babasından dolayı yaşadığı ağır travma nedeniyle sevdiği adamdan ve tüm sevdiklerinden,canından çok sevdiği İzmir'den ayrılmak zorunda kalan Arya, kaçtığı yere sevdiği çocuk Arda'nın gelmesiyle bu kaçmacaya bir son vermişti.Zaman içinde tüm gerçekle...
"Anne ben geldim." İlk 5 saniye tepkisiz baktıktan sonra sıkıca sarıldı bana. "Hoşgeldin kızım." Saçımı öpmeye başlarken konuşmaya devam etti. "Evine hoşgeldin kızım." İkimizde sarılarak içeri girerken Arda arkadan kapıyı kapattı. Biz ayrılınca annem Arda'ya döndü.
"Sen İstanbul'a gidince ne dedim oğlum biliyor musun?Arda kızımı çoktan bulmuştur dedim. Buldun zaten. Yine buldun onu. Kurtardın onu hiçlikten. Saol oğlum. Onu bize geri kazandırdığın için çok saol." Ben ağlamaya devam ederken Ardayla annem sarıldı.
"Asıl size saolun. Aşık olduğum kadını büyüttüğünüz için." Gülümsedim ve kollarımı beline sardım. Oda belime sarıldı ve saçlarımdan öptü. Annem gülümseyerek bize baktı. "Hadi mutfağa geçin. Boyoz var." Gözlerim büyüdü birden. "Boyoz mu?" Güldü. "Hee,boyoz." Koşarak mutfağa girdim. Masadaki tepsinin üstündeki peçeteyi açtım ve boyozları gördüm. Elime 2 tane aldıktan sonra ayakta yemeye başladım. Bir yandan o eşsiz lezzetin tadına varıyordum,bir yandan da ayaklarımı sallıyordum. Annemle Arda gülüşerek içeri girdi.
"Boyozu benden daha çok özlemişsin." Ardaya baktım. "Baya özlemişim ne yapayım?" Güldü ve oda bi tane boyoz aldı.
"ARYAAAAAAA!"
İpeğin sesini duymamızla hepimiz balkona çıktık.
"HE."
"GEL HADİ.GEZELİM BİRAZ BİZİM MAHALLEDE."
Anneme baktığımda gülerek kafasını onayladı.
"TAMAM ÜSTÜMÜ DEĞİŞTİRİP GELİYORUM."
"5 DAKİKAN VAR."
Koşarak odama girdim ve İzmirin sıcağından korunmak için ince bir şeyler giyidim.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sarı bir gömlek ve açık kot şort giydim. Saçlarımıda açık bıraktım. Postallarımı çıkarıp bordo supergalarımı giydim.Dışarı çıktım. "Ben hazırım." Güldü. " o zaman bir Arda-Arya klasiği yapalım mı?" Güldüm ve uzatarak "ahaaa" dedim. Beni koltuğa çıkardı ve daha sonra sırtına atladım. "Anne biz gidiyoruz." Annem gülerek baktı bize "Tamam. Dikkat edin." Onayladım onu ve dışarı çıktık.
Merdivenleri sırtındayken indi ve dışarıda öyle çıktık. İpek hızlıca yanıma geldi. "Kanka bak sana bahsettiğim kız bu." İşaret ettiği tarafa baktığımda bize pis pis bakan bir kız gördüm. Hızlıca Ardanın sırtından indim ve İpek'e döndüm. Kıskançlık yeniden tüm bedenimi esir almıştı. "Adı Melike. Ardayla yaşıt. İşletme okuyor. 9 Eylül Üniversitesinde. Annesi de Ardayı ideal damat adayı görüyor." Ağzımdan küçük bir "hah" nidası kaçtı. "Benim annem 23 yıldır onu ideal damat adayı olarak görüyor be." Arda güldü ve beni kendine çekip kulağımın arkasını öptü. "Kim ne derse desin damatlık yapacağım tek kişi annen."
Gülümsedim ve burnundan öptüm onu. Melike o sırada yanımıza geliyordu. Korkuyla İpek'e döndüm. "Kız geliyor bu." Güldü keyifle "Gelir gelir. Yüzsüzün teki zaten. Sen yokken hep yanımızdaydı."
O konuşurken Melike de yanımıza gelmişti.
İlk Ardaya gülümsedi. "Hoşgeldin Arda. Özlettin kendini." Ardada ona gülümsedi ve el tokalaştılar. "Hoşbulduk." Melike saçını geriye attı. "Ne olduda gelmedin bizi ziyarete." Arda bana baktı. "4 yıl önce İzmir sahilde bıraktığım canımı almaya gittim. Aldım. Şimdi canımla birlikte geldim." Ona gülümsedim kocaman. Daha sonra gidip arkadan sarıldım ona. Melikeye uzattım elimi. "Selam canım. Ben Arya. Adımı duymuşsundur muhtemelen. Ardayla birbirimize 6. Sınıftan beri aşığız. İlk doğduğum andan beri de tanışıyoruz." Melike boğazını temizlediğinde memnuniyetle gülümsedim. "Ee nereye gidiyoruz?" Anıl cevapladı. "Sahile gidiyoruz."
Yaklaşık yarım saattir sahilde oturuyorduk ve canım çok sıkılmıştı. İpek koluma girdi. "Hadi iki dakika markete gidelim." Kafamı salladım ve ayağa kalktık. Ardada ayağa kalkınca İpek engel oldu. "Oho enişte bi sakin ol ya. Senin yüzünden baş başa kalamadık beş dakika. Geliriz biz birazdan." Ardanın yanağından öptüm "Geliyoruz biz şimdi canım." Gülümseyerek kafasını "tamam" anlamında salladı. "Çok gel kalmayın." Onayladım onu ve markete gitmeye başladık.
Markete girdiğimizde kasiyer Gülnur Abla gördü. "ooo Arya nerelerdesin ya?" Gülümsedim Gülnur ablaya. "İstanbuldayız işte Gülnur abla. Tatile geldim." Güldü oda bana. "İyi yaptın kız arada gel böyle. Özletme çok kendini." Kafamı salladım ve İpekle yanyana kol kola yine yürümeye başladık.
İpek,"İki dakika burada dur sen ben hemen geliyorum." Dediğinde "tamam" dedim. O gidince çikolatalara bakmaya başladım. O sırada arkamda bir el hissettiğimde gözlerimi kocaman açtım.
"İmdat" diye bağırmaya çalıştım ancak nefes dahi alamıyordum. Adam beni marketten çıkarıp bir arabaya soktu. Ben bağırmaya başlarken öndeki adam beze bir şişeden bir şey döktü ve ağzıma bastırdı. Bağırmaya devam ederken birden gözlerim karardı.
...............
Gözlerimi açtığımda çok garip bir yerdeydim. Etrafı bulanık görüyordum.Tam açtığımda korkuyla baktım bir kez daha.harabe bir yerdi burası. İçeri babam girdiğinde ona baktım. "Baba yeter ne istiyorsun benden?Her şeyimi aldın daha ne yapayım sana ya ne istiyorsun. Bırak artık beni bırak hayatımı yaşayayım yalvarırım bırak ya. Mutlu olmak istiyorum bırak beni." Babam bana gülümsedi.
"Mutlu olucaksın kızım. Şimdi tanışacağın kocan çok mutlu edecek seni."
