Keyifli okumalar... 🎀💕
Ne alınan ilaçlar ne de annemin lezzetli çorbaları beni üç gündür iyileştirebilmişti. En sonunda hastahaneye Yekta'nın aracıyla birlikte varmıştık. Tedavime muayeneden hemen sonra başlanmıştı. Bir serum yetmemiş, ateşimi düşürememişti. Nuray da ben kadar olmasa da şifayı kapmıştı. Onu gören Yekta da ısrarla muayeneden geçmesini istemişti. El mahkum kabul eden Nuray uzanır uzanmaz kendini uykunun kollarına bırakmıştı. Çünkü onun da gece boyunca uyuyamadığını biliyordum. Mesaj yoluyla haber vermiş, ''Mendil yetişmiyor, imdat!'' yazıp göndermişti. Cevap verecek takatim bile yoktu. Hastahanedeki üçüncü saatim dolarken babamın müşahede odasında benimle birlikte, büyük ihtimalle çocuklar tarafından yırtılmış deri sandalyede otururken kendini uykuya kaptırışını bir müddet izledim. Yalın ve benim görüşmemi yasaklayacağı aklımın ucundan bile geçmezdi. Ona bunu nasıl açıklayacağımı düşünürken kapının diğer tarafında Yekta ile konuştuğunu görmem beni telaşlandırmıştı. Yalın aramalarına cevap vermediğim için buraya kadar gelmiş olmalıydı. Ve bunu da kesin Yekta'dan öğrenmişti. Her ne kadar Yekta girmemesi için onu durdurmaya çalışsa da Yalın beni görmekte kararlıydı. Siyah rugan kundurasının çıkarttığı ses babamı uykusundan uyandırmıştı. Babam yüzüme endişeyle bakan Yalın'ı omzuna dokunarak durdurdu. ''Bekle...'' dedi sakin bir ses tonu takınarak. Yalın ne olduğunu anlamadan geldiği yöne doğru yürümeye başladığında şaşkınlıkla babamın sözlerini işitmeye başladı. Onları duyabilmek için kulaklarımı dört açtım. ''Bak oğlum, seni şimdiye kadar kendi evladım gibi sevdim, yakınlık gösterdim. Babana rağmen seni bizden biri bildim. Fatih büyüttü seni. Bu yüzden seni hep korudum kolladım. Beni de bir baban bil istedim.''''Osman amca, bir kabahat mi işledim? Benimle neden böyle konuşuyorsunuz?''
Yalın'ın üzerindeki kabanın yakasını düzelten babam başını salladı. ''İşin özü şu ki; ben artık kızımla görüşmeni istemiyorum.'' Yalın yüzüme baktı ve yutkundu. Bu verilmiş olan kararı işitmenin ve idrak etmenin onda da aynı etkiyi yarattığı belliydi.
''Peki neden?'' diye sordu zor duyabildiğim sesiyle.
''Neden mi? Oğlum, şu yüzünün haline baksana... Hangi belaya bulaştın?'' Yalın onu, yani babamı buradan uzaklaştırdığında artık ne konuştuklarını duyamaz bir hale gelmiştim. Neredeyse ayağa kalkıp yanlarına gidecek ve konuşmalarına eşlik edecektim. Yekta'nın gözleri arada bir onları bulsa da daha çok baktığı kişi Nuray'dı. Durumunu merak ediyordum. Aramızda bir perde olmasına rağmen ona ulaşamıyordum. Yetişemiyordum. Yatak ile perde arasında iki adım vardı. Kollarım uzanamayacak kadar uzaktaydı. Babamın birkaç dakikanın içinde yanıma gülümseyerek geldiğinde işleri yoluna koyduklarını düşündüm. Her şey yoluna girsin istiyordum, herkes gibi... Ancak babam kararlıydı. Onunla görüşmeme asla izin vermeyecekti. ''Nasıl oldun?''
''Daha iyiyim.'' dedim ve hemen ardından sordum. ''Yalın'la ne konuştunuz?''
''Gidip Nuray'a bakayım.'' Konuyu ışık hızıyla değiştirip yanımdan ayrıldı.
O gittikten sonra telefonuma bir mesaj geldi. ''Senden vazgeçmeyeceğim.'' Babamın istemediği bir şey konusunda ısrarcı olmam yanlıştı. Fakat bu durum öncekilerden çok daha farklıydı. Yine de iyi düşünmeliydim. Yalın'sızlığa ne kadar dayanabilirdim bilmiyordum belki ama babamı ezip geçemezdim. En iyisi her şeyi zamana bırakmaktı. Yeni bir mesaj geldiğinde bakışlarımı tekrar ekrana çevirdim. ''Durumun nasıl? İyi misin?''
Cevabı yazmak için tuşladım. ''Daha iyiyim. Beni merak etme. Kendine iyi bak...''
Bir dakika içinde gelen yeni bir mesaja babam gelmek üzereyken baktım. ''Bana veda edermiş gibi konuşma, lütfen.''
![](https://img.wattpad.com/cover/17168398-288-k844925.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Mefhum | Fasl-ı Bahar (İlk Aşk-İlk Duygu)
Fiksi RemajaBismillahirrahmanirahim -Düzenleniyor- Olacaklardan haberleri var mıydı dersiniz? Büyük bir olasılıkla hayır. Tanışmaları onlar için bir mucize miydi? Kesinlikle! Bahar'ın hayatına ansızın giren, babasının açtığı fabrika ve şirketin sorumluluğun...