3

44 5 5
                                    

"Kızım..."

Allah'a o olmaması için yalvarırken,sakince o tarafa doğru çevirdim başımı.

Çevirmemle ayağa kalkmam bir oldu. Arda çatık kaşlarla izliyordu bizi.

"Baba sen ne zaman geldin?" Babam bana bakıp gülümseyince vücudumdan bi iğrelti dalgası geçti.

"Annenle konuşuyorduk. Ardanın buraya geldiğini öğrendim. Bi hayırlı olsun diyeyim dedim."

Ardaya baktığımda yumruklarını sıkmış bakıyordu. Babam kafe sahibine bir şeyler söyleyince biz hariç herkes kafeden çıktı.

Babam tekrar bize döndü "E kızım,4 yıl olmuş artık. Açıklamanın vakti geldi artık dimi. Annende yavaş yavaş anlıyor artık. O günki kanı açıklayamıyorum hala." Gözlerim dolmaya başlayınca kızdım kendime. Oysaki söz vermiştim kendime bu sefer ağlamayacağım diye.

Arda araya girdi.  "Bir dakika ne oluyor,ne kanı?" Ardaya baktım "Ne olur sorma." Babam güldü "Sorsun kızım. Sormaya hakkı var değil mi? Ona neden tekmeyi bastığını öğrenmesi lazım." Bu sefer babama döndüm. Babamın koluna yapıştım.  "Baba!Ne olur sus şimdi olmaz. Ben söyliyeceğim zaten.  Şimdi söyleme yalvarırım baba. Dayanamam ben buna yalvarırım." Babam beni tek hareketiyle yere düşürdü.

"Ben söylemeyeceğim zaten. İzleyeceğiz. Hep birlikte." Kayda bir cd koyduğunda korkuyla gözlerim açıldı. Ayağa kalktım tekrar. "Baba yapma ne olur yapma. İzletme o görüntüleri. Ben acıdan kıvranırken sen videosunu mu çektin birde?Yalvarırım git burdan baba."

Beni dinlemeyip kayıtı açtığında gözlerimi kapadım sessizce. Sesleri duymaya başladığımda hızlıca ellerimle kulaklarımı kapattım. Hüngür hüngür ağlarken sırtımı duvara yasladım,yavaşça yere çökmeye başladım.

O günki çığlıklarımı ve yalvarışlarımı duydukça kendimden geçiyordum sanki. "Baba yapma baba"diye fısıldadım istemsizce. Panik atak geçiriyordum sanki. Sesler kesilmişti ama ben hala kendime gelememiştim. Bir ileri bir geri sallanıp duruyordum. Ağzımdan çıkan tek bir cümle vardı "Baba yapma baba."

Bana dokunan bir el hissettiğimde kendimi çektim aniden. Ve koşmaya başladım. Hıçkıra hıçkıra ağlarken koşmaya başladım arkama bile bakmadan.

Ne kadar koştuğumu, ne kadar ağladığımı bilmiyorum deniz kıyısında durdum. Yere çöktüm ve ağlamaya başladım.

"Arya!" Sese döndüm. Ardaydı. Onu görünce daha çok ağlamaya başladım. Yanıma gelip çöktü. Yüzümü elleri arasına aldı. Oda ağlıyordu. İkimizde yere çökmüş ağlıyorduk. "Neden söylemedin?" Hıçkırıklarımın arasından zorda olda konuştum. "Nasıl söyleyeyim?Ben seninle evlenme hayalleri kurarken babamın yaptığı şeyi nasıl söyleyebilirim?" Sonra daha çok ağlamaya başladım. Bağırarak ağlıyordum. Oda hızlıca gözünden akan yaşı sildi. "Benim gitmem gerekti. Bakamazdım yüzüne. Annemin yüzüne bakamazdım ben. Söyleyemezdim. Hiçbir şey olmamış gibi davranamazdım. Ben o adamla aynı evde yaşayamazdım Arda." Arda sıkıca sarıldı bana. Tekrar o eşsiz kokusu doldu burnuma. 4 yıl sonra ilk defa sarılıyordum canımdan çok sevdiğim adama. 4 yıl sonra ilk defa...bağırmaya devam ederken saçlarımı öpmeye başladı.

"Özür dilerim"diyerek konuşmaya başladı. Ayırdı beni kendinden. Elinin tersiyle yanağımı okşamaya başladı. "Özür dilerim Arya. Özür dilerim sen orda adımı sayıklarken yardıma gelmediğim için. Allah belamı versin benim özür dilerim. Seni suçladığım için özür dilerim. Sana kin beslemeye çalıştığım için özür dilerim. Gitmene izin verdiğim için özür dilerim prensesim. Özür dilerim Arya'm." Diye haykırdığında gülümsemeye çalışarak yanağımdaki eline getirdim elimi. Dudağıma götürdüm ve öpmeye başladım.

Saçlarımı okşamaya başladığında gözlerimi kapattım. "Nasıl dayandın?"diye sordu bana. "Kendi başına bu yükü taşımayı nasıl becerdin?" Bu sefer ben de elimi koydum yanağına. "Beceremedim. Hep nefret ettim kendimden. Onu engelleyecek kadar gücüm olmadığı için. Hep kapıyı bekledim. Belki ne olduğunu anlarsın diye. Belki anlarsın da,anlatmak zorunda kalmam diye. Er gün fotoğraflarımıza bakarken ağladım. Her gün kızdım kendime. Güldüm önce. Sen artık onun kızı değilsin Arya dedim. Sen artık başka birisin. Sen artık aynı Arya değilsin." Yanağımı öptü önce. "Ben böyle bir şey için seni asla bırakmazdım. Bana bak bana. Bu gözlere iyi bak. Bu gözler sadece senin yanındayken parıldıyor." Elini göğsüne götürdü. "Buraya bak. Bak ne kadar hızlı atıyor. Bak. Burası sadece senin yanındayken atıyor. Burası 4 odacık. 4üde senin. Başka kimse yok. Sadece sen varsın. Sen ister bir seri katil ol,ister hırsız ol,istersen baban...neyse. Her ne olursan ol. Sen benimsin. Sadece bedenden mi ibaret?Senin ruhun benim."

Alnımı öptüğünde gülümsedim hafifçe. Gözyaşlarımı silerken bende öptüm onu. 

"Benim ruhum sensin zaten."

"Affetin mi beni?"diye sordum masumca.  Ayağa kaldırdı beni. Sonra kucağına aldı. Başımı onun göğsüne koydum. "Ben sana hiç küsememiştim ki zaten." Gülümsedim. Kollarımı sardım bedenine.

"Bugün uyusak ya senle?"diye sordu. Bu bizim repliğimizdi. Kocaman tebessüm ettim ve devamını getirdim.

"Üstüm başım sen koksa ya?"

"Alsam ya bebek gibi kucağıma seni?"

"Öpsem ya boynundaki tam beninden seni?"

"Sever misin yıllar geçse de tekrar beni?"

"Değil yıllar asırlar geçse de unutamam ki seni."

İkimizde gülümsedik. Ben yapmayı en çok sevdiğim şeyi yaptım. Onu kulağının arkasından öptüm. Oda bana bakıp kıkırdadı ve beni arabasına oturtturdu. Ardından kapıyı kapatmadan şunları söyledi.

"Üstün başın ben koksa ya senin?"

Biraz kısa kaldı çünkü bir arkadaş rüyalarıma girer dedi,hızlı hızlı bitirdim. Neyse,görüşürüz sicöeiçdsşşs

BABAMIN GÜNAHLARIHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin