Neredeyse 4K bir bölümle karşı karşıyasınız.. Sonuna dek okuyabilirseniz görüşlerinizi öğrenmek isterim~
Jungkook ve Alden arasındaki bir takım gerçekler ortaya çıkınca Kook'a gelen küfürler yok oldu, çok sevindim..
Bir de sanırım birkaç haftaya kadar ilk bölümleri düzenleyeceğim çünkü geri dönüp baktığımda hiç beğenmiyorum :(
Tamam uzatmadan kaçıyorum şsjdödk
Keyifli okumalaar~🌗🌑🌓
"Bir saat bile uyuyamadım."
Seokjin şişmiş göz altlarıma burukça bakıp çayını yudumladı. "Kendini zorlama. Unutmaya çalıştıkça daha çekilmez oluyor."
Evinin terasındaki geniş kilimlere kurulmuş, yıldızları izlerken dertleşiyorduk.
Jin bana genelde Natale'nin kaldığı misafir odasını vermiş, kendimi evimde hissetmemi sağlamak için epey uğraşmıştı. Fakat yanımda Jungkook ve Taehyung olmadan evimde hissetmem imkansız gibiydi. Burada bulunduğum süre boyunca ne uyku uyumuş, ne de yemek yemiştim. Yaptığım tek şey oturup onları ne denli özlediğimi düşünmekti. Kore'ye geri dönme fikrim de yerle bir olmuştu çünkü Seokjin yetişkin bir insan gibi düşünüp burada okuma fırsatını öylece görmezden gelemeyeceğimi söylemişti ve ben de ona hak vermiştim.
"Adam bana benziyordu" diye mırıldandım, kendi kendime konuşur gibi. Fakat Jin ne demek istediğimi anında anlayıp, "Evet" diyerek onaylamıştı. "Jungkook'un ideal tipi olmalısınız."
Kötü bir amaç gütmeden söylediği cümle göğsümü ağrıtmış, farkındalıkla irileşmiş gözlerine bakmıştım. "Üzgünüm. Öyle söylemek istememiştim."
Usulca başımı sallarken ona kızgın değildim. Sözlerinin doğruluğu canımı yakmıştı sadece.
Birkaç dakika sessizce bulutsuz gökyüzünü izledikten sonra çekinerek mırıldandı. "Neredeyse iki yıl süren bir boşanma davası yorucu olmalı."
Tepkimi ölçmek için gözlerini yüzüme kaydırdı ve hemen ardından olumsuz bir karşılık almamak için hızlıca devam etti. "Yanlış anlama! Biliyorsun, ondan hazzettiğim söylenemez. Yalnızca anlattıklarını biraz düşündüm.." Yeni aldığı paketten bir sigara çıkarıp yaktı. "Seni iki yıldır tanıdığını ve karşına çıkmadığını söylüyorsun. Buraya gelmeseydin Jungkook seninle iletişime geçmemeye devam edecekti belki de."
"Ne demek istiyorsun?"
Makyajsız yüzünü buruşturup kısa bir an düşündü. "Aylarca senden uzak durmak için çabaladıysa eğer, dava sonuçlanmadan seni evine alması onun da üzerinde iyice düşündüğü bir plana benzemiyor.."
Kararsız ifademi görüp, ekledi. "Seni kullanmak istediğini sanmıyorum. Bunun için başka bir yol bulacak kadar zeki bir adam. Bence onunla konuşursan kendini bu kadar hırpalamana gerek kalmaz. En azından bir takım cevaplar alırsın."
Söylediklerinin doğru olduğunu biliyordum. Jungkook ile konuşmadan aldığım her bir karar yaptığım hatalara eklenecekti fakat onu görmeye hazır değildim ve uzun bir süre de olacağımı sanmıyordum. Gözlerimi kapattığım an beliren simasıyla özlemimi gidermeye çalışırken, korkuyordum. Beni bu denli hayal kırıklığına uğratan adamı hala düşlüyor olmam acınasıydı.
Henüz ağzımı açmıştım ki, çalan kapı beni susturdu. Jin ile birbirimize çekinerek bakmış, gelenin Jungkook ya da Tae olması fikrine kendimizi hazırlamaya çalışmıştık.