Öncelikle, yorumlarınız için çok teşekkür ederim, yapmaya devam edin lütfen :")
Bölümü okumadan attım çünkü okusam kesin atmazdım, hatalar ve yanlış geçişler varsa haber verebilirsiniz..
Bu bölüm aşırı derecede uzun olmuştu, ben de ikiye bölmeye karar verdim. Buna birinci kısım diyebiliriz bir nevi
Ve kafam çok karışık. Sonraki bölüm beklemediğim bir şekilde gelişti. Ruh halimden midir nedir bir tuhaf oldu, belki tekrar yazarım
Ortalık karışık,,
📢 NATALE ERKEK (evet her bölüme yazacağım çünkü 18. bölümden sonra herkes kız sandığını söyledi ve ben delirdim)
🌘🌑🌒
"Neden orada dikiliyorsun?" Taehyung başını mutfağın kapısından uzatmış elindeki ızgara maşasıyla beni işaret ediyordu.
Jungkook yanımdan ayrıldığından beri neredeyse beş dakika geçmişti ve ben bu süre boyunca beni bıraktığı yerde sersem gibi beklemiştim.
Ruhumu, bedenimi ve zihnimi işgal etmiş, adeta aklımı kaçırmama sebep olmuştu.
Tüm vücudum hâlâ geçirdiğim haz dolu anlardan sonra titreyişini sürdürüyor, başka herhangi bir şey hakkında düşünmemi engelliyordu.
"Oh, dalmışım sadece." diye geveleyip Tae'nin peşinden mutfağa girdim.
Henüz transtan çıkmıştım ki, elindeki tabakları uzatarak, "Yardım et." dedi.
Beceriksizce masaya bir şeyler taşıdığım birkaç dakikadan sonra, Tae ile karşılıklı oturmuş sohbet ediyorduk.
"Bak, bu adam çalıştığım şirkette genel müdür." derken instagram'dan açtığı bir fotoğrafı gösteriyordu. "Onu tavlarsam konumumu kısa zamanda yükseltebilirim."
"CEO falan bulamadın mı?" dedim önümdeki salatayı didiklerken. Aklım Jungkook'taydı.
"CEO benim için fazla düz." Başka bir fotoğraf açıp ekranı tekrar bana döndürdü. "Hem bak, adam cidden yakışıklı."
"Bilemiyorum," dedim dudaklarımı büzerek. Kaşlarını sorarcasına kaldırdığında ekledim. "Zeki birine benziyor. Pek senlik değil."
Suratını komik bir hale getirerek taklidimi yaptı. "Dilin fazla uzadı senin."
Dilimi çıkarıp yalamak için koluna uzandığımda göğsümü ittirip söylendi. "Uh, defol git başımdan."
Gülerek arkama yaslandım. "Diline dikkat et, Tae."
Taehyung başını iki yana sallayarak bana öpücük atarken, Jungkook mutfağa girdi. Terden alnına yapışmış saçları ve şişmiş dudakları dikkat çekiyordu.
Bir an benim de böyle dağılmış görünüp görünmediğimi merak ettim.
Taehyung kıkırdamaya başladığında olduğu yerde durup anlamsızca bize baktı.
İçimden lanetler savururken dirseklerimi masaya yaslayıp avuçlarımı şakaklarıma bastırdım.
Taehyung'ın birazdan pervasızca dalga geçeceğini biliyordum. Maalesef oldukça da haklıydı. Jungkook adeta az evvel kendimi tatmin ettim diye bağırıyordu.
