28.bölüm*umut edelim*

3.3K 326 48
                                    

Hani insanın şükür etmesi gereken şeyler olur ya ne kadar şükür etsem azdı. O gördüğüm şeyin rüya olması, hatta bizzat kabus gibiydi. Insan bir şeyim kıymetini elindeyken bilmiyordu. Illa ki kaybediyor ondan sonra farkına varıyordu. Tamam ben daha onunla bir hayat sürememiş olsam bile onu kaybetmenin ne demek olduğunu bilmiyordum. Çok şükür ki Rabbim bu duyguyu rüyada tattırdı da gerçek hayatta yanı başımdaydı.

Sumeyra'yı odada bıraktıktan sonra annem ile birlikte yukarıya çıktık. Bizim olacak evimize..
Karşılıklı oturduktan sonra annem sıkıntılı nefes ile konuştu.
"Oğlum böyle oldu bittiye geldi. Ben çok rahatsızım yarın sumeyra ile konuşayım da düğün olmasa bile bir camide mevlut okuyalım yine belli olsun. Yemek veririz sünnet amacıyla olmaz mı evlâdım. Hem sumeyra da gelinliğini giymiş olur."

"Olur güzel annem olur. Konuşuruz insallah" diyerek ayaklandım. Bir çarşaf ve yastık alarak salonda ki koltuğa serdim. Annem bana şaşkınca bakınca açıklama gereğinde bulunarak konuştum. "Tek başıma orada yatmak istemedim." Dedim utanarak o ise gülümseyerek evden ayrıldı. Kafamı yastığa koyarak derin bir nefes aldım.

Ne garipti değil mi?
Evliydik...
Onun sesini çok merak ediyordum ve o bilmese bile gizlice araştırma yapıyordum. Insallah o da tedavi olacaktı. Ben gözlerinden onu dinlerken yine de sesini duymayı isterdim. Elbet o da isterdi.

Çok güzel olacaktı insallah her şey yerli yerince olacaktı. Eyyup amcada bunu isterdi. Güzel amcam hatta babam benim.  Artık babaya olan özlemim devam ederken artık baba olarak bu özlemi sindireceğimi düşünüyordum. Nasipse eğer.

Annem ile sumeyra yemek hazırlıyordu. Onlara tebessüm ile bakarak yanlarına gittim. Ardından herzaman yaptığım gibi annemin alnından öptükten sonra ona doğru döndüm. Aslında bunu yapmak çok istiyordum ama ne tepki verirdi bilemedim bir de annemin yanında. Ama annemi öpüp onu es geçmek de adil değildi. Ona döndüğümde beni hissederek kaşlarını şaşkınca havaya kaldırdı.  Kafa sallayarak ve gülerek  odadan çıktım. Sümeyye odasında olmalıydı kapıyı çalarak beklemeye başladım. Bir vakit sonra ses verince içeriye geçerek yatağın kenarına oturdum. O ise utangaç tavrı ile bir bana birde elinde ki oyuncak bebeğe bakıyordu.

"Oyun mu oynuyorsun" diye sordum ona bakarak o ise kafa sallayarak konuştu. "Evet"dedi bir süre bekledikten sonra tekrar konuştu. "Ubeyd abi o kadar mutluyum ki bir an korktum beni istemezsin sandım. Hep içten içe babama bir şey olursa ne olurum diye düşündüm. Ablama belli etmesemde kendimce düşündüm işte ama sen bunların aksine beni öyle güzel karşıladın ki sen zaten hep abim olmuştun. Çok teşekkür ederim bize sahip çıktığın icin" dedi. O küçücük yaşında boyundan büyük şeyleri nasıl biliyordu. Ona gülerek konuştum. "Herzaman sizinleyim. Sen her zaman bizimlesin" dediğimde gözünde ki tonlarca duygu ile baktı. Benimde aklıma buraya gelme sebebim gelmişçesine konuştum. "Ha az daha unutuyordum. Biz diyoruz ki camide bir şeyler yapalım. O yüzden ablanın gelinliği ile senin elbiseyi almaya gideceğim. Gelirken istediğin bir şey var mı?"

"Var aslında" dedi. Sonra sustu. Ona bakarak anlamaya çalıştım. "E söylesene güzelim " dedim. "Ya sana zahmet olmasın boşver çok önemli değil" dediğinde sert bir sekilde "Sümeyye" dedim. O ise mahcup bir şekilde konuştu. "Mahallede kızlarda görmüştüm papatya tacı takmışlar düğüne giderken annesi elinden tutmuş gidiyorlardı" dedi. Gözlerimi havaya kaldırarak kafa salladım. "Tabi alırım" dedim. Keşke daha fazlasını yapabilseydim ama elden başka bir şey gelmiyordu. Bazı insanların imtihanı küçüklükten başlıyordu. Küçük mutluluklar yerine sabırla büyüyordu. Sabrı bilmeyen insanların aksine sükunetleri ile olgunlaşıyorlardı.

Birlikte yemek yerken sumeyra'nin çekingen tavrı ile karşı karşıya geldim. Benden mi çekiniyordu yoksa farklı mi hissediyordu. Kolunu tuttum diğerlerine belli etmeden bana döndüğünde gözlerimiz ile anlaşmıştık.  Ona gülümseyerek önüme döndüm. Sonra o da yemeye başladı. En sevdiğim şey de buydu. Konuşmadan anlaşıyorduk. Hayır ben yanındayım diye neden çekiniyorsa şaşkın sevdiğim.

Yemekten sonra sumeyra mutfakta tek başına bulaşıkları yıkarken yanına gittim. O aldırıyordu annemi içeriye göndermiş kendisinin yapacağını söylemişti. Annem ile sümeyye bahçede oturuyordu. Onun aldırdığı şeyleri makinaya yerleştirmeye başlayınca şaşkınca bana baktı. Ona gülümseyerek konuştum "Ne var."dedim.

Omuzlarını oynatarak önüne döndü. Bir şey yok demekti bu. Sumeyra ile işlerimizi bitirince odaya gectik. Ben onun yanına oturarak elini tuttum. O ise bir anlık ellerimize baktıktan sonra yüzüme çevirdi bakışlarını.
"Düğün konusunu annem konuşmuştur" dediğimde kafa salladı.
"Pazartesi uygun mudur" diyerek devam ettim. "Beş gün var bence yeterli" dedim gülerek o ise yine utanarak önüne döndü. Ardından kafa salladı. " Sumeyra" dedim kafasını kaldırarak. Narin bakışı altında ezilirken kafasını kalbime koydum. Elimi sırtına koyarak gözlerimi kapadım. "Çok seviyorum ya hu! Öyle çok ki"

Kırmaktan korkuyordum o kadar inceydi ki o kadar narindi.

"Hazır mısınız?" Diye seslendim içeriye doğru hayır diye sesler yükselirken damat giremez diyordu bazıları tebessüm ederek devam ettim. "Hadi ama gelinimi alabilir miyim?"

"Aa abi ne sabırsız çıktın?" Diye kapıdan çıkan özleme bakarak gülümsedim. "Ne kadar güzel olmuşsun" dediğimde sende öyle diyerek kravatımı düzeltti. Ardından sen bir de içerdekini görsen diyerek içeriye kaçtı. Gülerek beklemeye devam ettim. Hazır olduğunda kapıda  bizim kızlara verdiğim harçlık sonucu kapı açılınca içeriye geçtim. Sumeyra'ya bakmaktan etrafı görmedim desem doğru olurdu. Bir insana bu kadar yakışır mıydı?

Uzattığım koluma girerken elinin titrediğini elimin titredigini gördüm.
Arabaya geçerken bizimkilerde yetişmişti. Camiye giderek onları bıraktım. Bayanlar tarafında mevlut kuran falan okunacaktı. Geri eve dönerek erkeklerin yanına geçtim. Abdullah benimle bol bol dalga geçsede hala kendimde değildim.

Çok güzel olmuştu. Akşam namazlarımızı kılarak çay doldurmaya devam ettiler. Sumeyra'nin öyle çok tanıdığı yoktu. Kurstan arkadaşları ve komşuları gelmişti. Geri kalan bizimkilerdi. Çok ta umrumda değildi. O yanımdaydı ya gerisi mühim değildi. Ben onunla dünya ahiret eş olmuştum ya varsın gelen gelsin gelen gelmesin 

O olsun yeterdi.

Akşam bütün kalabalık dağılınca annem de bizi yukarıya gönderdi. Zaten sumeyra o gelinlik ile nasıl normal durabildi anlamadim çok kabarık olduğu için bir oraya bir buraya zorluk çekti. Allahtan çok sıcak havalarda değildik. Sümeyye küçük bir gelinlik giymiş saçının ön kısmını örüp arka kısmını salmışlardı.  Birde o aldığımız papatya tacını takmıştı. Onu görünce gülümsüyordum.

Yukarıya biraz daha geç çıkmıştım. Kapıdan girerken duamı okudum. Ve ardından fısıldadım.

"Hayatıma, evime, gönlüme hoş geldin " ...

Bölüm sonu.
Gidemedim ama pek de geldim sayılmaz. Sadece sizi o kadar bekletmeye gönlüm razı gelmedi. Bu arada finale yakınlaşıyoruz. Haberiniz olsun🌹🕊

🎀Aklınızda kalan soru işaretleri ve olmasını istediğiniz bölüm olursa buraya yazarsanız sevinirim. 🎀

(Düzenlenmiş ve ekleme yapılmıştır.)

~HerDem~Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin