Huzur O'nun için atılan bir adımdı.
O'nun için vazgeçmekti.
O'nun için sevmekti.
O'nun için hayata dönmekti.
O'nun için bu zorlu yola çıkmaktı..
Huzur O'nun dostuna varmaktı.~Ahsenhoca ~
●Artık umut doluyum.
Artık ümit ediyorum.
Artık inanıyorum.
Artık üzülmüyorum. Olmuyor demiyorum. Bunda da vardır bir hayr diyorum. Nasibim bu kadarmış diyorum. Huzuru başka yerde ara diyorum. Zamanı gelince nasipte gelir diyorum...Huzursuzca kalktığım yerimden derin bir nefes verdim. Saat akşam sekizdi ve vakit geçmiyordu. Kitap okudum kuran okudum muhabbet ettim yok olmuyordu. Anneme doğru bakarak konuştum.
"Anne ben çıkıyorum" dedim.
"Hayırdır oğlum nereye böyle" dedi.
"Hava alacağım çok sıkıldım" diyerek yerimden kalktım. Annemin başından öperek konuştum.
"Çok geç kalmam merak etme yatsı namazından sonra gelirim."
"Peki oğlum" dedi. Bu arada Özlem de odasında ders çalışıyordu. Evden çıkarak yürümeye başladım. İki sokak aşağıya inmiştim. Top sahası ve parkın olduğu yere gelerek bankın birisine oturdum. Etrafta ki çocukları izlemeye başladım. Mayıs ayında olduğumuz için hava haliyle güzeldi. Ve herkes dışarıdaydı. Neden annemleri yanıma çağırmadım diye düşünerek üzüldüm. Top sahasında gençler vardı. Ama ben geldiğimden beri bir şey konuşuyorlardı. Maça geçmemişlerdi bile, benimle aynı yaşta olan aynı mahallenin çocuklarıydık. Ama ben imam olduktan sonra benimle muhatap olmamaya başladılar. Bir kaç kez namaza çağırdığım için böyle yapıyorlardı. Ama takılmıyordum ben tebliğ etmek durumundaydım. Elbet bir gün geleceklerdi. Yanlarına doğru yürümeye başladım. Sahanın kapısından girerek yanlarına yaklaştım. Hepsi birlikte bana baktıklarında konuşmaya başladım.
"Hadi başlayalım" dedim. Hepsi hâlâ bakmaya devam ettiklerinde yine konuştum.
"Bir kişiye ihtiyacınız vardı geldim" dedim. İsmet bana bakarak konuştu.
"Sen oynar mıydın bizimle" dedi.
"Neden maç yapmayacak mıyız" dedim.
"Evet ama sen imam oldun, bıraktın bu işleri" dediğine gülerek karşılık verdim.
"Maç yapmakta ben bir sıkıntı göremiyorum ama haram olan şeyleri yapmam inşallah" dedim.
"Aynısın yani" diyen Musab'tı.
"Tabiki oğlum, tek üzüldüğüm noktada siz beni yalnız bıraktınız" dedim. Onlar gülmeye başladılar.
"Ne yalnızı kardeşim biz seni çok yanlış anlamışız o vakit hakkını helal et" dedi Abdullah
"Helal olsun siz helal edin, çok zor günler geçirdim sizi boşladım" dedim.
"Ee yapıyor muyuz" dedim. Daha sonra ayarlamaları yapark maça başladık. Kaç yıldan beri maç yapmamıştım herhalde ne de çok özlemiştim. Maç boyunca gülmüştük. Arkadaşlarımı özlemiştim. Maç bittiğinde herkes yere attı kendini. Ellerimi arkaya koyarak arı oturur vaziyette konuştum.
"Çok harikaydı" dedim.
"Yalnız neredeyse kaç yıldır yapmıyorsun hiçbir performans düşürmemişsin" diyen musab'a bakarak güldüm.
"Özlemişim" dedim.
"O zaman her hafta var mısın" dediler.
"Varım" dedim. Saatime baktığımda namaza yarım saat vardı. Yerimden kalkarak konuştum.
"Namaza az kaldı ben gidiyorum Allah'a emanet olun" diyerek ayrıldım. Önce eve giderek duş aldım ardından camiye geçtim. Namaz bittikten sonra tam çıkarken Abdullah kolumdan tutarak beni durdurdu.
"Kardeşim " dedi.
"Efendim kardeşim" dedim köşeye geçtik ve kucaklaştık. Kenarda bir yere oturarak konuşmaya başladık.
"Nasılsın" diyen bendim. Abdullah en yakın arkadaşlarımdan birisiydi. Hafızlıkta beraberdik. O daha sonra okumaya gittiği için ve benim durumlardan dolayı aramızda ki muhatap bitmişti. Ama bugün gözlerinin ışıldaması beni mutlu ediyordu. Çünkü; insan bir kardeşini kaybetmesi kadar kötü bir şey yoktu. Öz kardeş olmasa bile onun yeri ayri kalıyordu. Kasım da benim için öyleydi. Canımın iciydi kan kardeşimdi. Lakin trafik kazasında kaybetmiştik. Eyyüp amca perişan olmuştu. Hastalıkları o saatte sonra daha da artmıştı. Insanın oğlunu kaybetmesi kolay değil sonuçta. O günden sonra mahalleden taşınarak küçük eski bir evde kalmaya başladılar. İki kızı ile ...
"Iyiyim elhamdülillah kardeşim sen?"dedi.
"Elhamdülillah daha iyiyim" dedim.
"Vildan teyze nasıl özlem" dedi durdu.
"Iyiler" dedim. Özlem'e olan bağlılığını biliyordum. Çok başkaydilar ikisi içinde birbiri öyleydi. Ama kazandıktan sonra hiç gorusmemislerdi merak ediyordum doğrusu ne yaparlardı.
"Özlem kapandı" dedim. Gözleri güldü. Kıskanıyordum kardeşimi, omzuna bir tane geçirdim ve konusmaya başladım.
"Döverim oğlum seni ne guluyorsun hem evlenmedin mi sen" dedim. Omzuna tutarak sanki açımış gibi davrandı ve konuştu.
"Ahh hâlâ elin öküz gibi" dedi ve devam etti.
"Yok valla evlenmedim. Özlem'i bekliyorum"
"Yok sen gerçekten dayak istiyorsun lan kızın abisini böyle söylenir mi?" Dedim."Abi ne yapayım ya" diyerek yüzünü astı. Koluna bir tane daha geçirerek ayağa kalktım.
"Yuru gidiyoruz"
"Hemen sulanma kardeşime o daha hafızlık yapıyor. Kafasını karıştırıp ezberini de bozarsan seni döverim. Yan gözle baksan bile döverim" dedim gülerek konuştu.
"Konu özlem olunca hep dayak ön plana çıkıyor ama seviyorum bu huyunu " dedi.
"Haaa" dedim.
"Bana bak yarın sabah kahvaltıya gel bari" dedim gülerek o karşıya geçerken bende apartmana girdim. Eve girdiğimde ceketimi çıkartarak salona geçtim bizimkiler uyumamış konuşuyorlardı.
Ikisine birlikte bakarak konuştum tabi gözlerim özlem'e kaydı.
"Abdullah geldi" dedim. Gözlerini kocaman açtı elini nereye koyacağını şaşırdı. Devam ettim sonra.
"Sabah kahvaltıya çağırdım" dedim. Özlem ayağa kalktı. Annemle ikimiz birbirimize bakarak gülmeye başladık. Özleme sorduğu soru ile özlem sırıtarak yerine oturdu.
"Ne oldu kızım nereye böyle"
"Yağlı çörek yapacaktım" dedi utanarak bende tekrardan konuştum.
"Abdullah da ne sever demi anne"
"Öyle oğlum ne sever ne sever" deyince bizim kız utanarak kaçtı. Anneme sarılarak yanına oturdum.
Bölüm sonu.
Oy ve yorum lütfen
Ve ve ve yine HerDem :)
Hadis Ezberi yapanlar nasıl gidiyor unutmuyorsunuz değil mi?
Hadis 5:
- Bir kişinin kalbi dosdoğru olmadıkça (istikamet bulmadıkça) imanı dosdoğru hale gelmez. Kişinin dili dosdoğru olmadıkça da kalbi dosdoğru hale gelmez.Allah'a emanet olun♥
(Düzenlenmiş ve ekleme yapılmıştır.)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
~HerDem~
Spiritual"Her Dem olmuş yürekler, Birbirine söz vermiş gönüller, Kulak duymasa da Duymaz mı kalpler" Kendinden emin bir şekilde attığı adımın hesabını soruyordu. Kendine! Bunu kendime yapabilir miyim? Peki ya ona? Hiç sesini duymadan kavuşmayı beklediğim y...