14.Bölüm

2.8K 46 19
                                    

'Uyu prensesim uyu, nasıl olsa bundan sonra pek rahat bir uyku çekemeyeceksin. Keyfini çıkarmaya bak.

NOT: O DEĞİL...

*****

İyi ki kapıyı ben açmışım diye içimden geçirirken Sarp bana seslendi;

"Yağmur? Kimmiş?" Burada postacı gibi saçma bir yalan uyduramayacağım için mantıklı bir cevap verdim.

"Kimse." Evet kesinlikle bu daha mantıklı!

"Nasıl kimse?" Buraya geldiğini anlayıp hemen zarfi tişörtümün içine attım, zeka fışkıran insan karesi.

"Bilmiyorum, kapıyı açtım, kimse yoktu."

"Bu evde de güvende olduğumuzdan emin değilim." Bende...

"Nasıl?"

"Önce birilerini gördüğünü söyledin sonra birinin anlını öpüp saçını sıvazladığını, akşam kapının çaldığını ve şimdi de yine çalan ama kimse olmayan kapı..."

"Bu Arda denen şerefsiz bizi bulmuş gibime geliyor." Bana da...

"Mümkün değil. Tabii eğer bizi takip etmediyse..."

Sarp da kafasını salladı. Ve odasına gitti geri geldiğinde giyinmişti.

"Hadi, sen de giyin çıkalım." Ona tuhaf tuhaf baktım. Gelirken böyle gelmiştim ve pijama dahi yanımda hiç bir şey yoktu. Yatarken de eteği çıkarıp öyle yatmıştım. Dur bir saniye, eğer o gece başımı okşayan Arda ise... Beni o halde görmedi inşallah!

"He doğru, o zaman direk çıkalım."

Kafamı öne atıp saçımı at kuyruğu yaptım, sonra da evden çıktık.

İlk Fatmagül'ün yanına gideceğimizi sanıyordum ama telefoncuya gittik. Ben arabada kalmıştım. Geldiğinde elindeki IPhone 6S'i bana uzatıyordu. Sevinçten ölebiliridim.

"Bana mı aldın?"

"Ha yok, kendime aldım, elim ağrıdığı için sana veriyorum. Saçmalama tabii ki sana aldım." Cidden sevinçten ölebiliridim.

"Ne gerek vardı, teşekkürler."

"Çevre güvenli değil ve lazım oluyor."

"Tekrar teşekkür ederim."

"Teşekkür etme artık."

Arabaya bindikten sonra Fatmagül'ün evine gittik ama ben buna hazır mıydım? Hayır.

Bana artık git der gibi bakınca arabadan indim ama kapıyı kapatmadan önce aklıma takılan şeyi söyledim.

"Beni misafir ettiğin için teşekkürler, eğer aramızı düzeltirsem... Teşekkürler."

"Ne? Benim evimde kalabilirsin, arkadaşına da yük olma. Hem orada seni koruyabilirim."

"GERÇEKTEN Mİ?" Fazla heyecanlı gözüktüğüm için kendime kızdım ve tekrarladım; "Yani, gerçekten mi?"

Bu halime güldükten sonra kafasını salladı. "Seni burada bekliyorum."

"Kendine dikkat et." Kapıyı kapttıktan sonra eve son kez bakıp iç çektim. Saat daha 9'du ve bu saatte işte oluyordu. Aklımdan çıktığı için arabaya geri döndüm.

"Neden gitmedin?"

"Bu saatte işte oluyor."

"İş yerini biliyor musun?"

"Evet."

"O zaman oraya gidelim."

Yolu tarif ettim ve şirkete geldiğimiz de arabadan inip vakit kaybetmeden şirkete girdim. Hızlıca onun odasını bulduğum da yine aynı hızda içeri daldım. Dosyalardan başını kaldırıp bana baktı, ve içim acıdı; göz altları çökmüş ve morarmıştı. Bugün bakımsızdı ve onu hiç böyle görmemiştim.

KÖLE Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin