21.Bölüm

793 27 23
                                    

Uyandığımda boynumda keskin bir acı hissettim. Damarlarımın hepsini düğümlemişler gibiydi. Gözlerimi açabildiğim kadar açıp neyin üstünde oturduğuma baktım. Rahatsız sert bir sandalyeydi. Bu durumda daha önce de bulunmuştum ama boynumda bu denli bir acı yoktu.

Kolumdaki kurumuş kan ve delik dikkatimi çekti. İğne mi yapmışlardı? Peki ama neden? Ve kim?

Bu soruyu kendime sorunca aklıma bilmem kaç saat öncesi geldi. Aynada onu görmüştüm ve bana bir kaç kelime söylemişti. Tam cümle kurmuşmuydu, onu bile doğru düzgün hatırlamıyordum.

Gözlerim hızla etrafı taradı ve olmayacağını bildiğim hâlde ipleri çözmeye çalıştım. Bunları yaparken dikkatimi bir şey çekti: gelinliğimin kasnak tarafı kesilmişti. Ona bakakalırken gözlerim doldu. Şuan burada olduğumdan çok prenses gelinliğimin kesilmiş olduğundan üzülüyordum. Pis yere bir damla göz yaşım düştü ve düştüğü yeri temizledi.

"Üzgünüm, o şey ayaklarını bağlamamı engelliyordu."

Gelen sese doğru başımı çevirdim. Elindeki silahı çevire çevire geldiğini görünce, gerçekten, beni şurada öldürsün istedim.

"Adi köpek, gelinliğimden ne istedin? Her kızın hayali olan şeyin içine nasıl edebildin? Pardon, benimki de soru. Sen her şeyin içine ediyordun, değil mi? En çokta hayallerimin üstüne etmeyi seviyordun."

"Ha şunu bileydin."

Gelip karşımdaki sandalyeye oturdu ve kollarını dizlerine dayadı. Olabildiğince başka tarafa bakmaya çalıştım. Burası ne kadar da pis böyle!

Yine bütün şeylerin berbat olduğunu hatırladım. Yine mutlu olamamıştım. Yine sade bir hayatım yoktu.

"Ağlama." Kızardığını düşündüğüm gözlerimi sertçe ona çevirdim.

"DÜĞÜNÜMÜ MAHVETTİN DİYE ÇİFTE TELLİ Mİ OYNAYAYIM?!"

"Tabii o kadar da değil." Hâlâ alay geçiyordu. Şurada ellerim çözük olsa hiç düşünmez vururdum bunu. Ya da direk kendimi vurup kurtulurdum.

"Bıktım Arda. Gerçekten çok sıkıldım. Böyle yapmandan, sürekli tam mutlu oldum derken kafanı uzatmandan; beni rahat bırakmamandan çok yoruldum. Ne istiyorsun ki benden? Neden böyle saçma şeyler yapıyorsun, bilmiyorum. Belki de egonu biraz dize getirmelisin. Tamam bana çok para verdin ama sana yemin ederim hepsini öderim. Yeter ki bırak artık beni, lütfen."

"MESELE PARA DEĞİL ANLASANA!" Sandalyesinden kalkıp silahı ayarladı ve bana doğrulttu.

"İnan ben de çok sıkıldım bundan. Bitirelim mi bu işi?"

"Eğer beni öldüreceksen, ben yıllardır hazırım. Ama eğer kendini öldüreceksen, tanıştığımızdan beri hazırım."

Silahı yere fırlattı.

"Hayır." Diyip güldü.

"Bu işi bitireceğim ama böyle değil, seni vurmayacağım."

"Keşke vursan. Ben artık bunları çekmek istemiyorum, böyle yaşamak istemiyorum."

"Bunların da sonu gelecek. Her şeyin sonu gelir."

"O ZAMAN ŞİMDİ GELSİN! İSTEMİYORUM DİYORUM BE ADAM! İS-TE-Mİ-YO-RUM! SENİN OLDUĞUN BİR HAYAT İSTEMİYORUM, SENİNLE AYNI HAVAYI SOLUMAK DA İSTEMİYORUM. BU HAYATI BEN SEÇMEDİM AMA SARP'I BEN SEÇTİM VE BUNU SANA YEM ETMEYECEĞİM."

Gülerek başını salladı. Komik olacak ne yaptım ben?

"Açta götüne gül. Salak."

"Güleceğim merak etme, daha çok güleceğim."

KÖLE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin