Dün,Sanem'in Ilgar'a attığı tokattan sonra,kimsenin Sanem'in yüzüne baktığı yoktu. Okulda ki herkes,onun Tuna'yla yattığını öğrenmişti. Tabii Tuna'nın yüzü ise, morluklardan geçilmiyordu. Tuna'yı pek tanımazdım, bir muhattabım yoktu ancak yaptığı şey mide bulandırıcıydı. Daha lise üçtük ve böyle şeyler, düzgün karşılanmayacak kadar disiplinli bir kolejdeydik. Asıl mesele ise, Sanem'in bu okulda yüzde elli burslu olmasıydı. Henüz olaylar, müdürün kulağına gitmemişti büyük ihtimalle, gitseydi, çoktan atılmış olurlardı.
Engeli kaldırmamak için ne kadar dirensem de, bugün okulda yoktu. Merak ediyordum, bende kaldırdım.
G: Selam.
Gelmeyenim:?
G: Şey, dünden sonra, nasılsın diye merak etmiştim.
Gelmeyenim: Çok mutluyum, çoook.
G: Belli.
Gelmeyenim: Özür dilerim, beş para etmez birisi için hem seni hem de Göknil'i üzdüm.
G: Önemli değil, bende kırgındım, o yüzden söyledim.
Gelmeyenim: İyi yapmışsın Gökyüzü, neyin ne olduğunu öğrendik en azından.
G: Sanem okuldan atılsa, üzülürsün biliyorum.
Gelmeyenim: Üzülmem, dün yaptığı şeye rağmen attığı tokattan sonra, siktir et.
G: O zaman iyi.
Gelmeyenim: Göknil'in numarasını versene, yazayım özür dilemek amaçlı.
G: Şey onun hattı arızalı gibi yüz yüze konuşsanız daha iyi olur.
Gelmeyenim: Peki.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
gelmeyenin gelişi|texting
Nouvelles→tamamlandı Bana, onun ve benim biz olma ihtimalimiz imkansız geliyordu. Ama imkansız diye bir şey, yoktu.