"kime diyorum acaba!" Hayat'a baktım. "bu elbise nasıl?" elbiseye baktım "güzel" erkekler ve kızlar ayrı bir mağzaya girdi. Ben ise koltuklardan birine oturmuş, kızlara kıyafet seçiyordum. Sen niye bakmıyorsun diyecek olursanız ben ilk girdiğim mağazada hoşuma giden abiyeyi alıp çıktım, ama bunlar 10 mağazayı talan etiler, bıktım yeminle.
"Nefes sen iyi misin? Hangi abiye nasıl desem iyi, güzel diyorsun iyi değilsin sen?" kafamı kaşıyıp "biraz halsizim malum biliyorsun karın ağrımda var. İyi ki üç gün oluyoruz." "ne üç gün oluyorsunuz?" arkamı döndüğümde erkeklerin burada olduğunu gördüm. Allah benim belamı vermesin, Alp kaşının tekini kaldırıp bize bakıyordu.
Daha doğrusu bakıyorlardı. "yok bir şey, hem siz bizi mi dinliyorsunuz!".
"alakası yok işimiz bitti sizin işiniz bittiyse gidelim diyorum, bitti mi?" Kafamı olumsuz anlamda salladım."Nefes ben bunu alıyorum bir tane daha var o da bordo Esil'in nişan elbisesi bordo olacakmış nedimeyiz ya biz ondan bordo alacağız, senin aldığın abiye de bordo demi?" evet anlamında kafa salladım. "tamam ben kızlara haber edeyim, siz bekleyin.
Hayat gittiğinde arkamı döndüm. "ayakta neden duruyorsunuz? Otursanıza." yanımda ki L koltuklara oturdular. Mağazada ki kızlar masuz etmişler gibi bu tarafa bakıyorlardı. "kızlar stoklar tükendi gidin diğer taraflara bakın, buradan bir şey çıkmaz size" kızlardan biri bana dönerek.
"Niye baya güzelleri var burada" kaşınıyor resmen, yaslandığım koltuktan doğrulup. "bana bak tersimdesin bir tane çarparım ağzının ortasına! buradan sana bir şey çıkmaz yürüyün gidin!" kızlar bana ve yanımda ki erkeklere baktılar. "Nefes" kafamı enişteme çevirip "ne enişte ya kız resmen elbise bahanesiyle size bakıyor, bu ne yüzsüzlük ya".
"buldular mı bizi kaçırmaya gelemiyorlar" bakışlarımı Esil'i istemeseye geldikleri gün gördüğüm yeşil gözlü çocuğa çevirdim. "fetih!" eniştemin uyarmasıyla "yalan mı?" dedi. "fatih şunu sustur" Alp hocanın yanında oturan çocuk fatih onun yanında ki de fetih vay anasını.
"hem sana ne bakarlarsa baksınlar seni mi ilgilendirir?" Alp'e baktım. "evet çünkü siz benim yanımdasınız bir kızın yanında bir adam varken bakılmaz! hem ben eniştemi korudum siz ne halt yerseniz yeyin ama benim yanımda yapmayın! her an birine dalma isteği ile içim doluyor da. Kıza yazık olmasın." hepsi bana kaşı kalkmış bir vaziyette bakıyordu.
Telefonumun melodisi ortalıkta yankılandı. Arayan "KATİL" yazıyordu. Duraksadım, yutkunamadım, nefes alamadım, gözlerim doldu. Hızla ayağa kalkıp dışarı doğru yöneldim. Dışarı çıkıp havayı içime çektim. Nafile gelmiyordu ciğerlerim temiz havayı redd ediyordu. Çalan telefon elimde yanıp söverken açtım.
"o Nefes hanım, siz benim telefonlarıma cevap da mı verirdiniz." o kadının iğrenç sesi benim midemi bulandırıyor ve ona olan intikam isteğim daha da artıyordu.
Derin bir nefes çekip konuştum "Senin gibi Oru*bu ve onur seviye çizgisi dahi olmayan kişilere zaman ayıramıyorum özelikle senin gibi önemsiz, değersiz birine asla! katilsin sen duydun mu!!" kahkaha sesi kulaklarımı çınlatırken onun iğrenç sesini tekrar duydum.
"kanıtın var mı? Sana kimse inanmıyor. İkizin dahi sana inanmıyorken bana katil diyemezsin! ve ayrıca ben seni çok özlemişim Nefes Deniz" burnumdan solurken gözlerimden damlalar akıyordu.
Haklıydı bana kimse inanmıyordu. Teyzem, Eniştem, Emin ve Enes abim, Esil ve Hayat kimse bana inanmıyordu. O da yetmezmiş gibi bu katil oru*busu Emin abimin sevgilisi.
"Emin ol bir gün gerçekler ortaya çıkacak, bunun için çok uğraşıyorum herkes senin kim olduğunu öğrenecek. Masum rolünde oynayan yılan!" sinirli sesiyle, yılan dilini çıkartıp bana zehrini salgılamaya başladı. "BANA BAK! SONUNU KENDİ ELLERİNLE GETİRİYORSUN! HER ADIMINI İZLİYORUM. HER KELİMENİ BİLİYORUM! HANGİ OKULDA OKUDUĞUNU! ŞUAN NEREDE OLDUĞUNU VE ÜSTÜNDE Kİ O BORDO TAKIMI BİLE BİLİYORUM! SENİ İZLİYORUM!"
Etrafıma bakındım "göremezsin beni ama ben seni çok iyi görüyorum, bana bak Nefes Deniz senin sonunu ben hazırlarım duydun mu! aynı onun gibi!" gözlerimden yaşları ben sildikçe yenisi geliyordu. "dediğim gibi seni de onun yanına korum.!" "emin ol benim canım yandı senin canın benimkinden daha fazla yanacak" hızla telefon kapandı.
Gözlerimi sildim, derin bir nefes çektim. Silah sesi yankılandı, sarsıldım. Sol göğsüme baktım vurulmuştum. Bacaklarım vücudumu taşıyamadı. Hızla yere düştüm, yerdeki beyaz kar benim akan kanımla bulanıyordu. Gökyüzünden düşen karlara baktım. Sesler gelmeye başladı, kulaklarım sesleri algılamıyordu. Göz hizama Hayat girdi. Ellerini yüzüme sardı.
Yazar'dan
Hayat elbiseleri alıp Esil'in yanına koltuklara oturdu. Cemre ve Kardelen kabinden çıkmamıştı bir türlü. O sıra dışarıdan silah patlama sesi geldiğinde herkes ayaklandı. Hayat hızla dışarı çıktı.
Gördükleri ile dengesini kaybetti. Kız kardeşi gözü önünde kanlar içinde yerde yatıyordu, hızla yerden kalkıp Nefes'in yanına gitti.
"N-Nefes b-bana b-bak" ama o onu duymuyordu. Elini sol göğsüne bastırdı. Arkasını dönerek "kalbinin oradan vurulmuş ambulans arayın." Hayat Nefes'e dönerek kanlanmış elleriyle yüzünü yüzüne çevirdi.
"bırakma sende beni, Nefesssss" sesi her yeri sallamaya yetiyordu. Hızla Hayat Nefes'in üzerinden çekildi. Alp Nefesi kucaklayıp arabaya koştu.
Nefesini kesik kesik aldığında, herkesi korkutuyordu. Alp Nefesle arka koltuğa geçti. "hastaneye götür acil!" Hızla hastaneye doğru ilerlediler.
Nefesin gözleri kapalıydı bu durumu daha da zorluyordu. Alp Nefesi sarstı ama cevap vermedi. "kıskanç kız aç gözlerini emrediyorum!" "Nefes sakın adından vazgeçme duydun mu!!" ama açmıyordu "hızlı sür şu arabayı!"
Hastaneye geldiklerinde Nefesi alıp hızla hastaneye doğru koştu hastaneye girdiği an "SEDYE GETİRİN" diye kükremesi ile herkes başına toplandı.
Hızla Ameliyathane'ye aldılar. Hastaneye geri kalanları geldi. Hayat'ın isyanları ortalığı yakıp yok ediyordu. "NEFESİMİ BANA VERİN!!" kızlar Hayat'ı durdurmaya çalışıyordu ama olmuyordu. En sonunda bitkin düştü, "onu bana verin!!" 6 saat geçmesine rağmen kimse bir şey söylemiyordu.
Ameliyathane'ye hemşireler hariç kimse girip çıkmıyordu. Sorduklarında ise sadece ameliyatın devam ettiğini, durumun kritik olduğunu söylüyorlardı saat sabahın 4 olmuştu kimse uyumamıştı.
En sonunda içeriden doktor çıktı. Herkesten önce Hayat doktorun yanına gitti onun için çok önemliydi, doktorun ağzından çıkacak bir kelimeyle sevinebilirdi. Diğer bir kelimeyle yerle bir olabilirdi. Her şey doktorun ağzından çıkan kelimeye bağlıydı.
Doktor maskeyi çıkarıp Hayat'a baktı içeride vicudu cansız yatan hastanın ikizine bunu diyemezdi. Kafasını hafif eğdi Hayat'ın gözlerine baktı. "Kaybettik" Hayat kafasını hafif omuzuna yatırıp "anlamadım?" dedi sadece.
İyi okumalar yorum ve beğenilerinizi bekliyorum.... 😊😊
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bay Vampir Mafya
Vampiros🥀 +18 ve küfür içerir🥀 Hayat ona yeniden bir yaşama şansı verirken, bana zalimce davranıp bir hırsız gibi en değerli varlığımı 'Hayatımı' çalıyordu. Oysa ki benim bir suçum yoktu, böyle ölmeyi hak etmiyordum. Aslında bana yapılan bütün zalimce dav...