"İyi ki doğdun Nazlı."
Nazlı evinin kapı kilidini açıp içeri geçerken hepimizin bağırmasıyla durdu. Herkese tek tek şaşkınca bakmaya başladı.
"Ne?"
"İyi ki doğdun diyoruz." Nazlı heyecanla takvime baktı. "Oha bugün benim doğum günüm." Hepimiz gülüp kafa salladık. Sevinçle yerinde zıpladı "lan bugün benim doğum günüm."
Mert bağırdı "Kızım üfle şunu artık." "Tamam be ne bağırıyorsun." Mert Nazlının saçını karıştırdı ve pastayı masaya koydu. Nazlı üfleyecekken durdurdum.
"Napıyorsun ya?"
Bana şaşkınca bakmaya başladı "Üflüyorum."
"Ee dilek?" "He unutmuşum. Neyse, diliyorum. Dileğim, asla yanımdan ayrılmamanız."
Hakan bir elini bir eline vurup sinirlice ofladı "Oğlum dileğini bize söylememen lazımdı ya, bak şimdi kabul olmayacak."
Hepimiz gülüşmeye başladık. İpek mert ve Anılın kollarını itip öne çıktı "Ee o zaman doğum günü kızımıza doğum günü klasiğimizi yapalım mı?"
Hepimiz sinsice Nazlıya bakmaya başladık "Yo-yo hayır."
Hepimiz sırıtmaya başlayınca tedirgince geriye doğru gitmeye başladı. "hayır, bakın lütfen."
Hepimiz Nazlıyı yere yatırıp gıdıklamaya başladığımızda nazlı gülerek bizden kaçmaya başladı. Sonunda Nazlı Merte tekme atıp koltuktan bir yastık aldı ve bize vurmaya başladı. Bizde yastık kaptık birer tane ve yastık savaşına başladık anlamsızca.
Nazlı, ona yapılan sürpriz doğum günü partisinden uyumaya çalışıyordu. Ama mutluluktan bir gram uykusu dahi yoktu. Saat 3.50 olmuştu. Ardalar yarın mezuniyeti olacakları için onun doğum gününü bir gün erkenden kutlamışlardı.
Yani asıl doğum günü bugündü. "Nasıl uyuyabilirim ben?" diye düşünürken telefona mesaj geldiğini belirten bildirim sesiyle komodinden telefonunu alıp mesaja tıkladı.
Mesaj, Tuğkandandı.
Tuğkan;
Sahile geçen buluştuğumuz yere gelebilir misin?
Nazlı;
Geliyorum.
Pijamasını değiştirmeye gerek duymadan hemen uzun siyah bir hırka giydi ve parmak arası terliklerini giyerek ninesini uyandırmamaya çalışarak evden çıktı.
Sahil yolundan ilerleyerek geçen Tuğkanla buluştukları yerin oraya gitti.
Kimseyi göremeyince etrafıma bakınmaya başladı.
Daha sonra geçen oturdukları yerin orada ışıklar görünce oraya doğru ilerlemeye başladı.
"Tuğkan." diye seslendi ama cevap gelmeyince tahtanın üstüne serilmiş perdeyi itip o mekanı çevreleyip bana gülümseyerek bakan Tuğkana bakmaya başladı.
"İyi ki doğdun, güzellik."
Hayranlıkla yaptığı yere bakmaya başladı. "Duyduğum haberlere göre ilk ben kutlayamamışım aldığım haberlere göre, ama en güzel kutlayan ben olurum umarım." Hala etrafına dolu gözlerle bakarken sonunda gözyaşlarını tutamayarak tuğkanın boynuna atladı.
"İnan bana belki en güzel olmasa da benim için ömrüm boyunca en özel olacak."
Tuğkan Nazlı'nın belindeki ellerini daha çok sıktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAMIN GÜNAHLARI
Romancebabasından dolayı yaşadığı ağır travma nedeniyle sevdiği adamdan ve tüm sevdiklerinden,canından çok sevdiği İzmir'den ayrılmak zorunda kalan Arya, kaçtığı yere sevdiği çocuk Arda'nın gelmesiyle bu kaçmacaya bir son vermişti.Zaman içinde tüm gerçekle...