2-Hoşça Kal baba...

124 6 0
                                    

Bir haftalık süre verildi,kız çeyizlerini hazırlasın baba evine vedasını! yapsın diye.Evleniyordum yüzünü görmediğim adını dahi yeni öğrendığim Baran Arasla evleniyordum...Hani hep küçükken hayal kurarız,evleneceğimiz adamı merak ederiz onunla bir ömür geçirmeyi düşünürüz.

Toz pembe hayal kurarız...Ama unuturuz çoğu zaman belkide işimize gelmez aksini düşünmek
Ya toz pembe değilde karanlık bir gelecekse bizi bekleyen.Karanlık tamamen karanlık ne mavinin yeri olabilirdi bu karanlıkta nede umutların hiç bir hayale yer olmayacak kadar  gerçekti.Ve o gerçekler bana o eve bir gelin olarak değil babasının kumar borçlarına karşılık sattığı değersiz bir eşya olduğumu söylüyordu...
Karşımda duran aynaya baktım iğrenerek baktım kendime bu benmiydim gerçekten?peki ben ne vasıfla giricektim o eve. ben bile kendimden iğrenirken o insanlar bana ne gözle bakıcaktı???

Ama anlamadığım bir nokta var hala neden ben neden borca karşılık o eve gelin olarak giriyordum neden...

~~~Son iki gün.Bu kabusun gerçekleşmesine son iki gün.Ben gelin oluyordum  arasların gelini oluyordum .Bu kabustu ve biri artık beni uyandırmalıydı ve ben birazdan uyanıcaktım peki neden uyanmıyordum neden bukadar uzun sürdü bu rüya??
Odama baktığımda araslardan gelen hediyeler bunun bir rüya olmayıp gerçek olduğunu yüzüme haykırdılar...hediyeler Satılık geline layık hediyeler altından takılar her renk elbiseler şallar ve ayakkabılar her biri zenginliklerini haykırıyorlardı ama ben zenginlik istememiştimki...
   
            
                            ~~~

Bugün karanlıkta kalmalıydı dünya ben karanlıkta kalmalıydım sahi ne zaman aydınlanmıştıki benim dünyam?? Uyanmamalıydım bu güne biri gelip uyandırsın beni yalvarırım biri gelip uyandırsın artık..çocukluğum hayallerim bana dargın onlar beni terkediyor... yalvarırım beni biri uyandırsın.yatağımda hayallerimi öldüren kefenim duruyor.Bembeyaz üstü tamamen dantellerle süslenmiş altı hafif kabarık gelinliği anımsatan kefen duruyordu giymek istemiyordum sahi etrafımdaki bukadar kadın beni niye süslüyordu ???

Vedaydı artık...kapıdaki arabalar çalınan zılgıtlar bu eve baba evine vedanın yapılmasını söylüyordu
Kapım çalındı 1 haftadır göremediğim içmekten göz altları kızarmış adam karşımda duruyordu.Babam tam karşımda duruyordu elindeki kırmızı kurdelesiyle..Buda sahteydi deme baba buda sahteydi.Araslara iyi baba olduğunu göstermek için buda sahteydi.Nedenini bilmiyordum ama sesi titrekti sanki gerçekten gidişime üzülüyor gibi ama bu imkansızdı.O benim babamdı o ağlamazdı sesi bile titremiyordu belkide bana öyle geliyordu.ama bi terslik vardı yutkundu karşımdaki adam ve ilk defa gözlerimin içine baktı acı bir tebessüm etti

-Gözlerinin yeşili çok güzelmiş hazan tıpkı annenin gözleri gibi

İçim acıyordu babam gözlerime bakıyordu ve ben kahroluyordum  devam etti konuşmaya

  -Hazan sana yaşattıklarımı ve yaşatamadıklarımı her şeyi bu eve göm ve öyle git ...

   tekrardan yutkundu ve gözlerini yere indirdi ve ilerleyip dolaptan küçükken annemin bana ördüğü bebeği verdi .Bu bebek duruyormuydu hâlâ ve üstelik babamda.Babamda ne işi vardı bu bebeğin artık dayanamıyordum hepsi çok fazlaydı.Beni satan adam yoksa üzülüyormuydu.Bir adım attım içimden bir ses ona sarıl ve gitme diyordu Sadece ona sarıl.Gururunu, hırsını ,hırsını ve öfkeni bir yere bırak ve sarıl dedi.Babam arkası dönüktü.Bir adım attım atmamla biri beni engelledi ama... ama bu bendim elimi tutan benim 7 -8 yaşındaki halimdi ne kadarda çaresiz ve üzgün duruyordu benden uzaklaştı:

-Ne oldu hazan unuttunmu yoksa benim ağlamalarımı .Bak kolumdaki morluklara hazan büyüyünce unuttunmu yoksa o adamı affettinmi hazan??

Hayır küçük hazan unutmadım hayır hazan...dedim ve arkasını dönüp gitti küçük hazan. babam arkası dönük yumruğunu iyice sıktı herzamanki gibi konuştu:

  -Bir daha sakın bu eve gelme.Al o bebekte sende kalsın çünkü senin hakkın sadece bu aptal oyuncak .Senden kurtuluyorum artık ama bukadar şanslı olacağımı bilmiyordum.Hem senden kurtuldum hemde yüklü miktarda para kazandım .Artık senin yüzünh görmek istemiyorum...

Evet muhteşem bir vedaydı.Ağlıyordum bu muhteşem vedaya ağlıyordum.Oysa babamın beni bağrına basıp mutluluklar dilemesi gerekmezmiydi?gerçi neyin mutluluğu!!
Ağlıyordum ...sevgisiz geçen zamanıma ağlıyordum .Ağlayarak kolumdaki morluklara krem sürdüğüm zamanlarıma ağlıyordum .
Yaşıtlarım alınmayan oyuncaklara ağlarken ben geceleri sarhoş gelen babamın dayaklarına ağlıyordum...oysa çokmu şey istedim ? Ne istedim ben

     *çocuk oyuncak istedi hiç gelmeyeceğini bile bile ...
       Sonra hiç alamayacağını anladı
  Oyuncağı getirmeyenden değil ;
   Oyuncağın kendisinden nefret etti
   Birdaha hayal kurmaması gerektiğini öğrendi....*

Ogün büyümesi gerektiğini öğrendi hayatı öğrendi o gün...hayal kurmaktan vazgeçti o gün.Çok sonradan anladımki o küçük çocuk o gün kendinden vazgeçti küçük hazan hayallerinden hayatından ve kendinden vazgeçti o gün...
İç dünyamdan beni ayıran zılgıtlar oldu. tüm gücümı topladım :

- Hoşçakal baba sen bu küçük kızını hiç görmesende ben seni hep gizliden gizliye sevdim...Hoşçakal baba varsa hakkım helaldir.Ama baba helal etmiyorum bana vermediğin cimriliğini yaptığın sevgiyi sana helal  etmiyorum.Başımı bir kez okşasın diye dua edip döktüğüm gözyaşların hiç bir damlası için helal değildir hakkım..Hoşçakal baba ne olursun Hoşça Kal...
Nefret ettiğin her gördüğünde kendine belalar okuduğun kızın yok .artık rahat edebilirsin baba ama sakın baba gece eve sarhoş gelipte üstü açık yatma ben gidince kim örtücek üstünü ? Sabahları ayıl diye kahvelerini içmeyi unutma ...Sakın artık öfkelenme baba çünķu ben yokum artık
HOŞÇAKAL BABA HOŞÇA KAL..

Ama dediğim hiç bir kelimeyi babama söyleyemedim.Hepsi birer damla olup gözümden süzüldü .Ne kelimeler boşa harcandı nede duygular hepsi birer düğüm olup boğazımda kaldı..Masada duran kırmızı duvağı alıp başımı örttüm ve dışarı adım attım .geriye dönemezdim dönseydim eğer vazgeçerdim.

Dışarı çıkmamla zılgıtlar iki kat arttı etrafıma baktım kime bakındığımı bile bilmeden gerçi bukadar yabancı yüzler kimdi hangisinin eşi olarak gidiyordum...yanıma bir teyze geldi

Hanımım ev halkı seni evde bekliyo biz seni almaya geldik
  
Gerçi ne bekliyordum kimi bekliyordum.gözlerimi bir saniyeliğine kapattım ve gözümden akan yaşın sıcaklığına odaklandım...küçük hazan kapıdan ağlayarak el sallıyordu oda kayboldu gözden.
bitiyordu herşey ben bitiyordum çocukluğum ölüyordu ben kendimden vazgeçiyordum ...yada zaten çoktan vazgeçmiştim kendimden...

BENİMLE KAL...Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin