-Hala başvuruyla geri dönmediğiniz için uğradım. Biliyorsunuz yarın son gün ve bu yetenekli ellerin yaptığı lezzetlerden mahrum bir yarışma, acımasız olurdu.
Sehun telefonunu kapatıp karşısında ceketini düzelten adamın önünde saygıyla eğilip selam verdi. Keskin bakışların takibinde oturdu sandalyeye. Adam bu kez bahçeye bakan daha aydınlık bir masada oturmayı tercih etmişti.
- Üzgünüm. Sizi burada görmeyi ummuyordum. Bay... Affedersiniz isminizi hatırlayamadım.
- Beni önemsemediğini düşünmeye başlıyorum Sehun.
- Kusura bakmayın, isim hafızam çok zayıftır. Başvuru süresini hatırlattığınız için teşekkür ederim. Size ne ikram edeyim?
- Tao... İsmim Huang Zi Tao. Ayrıca seçimleri size bırakmanın en iyisi olduğunu öğrendim. Benim için seçeceğiniz şeyi merak etmiyor değilim.
Sehun yüzüne yalandan eklediği bir gülümseme ile mutfağa girdiğinde etrafı talan eden Kris ile göz göze geldi. Dağılmış tezgâh, ortalığa saçılmış meyve kabukları... Derin bir nefes alıp sinirini yatıştırmaya çalışsa da sesindeki tona hâkim olamadı" Kris, mutfağıma ben yokken girmesen, bu ikimiz içinde daha iyi olacak sanki." Gelen azarı hafif bir tebessümle karşılayan delikanlı gururla bir bardağa boşalttığı sıvıyı sundu hayran olduğu patronuna. "Bunu senin için yaptım. Hala geliştirmeye çalışıyorum tadını. Fikrini söylersen mutlu olurum."
Sehun tereddütle de olsa kabul etti bardağı. Karşısında yavru köpek gibi heyecanla sallanıp duran Kris'in bakışları eşliğinde aldığı ilk yudum hoşuna gitti. Diliyle dudağındaki kalıntıları temizledikten sonra umursamamış gibi arkasını dönüp dolaptan bir şeyler çıkarırken "Vişne ya da ahududu katmayı düşündün mü hiç? Bir parça ekşilik mükemmel hale getirecektir, bir acemiye göre oldukça iyi iş çıkarmışsın."
Kris kafasında fikri değerlendirdi. Bardaktan bir yudum alıp tadı hayal etmeye çalıştı. Parmağı dudağının üstünde gidip gelirken fikri beğendiğini gösterircesine yüzüne bir gülümseme yayıldı. Dolaptan aldıklarıyla işine dönen Sehun göz ucuyla çocuğun mutluluğuna tanık oldu.
Ağır ağır pişen kahvenin yanına eklediği ikramlarıyla servis etti. "Bay Tao, umarım bu kahveyi seversiniz. Pek tanınmıyor ülkemizde ama ben özel konuklarıma ikram etmek için mutlaka bulunduruyorum. " Adam önündeki fincanın yanındaki küçük şekerlemeleri gösterdi, "farklı bir ikramı var gibi. Lezzetli tatlılarınızı benden esirgiyorsunuz sanki" Sehun sandalyesine yaslanarak gülümsedi. "Bir yarışmacının yaptığı tatlıyı tatmanın etik olmadığını düşündüğüm için bu ikramı hoş görmenizi bekliyorum."Adam elinde olmadan bir nefeslik kahkaha kaçırdı ağzından. Hemen toparlanıp;
- Sadece sizin uygunluğunuzu denetlemeye gelmiştim, yarışmada size puan veremeyeceğim için bir ayrıcalık bekleyebilirim diye düşünüyorum. Ama madem bu ikramı getirdiniz severek kabul edeceğim.
- Önce bir yudum su ile ağzınızdaki tattan kurtulun. Ardından küçük bir yudumla başlamalısınız. Lezzet olarak diğer kahvelerden daha farklı çünkü pişirilme süreci ve kavrulma işlemleri de daha özen istiyor. Makinelerin dâhil olamayacağı kadar kişisel bir kahve.
Aldığı yudumla karşısında şaşkınlıkla elindeki küçük fincana bakan adamı keyifle izledi Sehun. " Avrupa' da yaptığım en iyi iş bütün yakın toprakları gezmek oldu. Katıldığım bir atölye çalışmasında oldukça eğlenceli ve farklı bir kadından atalarının Çin Seddi'nin yapılmasına neden olan insanlar olduğunu duymuştum. Gerçi ona göre bütün dünyaya medeniyeti ataları yaymıştı ama ben en çok yoğurdu bulan insanların yaşadığı bir ülkeyi görmeden geri dönmemin saçma olacağını düşünüp bir arkadaşımla oraya gitmiştim. Orada mutlaka tatmam gereken şeyler listesinin başında yer alan bu kahveyi içtim. Sadece keyif için içilebilecek çok özel bir kahve değil mi sizce de? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Çikolata Kahve / Sekai ✓
FanficHayallerimde ki pastayı benim için yapar mısın? Oh Sehun pastalarının içine hikayeler sıkıştıran bir pasta şefi Kim Jongin ise sahip olamadığı hayallerini ona devreden ateşli bir aşık. Sıradaki pasta çilekli olsun mu?