadı. Birkaç dakika sonra bilinmeyenden video geldi. Vicdanım her ne kadar el vermese de açtım.

Videoda yoldan geçen birisini durduruyor, ayın kaçı olduğunu soruyordu. Kadın da telefonunun ekranını gösterip
"Ayın 31'i" diyor.
Ardından kadraja bir bıçak giriyor. Ve kadını bıçaklamaya başlıyor. Daha 5 bile dememişken videoyu kapatmıştım.
Ayın gerçekten 31'iydi. Demek ki eski bir video olamazdı.

Bana neler yapabileceğini göstermişti. Ve şimdi de kendimi öldürmemi istiyordu.

Kapı çalınca endişeyle açtım. Karşımda Finn vardı.
"İyi olduğundan emin olmak istedim."
Kendimi zorlayarak konuştum.
"İyiyim ya sadece biraz karnım ağrıyordu."
Bana aniden sarılınca gözyaşlarımı tutmam daha da zorlaşıyordu. Ama başardım. Tuttum.

"Finn napıyorsun?"
Sesin geldiği yöne kafamızı çevirince bir kızın bize baktığını gördük.
Ve Finn bir anda geri çekildi.
"Ella yemin ederim bana bir anda sarıldı ve öpmeye çalıştı. İttirdim ama o daha çok sarıldı."
Şoktan gözlerim büyürken isminin Ella olduğunu öğrendiğim kız Finn'i elinden tuttu ve götürdü.

Sadece bir an için olsun Finn'in beni sevdiğini sanmıştım. O da hayatım gibi yalanmış.
Hemen telefonumu çıkarıp Bilinmeyene mesaj attım.
Mira: yapacağım.

Tuvaletten hızla çıktım ve masadan çantamı almadan koşmaya başladım. Arkamdan 'Mira!' Diye seslenenleri umursamadım bile. Sadece koşuyordum.

Etrafımda ki binalara baktım. En yüksek olanını seçip içine girdim. En tepesine çıktım. Gerçekten yüksekti.
Aklımdaki her şeyi silip etrafı inceledim. Çatının tepesindeydim.
Çılgınlıktı.

Çatının en köşesine gittim. Aşağıya bakınca 'burdan atlarsam kesin ölürüm' diye geçirmeden edemedim.
Ama zaten bunun için burdaydım değil mi?

Sinirle fısıldadım.
"Senden nefret ediyorum Finn."
Ve kendimi boşluğa atarak yer çekimine teslim oldum.

Bölüm sonu.

***************************

Yarıfinal is coming bebeyim. Muhtemelen yarın ya da bugün atarım. Yarıfinalden sonrası da çabucak gelir.
Efsane fikirlerim var takipte kalın :3

~COOKIES~||Fin Wolfhard Fan-Fic||Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin