Jongin, her gün uğrayıp adım adım yenilenişini izledi hayallerinin. Onu doğru adamın ellerine teslim ettiğinden emindi artık. Ahşap masalar yerlerini aldığında görüntünün bu kadar değişmesi karşısında şaşkınlığını saklayamamış, orada olduğundan bihaber olan Sehun'un omuzlarına atıvermişti kollarını.
Olduğu yerde sıçrayan genç adamın tepkisine aldırmadan dolmuş gözlerle cümlesini yutarak "Teşekkür ederim" diyebildi. Sehun, günlerdir vazgeçmeden gelip giden kedi karakterli adamın haline garip bir samimiyet duydu. Yüzünde asılı olan o salak gülüşünün altında, bu kadar duygusal olduğunu bilmese de başka bir adam olduğundan emin olmuştu geçen günlerin ardından.
Jongin'in, duvardaki resmin yanına yerleştirilmiş, en uzun masanın üzerinde ellerini gezdirişini izledi. Sanki fısıltıyla vedalaşıyordu sevgilisinden... Masanın üzerindeki damarlarda gezdirdi parmaklarını, iki elini de üstüne koyup, kapattı gülümseyince incecik bir çizgi halini alan gözlerini.
Dudaklarıyla bir şeyler mırıldandığı belliydi ama duyulmuyordu. Merakını gizleyemedi Sehun. "Dostum, o benimle birlikte, asılmayı kessen diyorum."
Hala kapalı gözlerinin hemen altında belirdi yine o şapşal sırıtışı. Bir şeyler yumurtlayacağından emindi Sehun bu adamın. Asla sessiz kalmayacak biriydi o.
Oysa Jongin uzun sayılabilecek bir aradan sonra gözlerini açıp, ağır adımlarla yanına geldi. Tam karşısında durduktan sonra dizlerine kadar eğilerek onu selamladı. Ardından da hiçbir şey söylemeden kafeden çıkıp gitti.
Onun motoruna binip hızla uzaklaşmasını izledikten sonra Sehun yeniden işlerine döndü. Sandalyeleri de yerleştirdikten sonra teslimat işlerini yapan adamlara teşekkür etti. Yeni mobilyalarla cennete dönen mekânına gururla baktı. Artık bu güzelliği müdavimleriyle buluşturmaya az kalmıştı.
Mutfağına gidip, eksikler listesi hazırlamayı uygun gördü kendisine. Elinde kâğıt kalem oradan oraya dolaşıp dururken kafasında Jongin'in ayrılışı vardı. Tam bir baş belası olan bu adamın son hali, "Acaba bu kafenin geçmişinde ne var?" sorusunu sormasına sebep oldu.
Hazırladığı uzun listeyi kontrol etmek için pencere kenarına yerleştirilmiş kahverengi deri koltuğa oturdu. Işığın bütün gücüyle hâkimiyetini ilan ettiği bu koltuk dinlenmek için kendisine kucak açıyordu sanki.
Günlerdir uyumaksızın çalıştığı yeni yeri, kollarını açmış onu bekliyordu. Bu davete yavaşça teslim oldu Sehun, gözleri yavaşça kapandı.
Duyduğu ayak seslerine uyandı. Nasıl böyle bir aptallık yapmış ve her yer açıkken uyuyakalmıştı ki! Jongin'in sırıtan suratı karşısına dikildiğinde derin bir nefes alabildi. "Ben daha önce denedim, bu şekilde müşteri çekilmiyor Sehun shi"
Esneyerek, yüzünü temizledi Sehun. "Neden buradasın? Burayı bana sattıktan sonra başıma bela olursan, kafeyi sana hibe edeceğimi falan mı düşünüyorsun yoksa?" Duyduğu karşısında kahkaha atarak cevap verdi Jongin:
-Bu benim aklıma daha önce neden gelmemiş ki? Bunu daha sonra deneyebilirim, şimdilik sadece sana teşekkür etmek için geri döndüm. Hayallerinin uzun ömürlü olması için sana bu fideyi aldım. Kafenin bahçesinde buna uygun bir yer bulursan, bu ağaç gibi uzun ömürlü olur hayalin. Benim hayalim gibi esen rüzgârlara kapılıp tükenmez.
Jongin'in kendisine uzattığı çam fidesine baktı, bu fikri sevmişti Sehun. Ayaklanıp fideyi aldı Jongin'in elinden, "Bunu toprağa dikmek için çekiç yeterli olur mu, bir kürek bulacağımı sanmıyorum." bir elinde fide diğer eliyle saçlarını düzeltmeye çalışan Sehun'u omuzlarından tutup bahçeye çıkardı Jongin sırıtarak. "Sadece istediğin yeri söyle, hediyemin içinde dikme işlemi de var."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çikolata Kahve / Sekai ✓
FanfictionHayallerimde ki pastayı benim için yapar mısın? Oh Sehun pastalarının içine hikayeler sıkıştıran bir pasta şefi Kim Jongin ise sahip olamadığı hayallerini ona devreden ateşli bir aşık. Sıradaki pasta çilekli olsun mu?