MFB/Bölüm 17

680 44 2
                                    

Keyifli okumalar... :') ⚘
''Geldi mi kaçak?'' Babamın görüntüsünden evvel sesi bize ulaşmıştı. Annem ise elindeki terliği yere bırakıp giymişti. Yalın'ı gördüklerinde birbirlerine baktılar.

''Ee? İçeri almayacak mısınız bizi?'' diye atıldı Nuray. ''Yorgunluktan mıdır nedir, her yerim kırılıyor...'' dedi gülerek. Herkesi gülümsetmeyi başardığında anne ve babam Nuray'a yardım etmek için bize doğru adım attı.

Yalın ve ben geride kaldığımızda babam seslendi. ''İçeri girin çocuklar...'' Yalın girmek için benden de izin alırcasına yüzüme baktı. Ona gülümseyip içeri girdim. ''Kızım, bunu sana yapanı bir elime geçirirsem var ya...'' dedi babam, ''Etlerini lime lime edeceğim!''

Nuray kıkırdadı. ''Osman amca, canavarlar yakalanmış.'' dedi. ''Yalın Bey sağ olsun, haberini ondan aldık.'' Babam Yalın'a teşekkür bakışı atıp Nuray'ı odamdaki yatağa yavaşça oturmasını sağladı. ''Yani her türlü işkenceyi üzerlerinde deneyebilirsin.'' Babam başını gülümseyerek salladı.

''Hanım, Nuray kızımızla ilgilenin. Biz de Yalın'a çay ikram edelim.'' Yalın itiraz ettiğinde babam karşılık verdi. ''Bahar, çayımız tazeydi. Ocağa alıp tekrar ısıt, hadi.'' dedi.

Rüya'nın odada olduğunun sonradan farkına vardığımda gülümsedim. Yalın'a yine büyük bir hayranlıkla bakıyordu. Kolumu tutup kulağıma fısıldadı. ''Abla, o burada! İnanamıyorum!'' Ne için heyecanlandığı konusunda hiçbir fikrim yoktu. Yalın'ın güzel olduğunu söylemiştim... Yakışıklıydı, kabul. Tipik bir yakışıklılık gibi duruyordu ama sanki bir şeyler de farklıydı onda, biliyorum. Ancak Rüya'nın tepkisini hiçbir zaman anlayamayacakmışım gibi geliyordu. ''Bir şey diyeyim mi?'' diye sordu. Başımla onayladığımda devam etti. ''Bu adam gece daha yakışıklı bence.''

Fısıldayışımıza virgül koymak üzere konuştum. ''Uykun gelince sersem gibi oluyorsun Rüya, uyu!'' Mutfağa girip çaydanlığın suyunu kontrol ettim. Ocağa aldım ve o ısınırken bardakları hazırladım.

Babamın Yalın'a soracağı soruları zihninde sıraya dizdiğine adım gibi eminim. ''Baban nasıl?'' İlk sorusunu işittiğimde şaşırdım. Benim daha yeni tanımaya başladığım bu adamı ve hatta babasını, babam ne zamandır tanıyordu? ''İşler güçler nasıl?''

''Babam da işler de iyi, çok şükür.'' dedi Yalın. ''Koşturup duruyoruz.''

''Yüzüne ve eline ne oldu?'' diye sordu. ''Kaza falan değildir inşallah...''

Yalın yüzüme baktı ve babama döndü. ''Ufak bir kaza atlattım.'' dedi.

''Peki Bahar...'' Bana dönüp gayet sakin bir şekilde devam etti. ''Senin alnına ne oldu?''

Kocaman yutkundum. ''Sorma baba...'' dedim. ''Bugün çay ocağındaydım. Yere düşen kaşığı almak için eğilirken başımı tezgaha çarptım.'' İçimden babamın ortaya attığım yalana inanması için dualar ederken suyun kaynağını işittim.

''İkinize de geçmiş olsun.'' dedi sakinliğini devam ettirirken. ''Dikkat edin.'' Bardakları haşlarken bir yandan babamın sorduğu soruları dinliyordum.

''Fatih ile görüştün mü?'' Yalın Fatih amcayı da mı tanıyordu? Şaşkınlıktan kaynar suyu elime döktüğümde ofladım.

Yalın anında yanıma gelip elimi kontrol etti. Babamın da müdahil olmasıyla telaşlandım. ''İyi misin?'' diye sordu Yalın.

''Kızım, üzerinizde nazar mı var ne?'' Babamın bu sözüyle Yalın elimi tutmayı bıraktı. ''Biraz daha dikkatli olun.''

''Sanırım...'' dedim babama gülümseyerek. Çayları doldurup babam ve Yalın'a uzattım.

Yalın babamın sorusunu cevaplamak için hazırlandı. ''Bir süredir görmüyorum. En kısa zamanda ziyaret edeceğim.'' dedi.

Yanlarından ayrılıp odama geçtim. Deniz mavisi yatak örtümün içinde rahata kavuşmuş olan arkadaşım Nuray'ın baş ucuna geçip oturdum. Annem yatağın kenarına çektiği sandalye üzerine oturmuş dualar ediyordu. Gözlerini kapatmış bir vaziyette dudaklarından dökülen dualar ile Nuray'a şifa olmasını diliyordu. Nuray fısıldadı. ''Meliha teyzem biraz daha okumaya devam ederse sabaha turp gibi olacağım, inşallah.'' Kıkırdamamız arasından annem tek gözünü açıp kapattı. ''Sen neden elini tutuyorsun?'' diye sordu. Elimi tuttuğumun farkında bile değildim.

''Bardağı haşlayayım derken elimi haşladım.''

''Sakar diye boşuna demiyorum...'' dedi.

O sırada Rüya'nın bağdaş kurmuş bir şekilde elindeki telefona bakıp sırıttığını gördüm. Adını seslenip bana bakması için bekledim. Bunu birkaç kez yaptığımda annemin sesli bir şekilde amin dediğini duydum. Saniyeler içinde yerden aldığı terliği Rüya'ya doğru fırlattı. Nuray kahkahasını esirgemezken ben tebessüm ederek izlemiştim. ''Ablan sana sesleniyor, duymuyor musun?''

''Duymuş olsaydım şu şaheser terliğin kafamda şimşekler çakmasına sebep olur muydum hiç?''

Annem tam cevabını verecekken babamın sesiyle ayaklandık. Nuray dışında tabii... Odadan çıkıp kapıya doğru yöneldik. Yalın gidiyordu ve bu beni biraz üzmüştü. ''Anne ve babanı da bir gün al, gel. Misafirimiz olun.'' dedi babam.

''Nazik teklifiniz için teşekkür ederim. Kendilerine ileteceğim.'' Yalın babamın ona gülümseyerek uzattığı elini tutup tokalaştı. Annem ve Rüya'ya iyi geceler dediği sırada ayakkabılarını giymişti. Kapıdan dışarı adımını attıktan sonra bana döndü. Annem, babam ve Rüya yanımızdan ayrılırken herhangi bir şey dememişlerdi. ''Misafirperverliğiniz için teşekkür ederim, Bahar.'' Asıl teşekkür etmesi gereken kişi bendim. ''Benimle geldiğin için de tabii...''

Çimnaz'ı hatırladığımda biraz daha yaklaştım. ''Keşke elimden bir şey gelseydi... Ben çok üzgünüm, Yalın.''

''Elinden gelenin fazlasını yaptığını biliyorum. Sen de bilsen iyi olur.'' dedi gülümseyerek. ''İyi geceler...''

''Bekle...'' dedim birden. ''Benim de sana teşekkür etmem gerekiyor.''

''Hayır, gerekmiyor.''

''Lütfen...'' Ellerimi göğsümde birleştirip devam ettim. ''Teşekkür ederim, her şey için...'' Başka şeyler de söylemek istiyordum ama dilimin ucuna dahil gelmiyordu. Zorlasam birkaç cümle dökülecekti dudaklarımdan ama yapamıyordum.

''Rica ederim.'' Bileğini tuttu ve konuştu. ''Ne zaman bir şeyler kaybetsem yeni şeyler de beraberinde geliyor. Umarım kazandığım o yeni şeyleri kaybetmem. Tekrar iyi geceler...''

Kalbimin sözlerinden sonra neden hızlı attığını bilmiyordum ama yüzümde kocaman bir gülümseme oluşturduğu açıktı. Üstelik bundan ufacık bir rahatsızlığım dahil olmamıştı.

Kaybetmek ve kazanmak arasında var olmuş hayatımda ilk defa bir şeyleri kazanıyormuş gibi hissediyordum. Ne kazandığım konusunda hiçbir fikrim olmadığını söylersem eğer, bana inanır mısınız? Lütfen inanın... Çünkü yalan söylemiyorum. Evet, kulağa saçma geliyor olabilir. Ancak yaşadığım şeylere alışık değildim. Bu yüzden ne hissettiğimi ve bunun neden olduğunu gerçekten bilmiyordum.

İçeriden annemin adımı seslenişini işittiğim an karşılık verdim. ''Geliyorum...''

IG: ebruilterr_wattpad
Facebook: Ebruilterr Wattpad
Tumblr: ebruilterr

Mefhum | Fasl-ı Bahar (İlk Aşk-İlk Duygu)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin