19.Bölüm

1K 32 19
                                    

"YAĞMUR!"

Sıçtığımızı söylememe gerek yoktu herhalde. (Bu ayrı mı yazılıyordu sjjsjs) Tuvalet kağıdı lütfen.

Arada'yı iterek sağıma baktım. Şimdi 'o yaptı!' diyecek ve kurtulacaktım. Evet mantıklı.

"Sarp."

Yavaşça bize geldi.

"Sarp ya." He ya, işte böyle sjsjshsj

"ULAN BEN SENİN İÇİN GERİ DÖNEYİM, BELKİ BİR ŞEY OLUR DİYE İÇİM İÇİMİ KEMİRSİN, GELDİĞİMDE GÖRDÜĞÜM MANZARAYA BAK!" Ulan ne meraklıymışsınız siz de benim için dönmeye!

"Sarp şimdi sandığın gibi değil diyeceğim ama her şey tam da sandığın gibi." Sanırım manyaktım. Ama görünen köy klavuz istemez, demişler.

"HE BİR DE SAVUNMA DA YOK ÖYLEMİ. BENİ ALDATTIN SEN, ÜSTELİKTE HİÇ UMURAMIYORSUN!"

"Bağırma bir!" Taşın üstünden kalktım. Hakketten de kıçım acımış yav.

"Biz zaten şuan sevgili değiliz ki, ne aldatması yani."

"Demek her ara verdiğimizde başkalarının kollarına atlayacaksın! Ben orospu biriyle çıkmam zaten kusura bakma!" Suratına öyle bir tokat geçirmişti ki elim karıncalanmıştı. Oh yarasın. Kaldıramadığım tek şey şu hitaptı. Arda'yla da anımız vardı bununla ilgili.

"Asıl piç olan sensin."

"Hiç olmayacak bir şeyin başına geçen sizdiniz." Arda'ya nasıl baktım bilmiyorum ama hemen başka tarafa baktı.

"Sen her o kızı bana savunuduğunda, onun yanında olduğunda ne hale geldiğimi görmeyen sendin. Beni başkalarının kollarında teselli aratan yine sendin."

"Sen de sütten çıkma ak kaşıktın!" Ben süttenim sjsjsj

"Suçsuzum demiyorum, ikimiz de birbirimizi yıprattık."

"O kızın hiç bir suçu yoktu, sadece çalışandı. Ama bu herif götün önde gideni! İkimizde bu adamın sana ne amaçla yaklaştığını biliyoruz!" Arkada kıpırdanma duyunca arkamı döndüm.

"Arda, otur oturduğum yerde!"

"Bitirdikten sonra dövebilir miyim?"

"Hayır!"

"Aman ya."

Önüme dönüp tekrar Sarp'a kafa tuttum.

"O kızın da sana ne amaçla yaklaştığını bilen tek bendim ama. Sen o durumlarda kör oluyorsun, ya da, bilmiyorum belki de görmek istemediğin için gözlerini kapatıyorsundur."

"Yağmur, saçmalama! Ben yine de benimle kavga ettiğinde hatta ara verdiğinde bile o kızın kollarına atlamadım!"

"Keşke atlasaydın da düşüncelerim netleşseydi, sonradan acı çekmektense o an bitirseydim seni kafamda."

"Demek sen çoktan bitirmişsin bizi."

"Ben bizi, sizi o kuyumcuda gülerken gördüğümde bitirdim zaten."

Cebimdeki kolyeyi çıkarıp ona attım.

"Bu kalmıştı bir de."

Düşen kolyeyi eğilip almaya bile tenezzül etmedi. Ama pahalıydı o, neyse.

"İşte ben de onun için gelmiştim. Pelin yanlışlıkla koparmış ve yenisini almak istemişti..." ulan Murat niye haklı çıkıyorsun?

"Yanlışlıkla değil! Bilerek kopardı. Yoksa neden bakayım diye ısrar etsin?"

KÖLE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin