2.3

9.5K 786 472
                                    

Taksi havaalanında durduğunda hızla cebimden annemden zorla aldığım yüzlüğü uzattım ve taksicinin para üstünü uzatmasını bekledim. Fakirdim ben, üstü kalsın diyecek değildim, öğrenciydim sonuçta.

Adam paranın üstünü uzattığında az önce açtığım kapıdan dışarı çıktım ve koşarak havaalanının içerisine girdim. Arda'yı bulmalıydım, nereden bulacaksam bu koca yerde de.

"Acaba uçuşların nerede olduğunu biliyor musunuz?" diye sordum yanımdan geçen sarışın çocuğun omzuna dokunup. Çocuk bana dönerken saçları birden sarıdan siyaha dönmeye başladı, kısa boyu uzadı ve yüzü tamamen bana döndüğünde bu kişinin Arda olduğunu fark ettim.

"Hassiktir, az önce gözümün önünde döndün?"

"Ayol sen ne diyorsun be pis sapık! Ay yardım edin pislik herif uygunsuz teklifler ediyor bana!" diye bağırırken saçları uzadı, kızıla döndü ve fiziği minimal bir hale geldi. İkinci bir küfrün ardından arkamı döndüğümde dört bir yandan üstüme üstüme gelen Arda'ları gördüm. Bu sefer küfür yerine küçükken yaz tatillerimi geçirdiğim kuran kursunda öğrendiğim duaları sıralamaya başladım.

"Bu sakat niye dua mırıldanıyor?"

"Ben ne bileyim kızım, uyandır şunu, sussun." konuşmalarla ne ara kapadığımı bilmediğim gözlerimi açtım. Az önce gördüklerim de neydi.

"Evladım sen ne konuşup duruyorsun kendi kendine?" diye soran anneme bir şey yok dercesine elimi salladım. Ablam annemin omzuna dokununca annem başını sallayıp odadan çıktı. Gör kim bilir yine neler söyleyip başımı şişirecekti.

"Sen de defolsana." dedim yorgana sarılıp arkamı dönerken.

"Sen ne gördüğünü anlatmadan gitmiyorum."

"Bir şey gördüğüm yok benim."

"Odaya bir girdim küfrediyordun sonra yanına yaklaştığımda dua etmeye başladın. Ne gördün götü boklu, delirtme beni?" pes etmeyeceğini bildiğimden ona dönüp doğruldum ve kısaca rüyamdan bahsettim.

Arda gideli bir ay kadar olmuştu ve sık sık şu saçma rüyalardan görüyordum. Ayrıca onu özlüyordum da. Çok özlüyordum. Uzun süre yakınımdaydı ve alışmıştım ona. Yokluğuna hala alışabilmiş değildim.

"Arda'yı seviyor musun sen?" diye sordu, Arda'nın adı geçtiği için garip bir ruh haline büründüğümü fark ederek. Ama sevdiğimden değil, yokluğuna alışamadığımdandı bu halim. Elbet alışacaktım yokluğuna, o zaman eski halime geri dönecektim.

"Hayır," dedim yüzümü buruşturarak. "O kadar da değil. Alışmışım sadece."

"Alışmış kudurmuştan beterdir." diye mırıldandı ve bir şey dememe fırsat vermeden devam etti. "Seviyorsun sen Arda'yı. Şiplediği çoğu kişiyi evlendirmiş bir şipırım, benden iyi bilemezsin." kaşlarımı çattım.

"Şip ne be?" gözlerini devirdi.

"Koca karı tabiriyle yakıştırmak." anlayıp hmm diye bir ses çıkardım ve ayağa kalktım.

"Arda'yı sevmiyorum çünkü niye seveyim. Salağın teki."

"Görürsün, sürüm sürüm sürüneceksin."

"Görürüz."

__

street 'texting [bxb]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin