Selamün aleyküm arkadaşlar... ve bir günde iki bölüm. Waowww. Satır arası yorumlarınızı bekliyorum. Ve tabiki Oylarınızı...•••
Öyle bir an gelir ki tüm hayallerinizi yakıp atasınız gelir... Aynı benim şuan olduğum gibi. Şuan bütün test kitaplarını yakıp kül etmek istiyorum.
Sabahtan beri fizik çalışmama rağmen olmuyordu. Video dinledim, test çözmeye çalıştım. Örnek sorulara baktım ama yok yani olmuyor.
Sinirle test kitabını kapatıp mutfaktan çıktım. Şuan içerde oturan Demir kadar rahat olmayı çok isterdim. Sınavıma okadar az kaldı ki. Stres resmen vücudumu ele geçirdi. Sakin olmaya çalıştıkça daha da stres yapmak bana özel bir şeydi sanırım.
Salona girip tekli koltuğa oturdum. Demir her zamanki gibi spor kanalı izliyordu. Bakışlarımı ondan çekip televizyona yönelttim. Yani benim göremediğim ne görüyor olabilir ki? Sanki dünyanın en önemli şeyi ordaymış gibi dikkatle bakıyordu.
Evlendiğimiz neredeyse bir ay olmuştu. Yani iki bir hafta sonra olacaktı. Bu zaman içinde benim ders çalışmadığım zamanlarda bazen dışarı çıkıp bazen de evde oturup vakit geçiriyorduk.
"Noldu sana?" Diyerek bana döndüğünde ofladım. "Fizik çözemiyorum." Dedim. Yerinde doğrulup kahkaha attı. "Bunun için mi yüzün asık?" Diye sordu. Kaşlarımı çattım. "Komik mi?" Diye sordum. Dudaklarını yalayıp dikkatle yüzüme baktı.
"Komik tabi, burda fizik dehası bir kocan var ve sen çözemediğin için üzgünsün?" Diye sorduğunda gözlerim parladı. "Beni çalıştırır mısın?" Diye sordum. Gülen yüzü soldu. Sert bir ifadeyle, "Hayır." Dediğinde yüzüm düştü. Başımla onayladım. Oda kendince haklıydı. Gün içinde hem ofiste çalışıp hemde eve gelip benimle uğraşıyordu. E hafta sonu dinlenmek onun en doğal hakkıydı.
"Ya daaa, sanırım tek bir şartla çalıştırabilirim." Dediğinde başımı kaldırıp, "Demir yardım etmek zorunda değilsin. Zaten yoruluyorsun bide benimle uğraşma." Dediğimde dirseklerini dizkapaklarına dayadı. "Ama ben biricik karıma fizik çalıştırmaya gönüllüyüm." Dediğinde güldüm. "Peki ozaman." Dedim ve şartını dinlemeye başladım.
İnci gibi dişleriyle gülüp, "Akşam yemeğini dışarda yersek eğer gelince fizik çalışırız." Dediğinde gülümsedim. Bende ciddi ciddi bişey isteyecek sanmıştım. İşaret parmağımı çeneme koyup düşünür bir ifadeyle, "Hıım bir düşünelim." Dedim.
Birkaç dakikanın sonunda, "Eğer sonrasında bir kahve de ısmarlarsan olur." Dediğimde gülüp ayağa kalktı. Önüme gelip elini uzattığında gözlerinin içine baktım. Gerçekten birşeyler yapmaya çalışıyordu. O bana ben ona bakarken gülümsedim ve elini tuttum.
Birseyi itiraf etmeliyim ki, Demir'in elini tutmayı seviyorum. Evlendiğimizin ilk zamanları el ele tutuşmazdık ama bir süre sonra Demir dışarda sürekli elimi tutmaya başladı. Başlarda bundan rahatsız olsam da şimdi hoşuma bile gidiyordu.
İkimiz beraber odaya girdiğimizde Demir'e baktım. Giyinecekti sanırım. "Sen giyin sonra da ben giyinirim." Dediğimde kolumdan tuttu. "Sen burda giyin. Ben banyoda giyineceğim." Dedi. Gülümseyerek başımla onayladım.
Dolaptan kıyafetlerini alıp banyoya girdiğinde beyaz üzeri kalın siyah motiflerle dolu bir elbise seçtim. Bu elbise her mevsim giyiliyordu ve ben çok seviyordum. Beyazdı ama motifleri sayesinde yazlık bir elbise olarak durmuyordu. Üzerine siyah ipek şalımı da taktıktan sonra göz kapağımın üst kısmının içine kalem sürdüm. Gözümün altına veya eyeliner bölgesine sürmeyi sevmediğim için -yada çok vaktimi aldığı için- genelde bu kısma sürüyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
NASİP
SpiritualNe kadar hesap yaparsanız yapın, hesapta olan değil nasipte olan gelir başınıza... ••• Kapak Tasarımı: @beyzanu1907'ye aittir. Beni kırmayıp vakit ayırdığı için burdan teşekkürlerimi iletiyorum...