•Furkan evde morarırken...
Arda: Nerde kaldın
Arda: İki saattir seni bekliyorum
Arda: Ya hemen buraya gelirsin ya da ben oraya gelir seni sike sike gebertirim 09.59
Arda: Hay başlarım böyle işe 10.22
Arda: Adres verseydin bari
Arda: Geliyorum ben yanına senin
Arda: Önce kısa bir stalk meselesi var
__
°Furkan°
Ablam kendini zorlukla susturup ayağa kalkana kadar ben kendi kendime öksürmeyi kesmiştim.
Bana yaklaşan ablama ters bir bakış atıp sandalyeden ayağa kalktım ve ağzımı küfretmek için araladım.
"Hadi çıkalım." diye salona giren babam yüzünden susmak zorunda kaldım ve oflaya poflaya odadan çıktım.
°
Otogara geldiğimizde babama arabada beklemesini söyleyip aşağı indim ve Arda'yı aradım. Açmasını beklerken küfretmeyi ihmal etmiyordum.
"Ne boka gelmişse buraya? Sanki ben dedim otobüse bin gel, diye. Hadi geldin, bana ne?!"
"Bağırma bana!" telefonun diğer ucundan gelen sinirli homurtuyla kendime geldim ama bu susmama yardımcı olmak yerine aksini yaptı.
"Siktir git, yol parasını ben veririm hatta onun üzerine harçlık da veririm. Yeter ki git bi' sal beni. Yok o mahalleye gidecekmişmişim. Nah! Nah, gelirim."
"Gerekirse döve döve, olmadı sike sike götüreceğim."
"Bırak onu da, şimdilik, neredesin sen?"
"... Otobüsünün biletinin satıldığı yerdeyim, acele et." telefonu yüzüne kapatıp dediği yeri aradım. Sanki daha önce o biletin satıldığı yeri görmüşüm gibime geliyordu.
Nihayet satış yerini bulduğumda etrafa bakındım. Arda'yı görmüşsem bile tanımazdım, en son sekiz yaşında görüşmüştük nerden hatırlayacağım. Telefonu cebimden çıkarıp tekrar Arda'yı aradım.
O sırada gözüm sarışın çocuğun tekine takıldı. Sırtında, içine ne bulduysa tıkıştırdığı belli olan, bir sırt çantası vardı. Arda buymuş gibime geldi, nedense dağınık ve düzensiz olduğunu düşünüyordum.
Çocuk elini arka cebine atıp telefonunu çıkardı ve kulağına götürdü.
"Nerdesin lan?" derken sarışın çocuk arkasını döndü ve direkt ona baktığımdan göz göze geldik.
"Karşındayım."
__