Giydiğim kot pantolon ve bebek mavisi kazakla aynaya bakıyordum. Sonradan vazgeçip, siyah bir kot ve gri bol bir kazak giymeye karar vermiştim. Bugün, Vural'la Yüzyüzeyken Konuşuruz'un konserine gidecektik. Aşırı heyecanlıydım, aylardır yakın yerlerde sahne vermesine rağmen ya Uygar gelmek istemediği için ya da annemlerin şehir dışına çıkmış olmalarından gidemiyordum.
Şimdi, yaklaşık üç yıldır sevdiğim çocuk olan, bir aydır da sevgilim olan Vural ile birlikte konsere gidecektik.
Kapı çalınca, koşturarak merdivenleri indim, annemin kapının önünde bana gülümseyerek bakmasını görünce bende gülümsedim. Arkasına bakınca Vural'ı görünce gülümsemem daha da artmıştı.
"En geç 1-2 civarı evde olacaksın tamam mı? Sana emanet Hare'm dikkat et ona." diye annem konuştu. Güldüm. Annem ve Vural'ın bu konuşmayı yapmalarını hiç beklememiştim.
Konser alanına geldiğimizde, gülümsedim. Hava soğuktu fakat dayanılmayacak kadar değildi. Elini, elimde hissedince gülümsedim.
"Biliyor musun, elin, elime çok yakıştı sevgilim." diye mırıldandı kulağıma doğru. Ona dönüp;
"Biliyor musun, kalbim çok yakıştı, kalbine." dedim.
Öylece yüzüme baktı, o bana, ben ona baktım. Birazcık olsun usanmazdım sevgimden. O bana armağandı sanki.
"Şey, biraz daha gezelim mi? Az kaldı ama olsun." dedim. Başıyla onayladı. El ele, tüm sokakları yürüdük.
☄
Konser başlayalı olmuştu, Benimle Kayboldun, Sanırım Sarhoşsun, Sandal, Ne Farkeder, Senede Bi'kaç Gün, Bodrum, Dinle Beni Bi, Gel Demedim Ki ve en sonunda Esen'e gelmiştik. Yeni albümlerine bayılmıştım resmen.
Bana sen gibi bakmadı kimse,
Beni sen gibi öpmedi kimse,
Sen nereden çıktın geldin?
Dalga geçen sözlerinle,
Ama korkak gözlerinle bilsen,
Nasıl delip geçtin.Vural'ın dönüp gözlerimin içine bakmasıyla ona sarıldım, nefes alışverişleri hızlanırken, gülümsedim. Kafamı kaldırıp ona bakarken burnumu öpmüştü. Gülümsedim.
Zaman yok yol gitmiyor,
Anlatarak bitmiyor, dertler dertler,
Kafamda binbir desen,
Sense rüzgarsız esen,
Tek nefeste karıştı tüm renkler.Çenesini saçıma yaslarken, onun göğsüne bakıyordum. Sonra birden, kafasını çekti başımdan. Kafasını bana doğru eğerken, gözlerim benden bağımsız kapanmıştı bile. Dudaklarını, dudaklarımda hissedince, içim titredi dahi diyebilirdim. Hareket etmedi, öylece durdu. Ellerini belime daha kuvvetli bir şekilde sardı. Ellerim titriyordu.
Sonra ayrılınca, gözlerim gözlerine bakarken, titreyen ellerimi yanaklarına çıkardım, elmacık kemiklerini okşarken, gülümsedim. O da gülümsedi. Çıkan gamzesini okşadım. İşte bu adama, tüm sevgim feda olsundu.
Sevenim sevmeyenim arsız,
Sensizlik boktan farksız,
Ben neye doğru evrildim?
Güneşimsin gökyüzümde,
Ya da gök senin yüzünde,
Anlamlar aşıp geldim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gelmeyenin gelişi|texting
Short Story→tamamlandı Bana, onun ve benim biz olma ihtimalimiz imkansız geliyordu. Ama imkansız diye bir şey, yoktu.